Holden Coulfield ismini ilk Teoman’ın bir röportajında onun ağzından duymuştum. Gönülçelen şarkısının ismini, çok etkilendiği bu kitabın aynı adlı eski bir çevirisinden aldığını söylemişti. Sonunda okudum. Satırlar boyunca güldüm, hüzünlendim, çoğu yerde Holden dile getiremediğim ama içimde saklı olan duyguları dile getiriyordu. Ne söylemek istediğini bağıra bağıra didaktik bir şekilde söylemek sanat değildir bence. Bir kitabı her okuyuşunuzda farklı şeyler alabiliyorsanız o kitap iyidir bence, Çavdar Tarlasında Çocuklar da bence böyle bir kitap. İnsanın hayatının her dönüm noktasında ( çocukluk, gençlik, erken yetişkinlik, geç yetişkinlik, yaşlılık) okuduğunda farklı tatlar alacağını umuyorum.
“Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta -yetişkin hiç kimse, yani-benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum.Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu çılgın bir şey.”