Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çiğdem Furat

Çiğdem Furat
@Cigdemcecik
125 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
224 syf.
3/10 puan verdi
(Spoiler icerir) Genel izlenimim, berbat bir kitaptı. Basta akici anlatimiyla bir yere kadar merak ederek okudum. Sonra uzatarak anlatmalar basladi. Kendimi bitirmeye zorlayarak, bir yerden sonra atlaya atlaya okudum. Hep daha kötüye giden olaylar orgusuyle ic bunalilticiydi ve kotu bir sonu vardi. Harcadigim her dakikaya pismanim.
Şans Müziği
Şans MüziğiPaul Auster · Can Yayınları · 2017483 okunma
Reklam
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok etkileyiciydi. Akıcı anlatımı ve iyi hikayesine kapılıp, gidiyorsunuz. Gerçekte de var olmuş olan bu tren, çoğu İrlanda kökenli kimsesiz çocukları, onları evlat edinsinler diye ülkenin ücra yerlerine taşıyor. Her durakta, bir çeşit çocuk sergisi yapılıyor ve evlat edinilmeyen çocuklar bir sonraki durakta tekrar sergileniyor. Kimi iyi aileye düşerken, çoğu bedava işçi arayan insanların eline düşüp, köle gibi çalıştırılıyor. Bu kitapta da o çocuklardan biri olabilecek bir kız karakter oluşturmuş yazar. Onun hayatını çok gerçekçi işlemiş. Birebir aynı olmasa da böyle şeyler yaşamak zorunda kalan çocukların hala var olması gerçeğini hatırlatmış. Üzüyor ama tamamen drama da değil, bir yerden sonra mutlu kısımlara geçiyor. En azından bu kitaptakiler mutlulugu buluyor. Yaşadıkları zorlukları bilmek, mutlu olduklarında sizi de çok mutlu ediyor. Karakterlerini özleyeceğim. Okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Tavsiye ederim.
Öksüzler Treni
Öksüzler TreniChristina Baker Kline · Arkadya Yayınları · 20141,739 okunma
5/10 puan verdi
Cümleleri uzun uzun yazması, bir şeyleri anlatırken çok uzatması, özellikle Dr. B konuştuğunda kısa bir olayı anlatması bile sayfalarca sürmesi çok sinir bozucuydu. Gereksiz uzattığı için atlayarak okudum. Tavsiye edemem. Sadece farklı bir kısa hikaye olmuş, o kadar. İçeriği; Bir adam yapacağı gemi yolculuğunda bir satranc sampiyonunun da oldugunu öğrenince, ona yaklaşma çabasıyla dikkatini çekmek için salonda satranç oyunu başlatır. Sonunda kendisi gibi ona yaklaşmak isteyen başka bir adam sayesinde, şampiyona karşı bir grup kişinin oynayacağı toplu satranc oyunu baslatılır. Şampiyon kibirli tavrıyla sinir bozsa da ekip bir türlü kazanamaz ama inatla oynamaya devam edilir. Defalarca yenilgiden sonra ekibe, yabancı bir adam yardım etmeye başlar. Ekip onun sayesinde nihayet şampiyonla berabere kalabilmişlerdir. Bunun mutluluğu ile, onun şampiyonla teke tek oynaması için adamı ikna ederler. Kim kazandı, sonra ne oldu, bunlar da finalde.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
6/10 puan verdi
Kitap genel olarak iyiydi ama abartıldığı kadar iyi değildi. Öncelikle, romantizm biraz abartılmış, kolay aşık oldu. Yanlış anlaşılmaların açıklaması bence eksikti. Olayın örgüsünde gizem olması gerek, tamam ama hayatın akışına uygun yapılmamışlardı. Gizem olsun diye susmalar ve susana soru sormamalar, bir taraftan da olayları araştırsın diye gazlamalar var ama araştırsın isteyen de sorulara cevap vermiyor. En önemli sorun da, final biraz eksik kalmış. O kadar yükseltip, en beklettiği şeyi eklememesi, sadece umut vermesi bir eksiklik hissi oluşturdu. Bu sebeplerden benim puanım bu nedenlerle 10 uzerinden 6-6,5 . İçeriği; Emily, ilhamını kaybetmiş bir yazar. Kocasının da onu aldatması ve başka kadına gitmesiyle, hayatında değişikliğe ihtiyaç duyar. Çok sevdiği ve uzun zamandır görmediği yengesinin, eskiden hediye ettiği bir tabloya rastlayınca, adaya onun yanına gitmeye karar verir. Yengesinin evinde kaldığı misafir odasında bir günlük bulur ama bundan hiç yengesine bahsetmeden okumaya başlar. Okudukça yengesinin arkadaşının da desteklemesiyle günlükte yazanları araştırmaya çalışır. Ama yengesinin arkadaşı da dahil, hiç kimse bu konuda tek kelime etmez, duymazdan gelir. Günlükte adı geçen kişiler gerçek mi ondan bile emin olamaz, çünkü o isimlerde kimseye rastlamaz. Ne hikmetse hepsi de ya ikinci adını kullanmış ya da adını değiştirmiştir. Bu arada adada kısmeti de açılan Emily, iki kişi arasından birini seçer ama adamın sözleri samimi gelse de yaptıklarında çelişki vardır. Onda da bir gizem vardır. Tüm gizem sonda ortaya çıkıyor da yüzleşme kısmında bir eksik kalıyor.
Mart Menekşeleri
Mart MenekşeleriSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201622,4bin okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok sürükleyici ve güzeldi, elimden bırakmak istemedim. Hikayesi de güzeldi. Yalnız, sürekli "Jenny farklıydı, Jared başka güzel kadınlarla çok beraber olmuştu ama o farklıydı, onda başka bir şey vardı" diye o kadar çok tekrarlıyor ki "yav he TAMAM FARKLIYDI TAMAM" diye haykırasım geldi. Bir de, birbirlerini her gördüklerinde
Son Adım Aşk
Son Adım AşkKimberly Fisk · Martı Genç Yayınları · 2014142 okunma
Reklam
416 syf.
7/10 puan verdi
Bütünü için tek yorum yapamayacağım. Son bölümü katmadan ikiye ayırıyorum; yardım almadan ilerlediği ilk kısım ve yardım alarak ilerlediği ikinci kısım. İlk kısımda; bir kadın karakter olduğu için sanırım, bu kadar şiddete maruz kalmasına, ciddiye alınmamasına sinir oldum. Daha doğrusu ona bunları yazan yazara... İşler bir kısır döngü içinde, aralıklı olarak sinir olmayla geçti. Devam etmekte kararsızdım. Neyse ki ikinci kısımda nihayet birileri de katılınca işler hareketlendi. Ondan sonra hız kazandı. Bu yüzden ilk bölümü sevmemiştim, ikinciyi sevmiştim. Ancak herşeyin çözüldüğü son bölümde, neden ilk bölümde öyle olması gerektiği anlaşılıyor. Yani, hemen vazgeçmeyin, keyif almak için biraz sabretmeniz gerekiyor. İçeriği; kendisi gibi sevgilisi de psikiyatrist olan Dr Ellen Roth'a, sevgilisi, bir hastasını emanet edip, seyahate çıkar. Ancak, hasta 2. günün akşamında klinikten kaybolur. Üstelik kendinden başka kimse onu hiç görmemiştir. Ona hayal görmüş gibi davranırlar. İşin içinde bir iş olduğunu anlar ve sevgilisine de ulaşamadığı için tek başına o hastasını bulmaya çalışır. Bu sırada başına gelenler yüzünden ölümle burun buruna gelir. Artık tek başına dayanamayacağını anlayıp, arkadaşının yardım elini kabul eder. Bir hackerın da yardımıyla herşeyi çözmeye başlarlar.
Psikiyatrist
PsikiyatristWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20169bin okunma
288 syf.
5/10 puan verdi
Anlatımı kötü, hikayesi iyiydi. Olayları çok uzatıyor. İçim sıkıldı tekrarlardan, gereksiz merak oluşturma çabasıyla uzatıp durmasından. Bir yerden sonra atlayarak okumak zorunda kaldım. O yüzden, hikayesi ilginç olsa bile keyif alamadım. Uzun zaman kitapsız kalmış olmak gerek bence bu anlatımı beğenmek için. İçeriği; Bir prosefor ve kızı bilimsel çalışmalarını rahatça sürdürebilmek için tenha bir yerde eski bir şato alır. Bir gece laboratuvarın bitişiğindeki odaya uyumaya giden ve içeri girdiği gibi kapıyı iyice kilitleyen genç kadın (profesörün kızı) vahşi bir saldırıya uğrar. Babası ve yardımcılar odanın kapısını güç bela kırarlar. Matmazel içerde baygın ancak saldırgan orada yoktur. Küçük ve camları demirli olan, gizli bir kapısı da olmayan bu odaya nasıl girip çıkabildiğini kimse anlayamadığı için olay ülkede büyük yankı uyandırır. Olayı çözmek için ünlü bir polis dedektifinden yardım istenir. Olay, gizemli olayları çözmede çok iyi genç bir gazetecinin de ilgisini çeker. Olayı kimin, nasıl ortaya çıkaracağını okuyunca göreceksiniz (ve bir yerden sonra kabız hissedeceksiniz).
Sarı Odanın Esrarı
Sarı Odanın EsrarıGaston Leroux · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,313 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Beyin felci geçirmiş birinin kafasından neler geçermiş meğer. Aslında bizden akıl yönünden hiç de farklı değillermiş. Cahilce gelecek ama ben zekalarının da etkilendiğini sanıyordum. Öyle olursa bulundukları duruma daha kolay katlanırlar diye düşünmek istedim herhalde. Bu yüzden bu aydınlanma beni üzdü. Başka bir aydınlanma da şu şekilde oldu; en basit şeyleri yapabilmenin ne kadar büyük nimet olduğunu zaten anladığımı sanıyordum ama bu denli farkında olmamışım meğer. Allah, fiziken ve ruhen benzer durumlarda olanlara kolaylık ve şifa versin. Okurken, fiziki durumundan çok, hapsolmuş ruhu yüzünden çektiği acılara üzüldüm, iyi bir aileye ve özellikle de öyle iyi bir anneye sahip olmasını kıskandım, en sonda da başarısıyla çok gurur duydum ve sevindim. Bir başarı öykuyevet ama ruhen iyileştiğine emin değilim. Umarım o konuda da ilerleme keyfetmiştir. O bunalımlı kısımları nedeniyle benzer durumdaki kişilere tavsiye eder miyim bilmem çünkü sonunu beklemeden bitirirlerse daha kötü hissedebilirler.
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,7bin okunma
5/10 puan verdi
1930larda yazılmış bir piyes. Anlatım dili de "rica ederim susun, yalvarırım böyle konuşmayın" tarzında. Üçüncü perdede bıraktım. Aynı ruh haline devam etmesi gerektiğini anlıyorum ama sarhoş muhabbeti gibi iyice çekilmez oldu, çok uzatti. Olay şöyle; Bir adam piyes yazıp, oynatıyor. Gazeteler hep bu oyundan bahsediyor. Piyesin konusu "babasi gibi kendini bahçedeki incir ağacına asan adam". Piyesi yazan adamın da bahçesinde incir ağacı vardır ve babası orada kendisini aşmıştır. Böyle olunca piyesin yazarı çok dikkat çeker. Kendisini asacağı, hatta piyesteki gibi annesini sözde yanlışlıkla vuracağı düşünülür. Piyes yazarı başlarda, piyesteki adamla kendi benzerliğinin abartıldığını söyleyerek inkar eder. Yalnız gittikçe kendini daha çok sorgulamaya, akıl sağlığını kaybetmeye baslar. Bu sorgulamalara daha fazla katlanamadığım için bıraktım. Bir de anlatım tarzı yüzünden konuşmalar fazla dramatik ve abartılı geldi. Bana göre değildi.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Benim bakış açımı genişleten, verdiği bazı bilgilerle ruh hallerimizin anlamları konusunda gözümü açan ve kendi sorunlarımla ilgili de içimi rahatlatan, iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu. Önceden sanki bilmeden bir sisin icinde yolu bulmak için debelenirken, şimdi daha sakinim ve duygularımla başedebilirmişim gibi hissediyorum. Mesela, sorunların üzerine gidilmeli diye bir söz vardır; burada ben şunu öğrendim; evet üzerine gidilmeli ama kendimize karşı bile olsa bunu önce anlayışla, destekleyici tavırla ve ruh durumumuza göre bir hızla, gerekirse durup, bekleyerek yapmamız gerekiyor. Psikiyatrist yazarımız da bu kitabı bu amaçla yazmış. İnsanların normal hayatta da karşılaşabileceği durumları anlatıp, bilgi vererek kendimizi irdelememizi istemiş. Bunun bize yararı olacağını söylüyor ki çok haklı. Bu arada, bilgi içeren şeyler sıkıcı olabiliyor normalde. Ama burada bilgileri olayları anlatırken verdiği için, sanki beraber durumu ele alıyormuş gibi hissettiriyor. Çok az olarak bir kaç yerde biraz bilgi detayı artmış gibi-kisaltmalalarin anlamlar mesela- , merak etmeyen o kısmı atlar. Bence herkes iç huzuru ve ruh durumunda bilincinin artması için mutlaka bu kitabı okumalı.
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,3bin okunma
Reklam
112 syf.
6/10 puan verdi
Bana göre anlatımı süslü geldi. Cümleler, konuşanların da kibar olması ve eski bir dönemi yansıtması etkisiyle mi, yoksa yazarın normal tarzı mı buydu bilmem ama fazla süslüydü. Siyah beyaz Türk filmlerinden konuşmalar gibiydi. 2 hikaye vardı içinde; "Beyaz Geceler" ve "Başkasının Karısı". Farklı hikayeler olsa da ikisinde de
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201674,4bin okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sıcak bir his uyandıran, zaman zaman duygulandıran, hatta beni biraz ağlatan bir kitaptı. Anlatımı akıcıydı. Dört kadın karakterin hayatlarını ayrı ayrı ele alarak, her bölümde ayrı pencereye geçmiş. Yazarın önce "İyi ki Geldin" adlı kitabını okumuştum. Bu galiba ondan önce yazılmış ki aynı İplik dükkanı ve sahibi bu kitapta da var. Hatta burada o asıl karakter olmuş. Bir tek onun bölümlerini anlatıcı kendisiymiş gibi birinci ağızdan anlatmış. Başka bir karakter de ilk kitapta olan bir karakterle benzer özellikte. Bu biraz tembelce geldi, karakter üretememiş gibi... Sürekli hastalığından bahsetmesine bir ara "of yeter" cektim. Sonra iyi haberlerde ben de onunla beraber sevindim. Böyle takıldığım ufak tefek şeyler olsa da yaşattığı duyguları sevdim. Buarada Allah tüm hastalık çekenlere acil şifalar versin, hastalıkları bir daha geri gelmesin inşallah...
Küçük Mucizeler Dükkanı
Küçük Mucizeler DükkanıDebbie Macomber · Martı Yayınları · 201814,3bin okunma
440 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İyi ki okudum. İyi hissettiren bir kitap oldu. Hikayesi iyi. Sürükleyici ve anlatımı da iyi. Ufak tefek abartılı kısımları vardı, onları da önemsemedim. İçeriği; Duygusal yönünüze hitap eden bir kitap. İşkolik bir avukatın, hayatının tek anlamı işiyken, işinden atılmasıyla hayatı tamamen değişir. Annesini küçük yaşta kaybeden Libby (yani avukatımız) annesine verdiği sözle başarılı olmak için hep çok çalışmıştır. Kendini işine adarken, farkında olmadan sosyal hayatını feda etmiştir. Eşi onu terketmiş ve hiç arkadaşı olmamıştır. Şimdi işsiz kaldığında yaptığı onca fedakarlığın nasıl bir hata olduğunu anlar. Üniversiteden beri çok nadir görüştüğü bir arkadaşı ile iş bulmak ümidiyle bir buluşma ayarlar. Onunla birlikte bir yüncü dükkanına girmesi, hayatının kalanına hiç ummadığı şekilde yön verecektir.
İyi ki Geldin
İyi ki GeldinDebbie Macomber · Epsilon Yayınları · 2017632 okunma
168 syf.
6/10 puan verdi
Cinayetin kurgusu iyi. Adaletin yerini bulması tatmin edici. Dedektif herşeyi hızlı öğreniyor (ki bu gerçekçiliği azaltan bir şey bence). Paragraflarda gereksiz uzatmalar olsa da konu çok dağılmadan hızla ilerliyor. Ama kitaba tam olarak sürükleyici diyemem, çünkü anlatımda bir soğukluk var. Bu da okuma isteğini azaltan bir şey. Bir de üvey babayla sona doğru yaptığı konuşmada, dedektifin, onun çirkin düşüncelerine hak vermesi, rahatsız ediciydi. Genel olarak fikrim; kötü olmasa da sevemedim. İçeriği şöyle; Kızı vahşice öldürülen bir adam, artık eski bir polis olan dedektife giderek, bir araştırma yapmasını ister. Katil zaten bellidir, kızın birlikte yaşadığı kişidir ve kendini öldürmüştür. Bu yüzden kızın babası, sadece kızı hayattayken ki durumu hakkında araştırma yapmasını ister. Dedektif de birkaç gün araştırma yapar ve hem katil genç çocuk, hem de öldürülen genç kız hakkında öğrendiği şeylerle asıl katilin kim olduğunu bulur.
Babaların Günahları
Babaların GünahlarıLawrence Block · Oğlak Yayınları · 199857 okunma
240 syf.
6/10 puan verdi
16 yaşında bir çocuk, bir cinayeti aydınlatıyor. Şimdi, bu şans eseri olsa, tamam ama o kadar araştırmaya girişiyor, birilerini rahatsız ediyor, bir eve gizlice giriyor, ufak tefek tehditte de bulunuyor ama hiç başına kötü bir şey gelmiyor!? Profesyonel ve yetişkin gibi davranıyor. İnandırıcılığı bu yüzden eksikti. Abartılı kısımları vardı. Bir gizem oluşturmaya çalışmış yazar ama bu alakasız ve belliydi. Sonsöz kısmı da çok saçma ve gereksiz bir eklemeydi. Sürükleyicilik, idare ederdi, yazar kendi hızını kesmese iyiydi diyebilirim ama kesip, durdu. Cinayet sebebi mantıklıydı. Özetle; okunacak kitap yoksa okunur, öncelik vermem. İçeriği; Yaşlanıp, yıldızı sönmüş bir gazeteci olan Ernest Moberg, bir kasabaya, vahşice işlenmiş bir cinayetin haberini yapmak için gider. Yanına da 16 yaşındaki yeğeni Filip'i fotoğrafçı olarak götürür. Olay şu; her işini yaptırdığı emektar çalışanının evinde, zengin bir adam baltayla parçalanarak öldürülmüş olarak bulunmuştur. Üzerinde kurbanın kanından bolca olması ve baltadaki parmak izleriyle, katilin o çalışan olduğu kesin gibidir. Ancak, genç Filip, "bu kasabada bir şeyler var" hissiyle, olayın peşine düşer. Garip bulduğu herkesi takip eder, her işi rast gider, her şeyi öğrenir ve kahramanlık da yaparak katilin kaçmasına da engel olur.
Barkvik Cinayetleri
Barkvik CinayetleriIngvar Ambjörnsen · Can Gençlik Yayınları · 201041 okunma
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.