Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ayça

ayça
@NMACHI
36 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
Dünya sahtekarlarla dolu azizim; samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim koca koca kitapları devirmemiz, iki satır samimiyet bulabilmek içindir.
Reklam
Yüce tanrım! ya ona azıcık merhamet ver, yada bana çokca dayanma gücü. Ya bendeki sevginin birazını ona ver yada, ondaki vurdum duymazlığın birazını bana. Tanrım! ya onu bana ver, yada beni ona...
"Sakın," dedi kendine, "korkma." Bir hafta önceydi, anlamıştı. İnsan çok yalnızken, bir tane daha kendinden doğuruyordu içinde, "Korkma," desin diye..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Eğer, hayatınızın herhangi bir an’ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken… Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün… Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın.”
“İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor.”
Reklam
"Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı, ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı."
"Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın."
"Her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen insanlar olmaya başladık."
“Kişisel değer saydığımız şeylerin, toplumun baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olabileceğini de hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıyız.”
“Yazık ki erkekler, şımartıldıkları zaman nerede durmaları gerektiğini çoğu zaman bilemezler.”
Reklam
"Delikanlı, yüzünü bile göremeden sevdiği yavuklusuna aşkını, ilan etmek için penceresi önüne bir parça kömür, bir limon, bir de kuru ekmek bırakır. Kömür, 'Aşkından yandım kavruldum' demektir. Limon, 'Sevdanla sararıp soldum.' Kuru ekmek ise 'Yeter ki kavuşalım, ömrümce kuru ekmek yemeğe razıyım.'"
Sayfa 120
“Eşkiyanın eskisi yenisi olmaz,” diyerek itiraz ettim. “İkisinin de yaptığı zorbalık değil mi? Artık bırakalım bu edebiyatı. Yumrukla, tabancayla, bıçakla sağlanan üstünlüğün saygı duyulacak nesi var? Güce değil, adalete itibar etmek lazım.”
“Bak, Milena, Robinson bir gemiye tayfa yazılı o tehlikeli yolculuğa çıkmış, gemi batmış ve daha bir sürü şey geçmişti başından. Oysa yalnızca seni kaybetmem yeter, Robinson’un durumuna düşerdim ben de. Hatta onunkinden de kötü olurdu durumum. Onun bir adası, çalışmayıp dinlendiği bir cuması ve daha pek çok şeyi vardı, sonunda da bir gemi adadan yine alıp götürdü kendisini ve başından geçenleri bir düşe dönüştürdü. Ama seni yitirdim mi hiçbir şey kalmaz benim elimde, adım bile kalmaz, onu da sana verdim çünkü.”
Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini."
Sayfa 113
"Kimseyi cezalandırmak yok, dedi Filip Filipoviç heyecanla, bunu iyi yaz aklına! İnsana da hayvana da yalnızca telkinle yaklaşılabilir!"
Sayfa 46 - kültür yayınları
“İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri ama olamadıkları kişiyi anlatırlar.”
Reklam
“İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.”
''...yeryüzünde cahillik ve yoksulluk varoldukça, elinizdeki gibi kitaplar hala yararlı olma niteliğini koruyacaktır.''
"Esselamü aleyke, yâ Resülallah! İşte kılıcım! Onu sana teslim ediyorum! Kafkasya'yı düşman işgalinden kurtarmak için hayatım boyu mücadele ettim. İslam dinini yaymak için uğraştım ama elimden ancak bu kadardı geldi. Benden razı ol, şefaatinden mahrum bırakma yâ Resülallah"
Kitabın arka yüzünde yazan bir söz
"Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz."
"Bazen bana öyle geliyor ki,birlikte yaşamak yerine,ölmek üzere mutlu mesut yan yana uzanacağız.Fakat ne olacaksa senin yanında olacak."
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Reklam
Aşk , bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir..
Birine "G*tün tekisin" diyorsam, oradaki "yıldız" sansür değil, o kişinin yıldızlı bir göt olduğunun belirtisidir. Yıldızlı pek iyi gibi...
Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Mühim olan, çamurlaşmamak !
Ya tam ortasındasındır aşkın, merkezinde; Ya da dışındasındır; hasretinde…
“Ve üzüntün geçtiğinde (çünkü zaman bütün acılar dindirir) beni tanımış olduğuna memnun olacaksın.”
Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi birşey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne farkeder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var.