Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cengiz Toraman

Cengiz Toraman
@CengizToraman
null
null
16 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
163 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Aşk Romanı???
İnsanların okuduklarını anlamadıklarını söylerler. Ben inanmazdım ama buna aşk romanı olduğunu söyleyen arkadaşlar sayesinde inanasım geldi. Siz aşktan ne anlarsınız!? 1940'larda yayımlanmış bir roman olduğunu düşünürsek, Sabahattin Ali'nin tam bir Cumhuriyet çocuğu olduğunu söyleyebiliriz. Bir toplum düşünün Ataerkil bir yapıya sahip
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,4bin okunma
Reklam
472 syf.
·
Puan vermedi
Bir keresinde aşık olmuştum ben. Öyle bir kadındı ki gördüğümde resmi bile buram buram kadın kokuyordu. Tanıdıkça geçmişinde aldığı yaralar ilişki kurmamızı daha da engelliyordu. Babasının ailesi tarafından reddedilen gelinin kızı, evlendi diye neredeyse evlatlıktan reddedilen bir kadının kızıydı. Babasının eve getirdiği dostlarının büyüme çağındaki kızın vücudunu inceleyip amcanım ben senin diye taciz ettikleri kızıydı. Hatta eş durumundan tayin olsun diye tanımadığı bir adamla evlendirilen ve annesiyle küçük kardeşine basit bir maaşla bakmak zorunda kalmasına isyan etmesi sebebiyle yine annesi tarafından evliliği sonlanan küçük bir şehirde “dul” sıfatını taşımaya zorunlu kalan çok güzel bir kadındı. Elbette bunları kızından değil sonradan öğrendim. Annesi o kadar çok evden kovulmuştu ki hayatta güç sahibi olmak gerektiğine inanıyor ancak gücün de ev sahibi olmaktan geçtiğini düşünüyordu. Lanet olasıca kadın kızını da bu şekilde yetiştirmiş ve buna inandırmaya çalışıyordu. O ise inanmakla inanmamak arasında gidip geliyordu. Yani kifayetsiz bir babaya ve oynak bir anneye sahipti. Sonuç; hala aklıma geldikçe acı çekiyorum… Keşke kitaba ilişkin spoi falan veriyor olsaydım maalesef değil. Ancak bu kafanın üzerine okuduğum ciğerimi söken bir kitap olmasından dolayı yazdım. Kitabın incelemesini de çok derin yaptım: “ŞEBNEM” Bu isme asla kitabın içinde rastlayamadım. Ama her şeyi anlatıyor bence…
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri GecesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20147,3bin okunma
504 syf.
8/10 puan verdi
Hani bazı eserler için "eleştirmenleri çaresiz bırakan eser" diye tanım yaparlar ya bence aslında bu da öyle bir şey... İçimden eleştiri yazmak geliyor ama nereden başlayacağımı da bilemedim. Narsist bir baba hayal edin. Büyük ihtimalle gençliğinde ziyadesiyle ezilmiş ve geldiği noktalara zor da olsa bir şekilde gelmiş. Hatta o kadar zor gelmiş ki kendisine yeni ihtişamlı bir geçmiş yazıyor ve çocuklarına karısına kendisini kahraman gibi gösteriyor. İşin doğrusunu anlayabilecek olan karısını sindirip evin içine hapsettiğinden onun eski hallerini bilebilecek daha doğrusu ona geçmişini hatırlatabilecek hiç kimse yok. Annesinin evdeki hapis günlerinde ona eşlik eden, dolayısıyla naif olarak yetişen oğlu, acımasız toplum içerisine entegre olmakta başarısızlık çekerek fazlasıyla harcanır. Kaderin cilvesidir ki ilk tokatları da babasının toplum nezdinde güçlü olduğu dönemlerde büyüyen ve kendisini üstün bir babanın evladı olarak seçilmiş kişi, doğuştan güçlü olarak gören küçük kardeşinden yemesi de toplum içerisindeki yalnızlığını değiştirilemez olarak kabul etmesinin en temel dayanak noktası oluyor. Kabul görmemek de denmez aslında buna. Gerçek hayattan kopuk izole bir hayat yaşamasının zaruri neticesi. Tabi en sonunda kardeşi de batağa sürükleniyor. Tabi sonrası malum hikaye, erkek olamadan bir kadına aşık ol ve hayatın kaysın. Bilindik hikayeyi bilinmedik şekilde okumak isteyenlerin okumak isteyeceği bir eser…
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,795 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplara, özellikle şiir kitaplarına 10 puan vermek doğru değil diye düşündüğüm için 9 puan verdiğim kitap... Eskiden yazılmış birçok şiir kitabı okurken ya da onlara benzemeye çalışan şairlerin şiirlerini hissettirdiği cindirella sendromundan kurtulmak kolay oluyor ama bu... Bu başka bir şey. Cebinizdeki son parayla gittiğiniz meyhanede ya da eksi hesaptan harcayarak gittiğiniz barda ya da onu da yapamayıp elinizde bira şişesiyle sokakta hissettiğinizi size tercüme ediyor. Kim demiş şiir kitabı size iyi hissettirmeli diye? Aşık olmak çok kolay. Dışarıda göğüsleri dolgun kalçaları biçimli ve bilimum uzuvları dikkat çekici kadınlar var. Var da işte sonrası... Sonra geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu! Sana aşık oldum, Allahtan belamı buldum.
Geçtiğimiz Altı Ayda Çok şey Oldu
Geçtiğimiz Altı Ayda Çok şey OlduSinem Sal · Karakarga Yayınları · 2019356 okunma
431 syf.
9/10 puan verdi
Madam Bovary Kimdir?
Namus celladı “Madam Bovary kimdir?” diye sordu hakim. Gustave Flaubert cevapladı: Madam Bovary benim!!! Gerçekten kim bu Madam Bovary? Bilindiği gibi hiçbir insan, kadın olarak doğmaz. Bir kadın olarak inşa edilir. Ama erkek olmak için de yoğun bir inşaat gerekir. Ayrıca malzemeden çalamazsın. Romanda üç çok güçlü Madam Bovary var. Charles’ın annesi, ilk ve ikinci karısı… Peki romana adını hangi Bovary vermiştir? A) Charles’ı doğuran ve ikinci karısını aklına düşüren birinci karısını hipergamist bir tutumla oğluna musallat eden annesi B) Emma’yı görmesini yasaklayan ama sevmesini umursamayan ve Charles’ın annesine söylediği yalan nedeniyle Charles’ın annesini karşısına alan ilk karısı C) Köye sığamayan iyi eğitimli beyaz atlı prensini Charles zanneden Köylü Emma D) Mahkemede ‘’Madame Bovary benim.’’ diyen Gustave Faubert E) Evlatlarını kadın gibi yetiştirip bir şekilde hatalarını örtüp diğer kadınlara musallat ederek kifayetsiz kocalar yaratarak böylesi trajediler yaratan tüm kadınlar Kitabın özeti: Bu kafayla oğlunu doktor edersin hatta karı kocası da edersin ama adam edemez toplumu mahvedersin.
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · İletişim Yayıncılık · 201833,2bin okunma
Reklam
1/10 puan verdi
Mühendislik Harikası
Üniversite 1. sınıfın ilk döneminin sonunda bir arkadaşım "Hocam bu kitabı bize aldırdınız da son 2 ünitesini işlemediniz. Onca para verdik. Ayıptır bu yaptığınız" diye doçent bir hocaya serzenişte bulunmuştu. O günden beri ilk defa bir kitabı yarım bırakıyorum. Kitabı dinimizi anlatıyor diye savunanların dini ne acaba? Asr-ı saadette Efendimiz dahi tebliğ için daha çok emek harcamıştı. Kitap o dönemin mühendislik ürünü besbelli. Gerçek hayatın akışına da uzaktan yakından benzemiyor. Yorumları okuduğumda bir sürü kadının beğenmesi de ilginç. Bu yaşımdayım daha ne benim ne de bir başkası için camdan beline kadar sarkan ya da kendisini sevmeyen bir adama ölüm döşeğinde methiye dizen bir kadın ne gördüm ne duydum. Kadınları mini etekli ve mazbut olarak bölen namuslu ve namussuz olarak bölen bir kafaya sahip bir kadın nasıl bir yazar olabilirse öyle bir kitap yazmış. Kitabın vaktiyle öğretmen okullarında zorunlu okutulduğu da ek bir bilgi... Kadın düşmanı bir kitabın da çoğunlukla kadınlar tarafından beğenilmesi ayrı bir muamma. Felsefi ya da psikolojik bir derinlik? O da yok ki... Ülkemizde 235. sırada olan kitap ihtiyacımızı bu kitapla giderip gidermemek size kalmış
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,8bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Şamdanını söndürecek olan herhangi bir konuda takılırım...
İlk olarak yıllar önce belediyenin sahnelediği 1tl bileti olduğu ve yanımdaki arkadaşıma hem entellektüel görünmek hem de buluşmayı ucuza getirmek için gittiğim tiyatro ile duydum. Daha sonra da kitabını çok defa aradım. bulduğumda da bir solukta okumuştum. Nedense şu an gece saat 4.00 olduğu ve bir anda aklıma geldiği, uykumu kaçırdığı göz önünde
Sırça Hayvan Koleksiyonu
Sırça Hayvan KoleksiyonuTennessee Williams · Mitos Boyut Yayınları · 2000144 okunma
261 syf.
9/10 puan verdi
İnsanlar iyi midir?
İnsanlar iyi midir? Psikolojik olarak, Freud kötüdür der, Paul Bloom ise iyi Dini olarak, Hristiyanlık kötüdür der, İslam ise iyi, Felsefi olarak da iyi ve kötü olduğunu söyleyen bakış açıları olmakla birlikte gerek Hegel gerekse uzak doğu felsefesi bakımından iyi ya da kötü istidada sahip olmadığı her ne ise belirli bir bilinç ile sistematik olarak varoluş amacına evrildiği kanaati söz konusudur. Kitapta da genel olarak bu soru Golding'in bakış açısıyla irdelenmektedir. Bu nedenle, insanların genel doğasına yönelik yapılan pek çok inceleme gibi çocuklar üzerinden incelenmiştir. Öğretmenlik ve askerlik nosyonu taşıdığını her sayfada hissettiğiniz kitapta bir çocuğun ahlaki gelişimine yön veren dinamikler, insanların hangi durumlarda ahlaklı davranma eğilimi taşıdıkları, grup içerisinde lider olabilmek için ne tür vasıflara sahip olunması gerektiği ve grup dinamiği Golding'in yaşadığı dönemde gündemde olan tüm psikoloji kuramlarıyla müthiş bir kurgu birleşmiş. İlk soruya yani insanların iyi olup olmadıklarına istinaden de kitaptan kötü olduklarını anlayanlar olsa da şahsen ben lidere olan itaatin genel ahlaki kuralların önüne geçtiği sonucunu çıkardım. Bu nedenle de 1962 yılında yapılan Milgram deneyinden 8 sene önce yazılan bir kitap olması beni ayrıca etkiledi. Her eğitimcinin, psikoloğun yöneticinin daha doğrusu insan ilişkileri gerektiren meslekleri icra eden herkesin kesinlikle okuması gerekli olduğunu düşündüğüm bir kitap...
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,5bin okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
Bir yerden duymuştum şöyle bir sözü "Yaptığınız her savaşı kazanabilirsiniz, kendi biyolojinizle yaptığınız savaş dışında..." Kitabı okurken her sayfasında çınladı bu söz aklımda. Entellektüel açıdan daha üstün olan, daha elegan bir aileden gelen kadın sosyal konumuna uygun olduğunu ve ailesinden getirdiği kültürü yaşatabileceğini
Lady Chatterley'in Aşığı
Lady Chatterley'in AşığıD. H. Lawrence · Martı Yayınları · 20131,553 okunma
180 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Mahremiyet Algısı
40'ından sonra azanı mı desem, rahat battı mı desem... Tarih profesörü evliliğini sonlandırıp başka biriyle evlenir. Öyle bizim yazarların sığlığıyla öğrencisiyle değil tabi. insanın sevdiğini değil sevdiğinin insanı öldürmesinin hem de sadece var olarak onun istediği her şeyi yaparak öldürmesinin öyküsü. Toplumun uygun gördüğü yaşamın kendisini bunalttığını ve körelmiş idealist ruhunu bir kez daha kullanabileceğini düşünür. Yalnız evlendiği kadının geçmişinde yaşadığı ilişkiler ve yaşama şekilleri ona fazla gelir. Bu durumu kabul etse de kadının hoşgörülü tutumuna karşın kadına sahip olamadığını kadının saygısını kazanamadığını düşünür. (Daha önce gitmediği yerlere götürmek sevişmediği şekillerde sevişmek vb.) Kadının bakire yönlerini keşfetmeye çıkan bir yolculuk söz konusu... Otello, kıskançlık görünümüne sahip bir saflığın öyküsüydü. Bu ise kıskançlık aşağılık duygusu görünümüne sahip erkeğin kadını taşıyamamasının ve erkekler arası görünmez olan ama yoğun hissedilen hiyerarşinin öyküsü. (P.S. Adam profesör de olsa kadının yanında ezik kalıyordu...) Muhakkak okunmalı...
Benimle Tanışmadan Önce
Benimle Tanışmadan ÖnceJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 2002167 okunma
Reklam
77 syf.
8/10 puan verdi
“Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?” Sorusuna benzer bir soruya cevap arıyor. “Zeki ve çalışan mı bilir yoksa yetenekli ve hayatın içinden yaşayarak öğrenen mi?” Bir tarafta hiç eğitim almamış ama görerek yaşayarak öğrenmiş bir şampiyon var diğer yanda da hiç kimseyle iletişime geçmemiş ve sadece çalışarak kapalı bir ortamda kendini geliştiren(ya
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,7bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı takıntılı bir kadının hülyaları, genç kız rüyası, umursamaz bir adamın kendini yüksek görerek göstermiş olduğu gevşekliği ya da her nereden bakıyorsanız o şekilde yorumlamak mümkün. Zaten şu ana kadar kitabın özetine yönelik sayfada tonla özetin ve incelemenin yazıldığını göz önünde bulundurursak içeriğe ilişkin bir şeyler yazmak boş geldi şimdi bana. Ama mektubun yazarının bu güne kadar bir kadında uyandırmak istediğim hisleri, bir kadının bana göstermesini istediğim bağlılığı aşık olduğu adama gösterdiğini gördüğümde kafamı kaldırmadan okudum (Gerçi çok ince bir kitaptı). Bu nedenle de mahvoldum. Aşık bir kadının aldatırken bile kirlenmeyen yaptığı kötü davranışlara bile erkeğini mutlu etmek için yönelen bir kadın... Tüm bunlara karşın kadının tek beklentisi tanınmak, sadece sevdiği adam tarafından tanınmak. Ve alıntı olarak da kitaptan değil ama kitabım hatırlattığı eski kız arkadaşımdan alıntı yapacağım... "Ne var biliyor musun? Bir gün bütün bu kavgalarımız bittiğinde ayrılmış olacağız ve en üzüldüğüm şey de bu ilişkimiz bittiğinde sen beni bunca zaman içerisinde hiç tanımamış olacaksın..." Ne diyeyim ki bütün erkekler hep aynıyız...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,2bin okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
Pek çok incelemede de belirtildiği ve kitapta yazdığı gibi yazar kendisinin ölüm döşeğinde olduğunu düşünerek 1959 yılında yazdığı bir kitaptır. Şimdi ben ölüm döşeğinde olduğumu ve az vaktimin kaldığını düşünsem ne yapardım? Muhtemelen çok para kazandıracak, varsa aileme yüklü bir miras bırakacak bir şeyler yapmak isterdim. Yazarın da benzeri bir
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,1bin okunma