"Herkesin döktüğü o kanı, şu yeryüzünde bir çağlayan halinde dökülen ve her zaman dökülmüş olan o kanı! Onu bir şampanya gibi akıtanlar, sonradan Capolite'de taç giyip insanlığın, velinimeti ilân edilmediler mi?..Etrafına biraz daha dikkatli bak da hükmünü öyle ver!.. Ben de insanlara iyilik etmek istiyordum. Yaptığım bu biricik manasızlığı affettirmek için,insanlığa yüzlerce iyi iş yapacaktım. Hatta yaptığım bu işe manasızlık bile denemez de, düpedüz beceriksizlik denir. Çünkü bu düşünce, başarısızlığa uğradıktan sonra, şimdi göründüğü gibi hiç de budalaca değildi.(Zaten başarısızlığa uğrayan her şey budalaca görünür!) Ben bu budalaca hareketle sadece kendime bağımsızlık sağlamak, hayatta ilk adımımı atmak, gerekli vasıtaları edinmek istemiştim. Bundan sonra her şey ölçülemeyecek derecede faydalı bir yürüyüş halini alacaktı. Ama ben daha ilk adımda tökezledim. Çünkü ben, aşağlık bir adamım, işte bütün mesele burada. Ama yine de sizin görüşünüzü paylaşamayacağım, başarabilseydim, benim de başıma taç giydirilecekti, şimdi ise kapana gireceğim!"