Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

s...

112 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitabın başında hikayedeki herkes gibi biz de Santiago Nasar'ın öldüğünü öğreniyoruz. Bu kendimizi karakterlerin yerine koymamızı sağlayan güzel bir duruma sebep olmuş diye yorumluyorum. Çünkü kitaptaki herkes gibi bizde ölmemesi için bir şey yapmıyoruz. Ölümü öğrendik ya peki ben niye okuyacağım ki demeyin çünkü dur bakalım olay nasıl
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,8bin okunma
Reklam
272 syf.
5/10 puan verdi
·
50 günde okudu
Kristof Kolomb'un batıya, kendisine göre Hint ülkelerine, yaptığı dört seferinde tuttuğu seyir defterlerindeki yazılanlarından ve İspanya kralına yazdığı mektuplardan oluşan derlemeleri okuyoruz. İlk seferde yolculuk sırasında alınan mesafeyi adamlarına daha az olarak aktarıyor böylece geri dönüş yolununun çok uzak sanılmamasını adamlarının geri dönemeyecekleri korkusuna kapılmamaları sağlamaya çalışıyor. Okyanusun ortasındaki Sargasso Denizi'nden (yosun denizi) geçerlerken ki kısım önemli bir bilgisel detaydı. Ulaştıkları yerlerdeki yerliler ve bölgeler için genel olarak bizden korkuyorlar, bizi tanrının gönderdiğini düşünüyorlar, bizle eşya değişimi yapmaya çok istekliler, çok itaatkarlar, gelişmiş silahları yok, hristiyanlığı burada çok kolay yayabiliriz, bölge dünyanın cenneti, tarım alanlar için çok uygun yerler var seklinde kendini tekrarlayan anlatımlar var. Her seferinde de altın madenlerini araştırma çabaları devam etmekte. Kolomb'un bazı olaylara neden sonuç ilişkisine değinmeden veya beklentisine uygun değerlendirmelerde bulduğunun daha sonraki yıllarda ortaya çıktığını ekleyenin. Bu tür tarihi olayların okunması önemli ancak ben konuya ilişkin videoların izlenmesini hem görsel açıdan daha iyi anlaşılacağını hem de çok kısa sürede konuyla ilgili bilgi edileceğinden ve bu kitabında kendinin çokça tekrarlayan bölümleri olmasından dolayı tavsiye ediyorum. İyi seyirler :)
Seyir Defterleri
Seyir DefterleriKristof Kolomb · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015351 okunma
456 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Şehrin göbeğindeki hayalet semt Tarlabaşı'nda yılbaşı gecesi işlenen cinayet sonrası Beyoğlu'nun En güzel Abisi Başkomser Nevzat ile tanışıyoruz. Bir İstanbul gerçeği olan konu hiç yabancı değil. Hikaye sırasında gezi olayları ve bölgede yaşamış daha sonra göç etmiş rum kökenli vatandaşlar hakkında değerlendirmeler yapılıyor. Katılın katılmayın, eksik veya abartılı bulun orası size kalmış. Ben şu dönem yorum yapmayacağım. Adaletsizlik, rüşvet, yolsuzluk, mafya ve polis ilişkileri, aşka da çokça değiniliyor. Benim değerlendirmeme gelirsek hikaye çok durağan, olaylar akıp gitmiyor. Hadi artık bir şey olsun bir sürpriz olsun istiyorsun yok. Evet ya bunu beklemiyordum diyemedim. İstanbul'un göbeğinde bence kitaptaki gibi anlatılan dostluklar, komşuculuk yok. Zeynepcim, Alicim gibi kibar kibar ifadeler veya mafya adamları sorgusunda nazik havada geçen konuşmalar benim gerçeklikten uzaklaşmama sebep oldular. Bunlardan dolayı da bir bölüm bitince diğer bölüme hevesle okumaya geçemedim. O yüzden kitapta elimde günlerce süründü. Klasik bir Türk filmi tadında geçen kitabın sonu da öyle oldu. Aşırı tavsiye değildir. Keyifli okumalar dilerim :)
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi
Beyoğlu’nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201935,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
272 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
19. yüzyılda Londra'dayız. Phileas Fogg arkadaşlarıyla sohbet ederken bir iddia sonucu 80 günde dünya çevresinde dolaşabilirim diyor. Peki bunu niçin ve ne amaçla diyor, başarabilecek mi, sonunda ne oluyor? Sade, akıcı bir dil ve basit diyaloglar ile kolayca okunabiliyor. Yer yer maceralı geçen hikâyede bazen fazlaca detaylı bölge isimlerinden bahsedilmesi ara ara da ingiliz güzellemeleri dışında genel olarak beğendiğimi belirtebilirim. Keyifli okumalar dilerim :) Şöyle de bir alıntımız var Büyük hırsızlar hep dürüst görünüşlüdür.
Seksen Günde Dünya Gezisi
Seksen Günde Dünya GezisiJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Yazarın halkı galeyana getirdiği gerekçesi ile sürgüne yollanmasına sebep olan bu tiyatro eserinde vatan sevgisini ve aşkı akıcı, anlaşılır, etkileyici bir dille okuyacak ve eserin sonunda da şaşırıp düşüneceksiniz. Bir günde rahatça okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim Türk milliyetçiliğine ilham kaynağı olmuş, Genç Osmanlı hareketi mensubu yazar, gazeteci, devlet adamı ve şair olan Namık Kemal ile tanıştığıma çok memnun oldum. Şuraya seçtiğim alıntıları bırakıyorum. Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır. Vatanını sevmeyen Allahı'nı da sevemez. Bu vatan ki, bir zamanlar kılıcının gölgesinde birkaç devlet yaşatırken, şimdi ancak birkaç devletin sayesinde kendini koruyabiliyor. Ben şimdi vatan için ölmeyeceksem, niçin doğdum? Ben adam değil miyim? Görevim yok mu?.. Vatanımı sevmeyeyim mi? Ah, vatanını sevmeyen adamdan nasıl aşk beklersin?
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201821,5bin okunma
Reklam
437 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Birinci Dünya Savaşında yenilmiş Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentinde yani esir şehir olan İstanbuldayız. Milli mücadele başlıyor ve o dönemde İstanbulda bulunan kişilerin fikirlerini, beklentilerini, psikolojilerini, ümitlerini, ümitsizliklerini, ihanetlerini, vatan sevgilerini ve bunlar gibi birçok duyguyu, düşünceyi iki taraflı bakış açısı ile okuyoruz. O dönemlerde yaşayan insanların bakış açılarını anlamaya yardımcı olacak bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabın dili çok ağır değil ama okuma sırasında çoğu zaman bir akıcılık oluşmadı. Kitapta bir şeyler eksik gibi geldi. Öyle ciddi şekilde milli duygularım kabarmadı veya karşı fikirlerde olanlara kızmadım. Sanki tarafsız biriymiş gibi okudum. Bazı bölümlerde hadi canım bu kadarda hakka, hukuka dikkat eden işgal kuvveti mi olur dedim. Sevdim mi evet ama beklenti ile okunmaması gerektiğini düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim... Şuraya beğendiğim birkaç alıntı bırakıyorum. Politikaya alışıyordu. Yani dalavereye... Aman yarabbi! Bir insan kendi memleketinde kıstırılmış bir vahşi hayvana benzer mi? Bir devletin, devrini tamamladığı, adaletinin bu halinden belliydi. İşte, her vesika, her ferman, her kadı mahkemesi hükmü, dini, başka başka kazançlara alet edebilmek için, akıl almaz şeriat hileleriyle dolu... Koca Alman'la beraberken yenildik! Şimdi bir başımıza, çoban sopasıyla yedi düvelin karşısına çıkmak ne demektir? Dedim ya, her zaman akıl idare etmiyor memleketleri... Bir millet uzun zaman kandırılamaz. Umudu da satıyorlar namussuzlar, umutsuzluğu da... Bunları asmak yetmez. Bunları ne yapmalı bilmem ki?
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,2bin okunma
120 syf.
6/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Amerika'nın adı niye Amerika? Peki Amerika diye anılmaya başlandıktan sonra ne tür itirazlar, tartışmalar yaşandı? Kitapta buna ilişkin Stefan Zweig'ın tarihsel sürece ilişkin tespitlerini ve değerlendirmelerini merak ediyorsanız okuyabilirsiniz. "Dönüp olanları düzeltme şansı tanımayan tarih, Amerika'nın kaşifi olarak Kolomb'u değil ve Vespucci'yi seçmiştir ve tarihin kararları nedenli saçma ve adaletsiz de olsa, katidir. Vespucci'nin adını insanlığın en muzaffer defterinden silmek mümkün değildir artık; belki de onun dünyamızın keşif tarihi içindeki başarısını en iyi tarif eden çelişki Kolomb'un Amerika'yı keşfetmiş ama tanıyamamış ve Vespucci"nin ise oraya keşfetmediği halde bunun yeni bir katı olduğunu anlamış olmasıdır. Bu başarısı her daim adıyla beraber anılacaktır." Alıntımız "Yıl 1300. Avrupa dünyaya özgürce bakmasını olanaksızlaştıran teolojinin kukuletasını kafasından çekip atar. Salt Tanrı üzerine kafa yormanın, eski metinleri tekrar tekrar ele alıp dogmatik biçimde yeniden yorumlamanın, tartışmanın anlamı yoktur."
Amerigo
AmerigoStefan Zweig · Can Yayınları · 20171,597 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Birbirlerinden tamamen farklı Wolf Larsen ile Van Weyden isimli karakterler arasında iki mekanda dönüp duran bir hikâyedeyiz. Peki bu sıkıcı oldu mu? Kesinlikle hayır. Hatta çoğu yerde sabırsızlıkla neler olacak diye merak içinde okudum. Tabii ki durağan yerler oldu, yoğun bir şekilde hayatı sorgulayan, yorumlayan felsefi tartışmalar yaşandı. Çeşitli kişilere atıflar oldu ve bence fazla bir şekilde gemicilikle ilgili detaya bizi boğdu. Bütüne bakınca etkileyen ve akıcı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kendinizi pasifik okyanusunda o gemide hikâyenin içinde bulacaksınız. Wolf Larsen ve Van Weyden ile tanışmanızı tavsiye ediyorum. Bir de adını belirtmediğim biri daha var. Okuyun tanışın Keyifli okumalar dilerim... Şuraya güzel alıntılar bırakıyorum. Bütün kötülükleri ve kaygılarıyla şimdiki zaman sersemletici bir güçle üstüme hücum etti. Erkeklerin kadınlardan tümüyle ayrılıp bir araya tıkılmaları bana doğadışı ve sağlıksız gelir. Haklıydı, haklı olduğunu biliyordu ve korkusuzdu. Eğer gerekirse doğru uğruna canını verir, kendine sadık kalır ve ruhunu satmazdı. Ve yaşama kafa yormayı bir yana bıraktığı için de çok daha mutludur. Dünyayı böyle bir canavardan kurtarmak eylemlerin en ahlaklısı sayılırdı. İnsanlık bu sayede daha iyi ve daha mutlu, yaşam ise daha adil, daha tatlı olurdu.
Deniz Kurdu
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20145,9bin okunma
456 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Korku bulaşıcıydı. Cesaret de öyle..." Şişli'deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu. Altı kişiydiler. Üzerine harita yayılmış masanın etrafında ayaktaydılar. ... "Umutsuz olmayacağız uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar son bir cüret belki kurtarabilir. Anadolu'ya geçiyoruz." Kurtuluş savaşı dönemlerinde yapılan ihanetler, kahramanlıklar... duygudan duyguya sürükleniyorsunuz. Çoğu yerde gözyaşlarınızı tutamayıp okumaya ara vermek durumumda kalabilirsiniz, çoğu yerde de gurur duyacaksınız. Hepsi gerçek ve bunları biz yaşadık. Ne olur unutmayalım. Bu kitabı hediye listelerimize ekleyelim. O dönemde yaşananları az çok biliyoruz ama bu kitapta tarihin bile unuttuğu detaylar var. Yazarımız olaylar arasında bağlantıyı o kadar güzel kuruyor ki süreci çok daha iyi anlıyoruz. Kimin kim olduğunu, ne yaptığı, ne yapmak istediğini açıkça bize gösteriyor. Mutlaka okunması dileğiyle... Hangi olayı, kimi anlatayım seçemedim, ayrımda yapılamıyor sadece şunları kendime not diye yazıyorum. Kaptan Çomora (japon) Topkapılı Cambaz Mehmet 14 şehit anıtı Cemil bey İnebolu 12 yaşındaki çocuk Nezahat Yarbay Deli Halit Reşad bey
Son Cüret
Son CüretYılmaz Özdil · Sia Kitap · 20202,958 okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Mustafa Kemal Atatürk. "Türk vatanını yoktan var etti. Türk milletini yokoluştan kurtardı. Milli mücadele ile bir mucize gerçekleştirmişti. Cumhuriyet'le ikinci mucizesini gerçekleştirdi." Döneminde yer yüzünde en gelişmiş, halkı refah içinde yaşayan çok güçlü bir imparatorluktan, çağın çok gerisinde kalmış, halkı cahil
Anka Kuşu
Anka KuşuYılmaz Özdil · Sia Kitap · 2022668 okunma
Reklam
139 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitaptan nefret edebilirsiniz, çünkü doğru bildiğiniz, inandığınız şeylerin dışına çıkan birçok şeyle karşılaşabilir ve bunları duymaya tahammülünüz yoksa sizi sancılı bir okuma bekliyor, tabii kitabı yarım bırakmazsanız. Ben merak ede ede okudum zaten 139 sayfa çok da bir şey değil :) Çok mu sevdim, harika mı? Değil, hatta bazı yerlerde yazar abartmış, uçmuş falan diye de düşündüm. Din konusunda biraz sorgulama yeteneğiniz gelişsin, farklı bir bakış açısıyla konuya bakmak isterseniz okumanızı tavsiye ediyorum. Şuraya masum birkaç alıntı bırakıyorum, tahrik edici olanlarını merak edenler kitabı okusun :) Benim hakikatim senin için bir yalan olabilir. Midyanilerle savaşın meyveleri olan sürü hayvanlarının, cariyelerin ve altınların bolluğu karşısında yine şaşkınlığa düşen kabil düşündü, Bir anda binlerce öküz, keçi, eşek ve hiç erkek yüzü görmemiş kadın edinilmesindeki kolaylığa bakılırsa, savaşın çok kârlı bir iş olduğu, belki de işlerin en iyisi olduğu kesin, bu efendi gün gelecek, orduların tanrısı diye adlandırılacak, başka bir işe yaradığını görmüyorum. Yoksulların hayal gücü geniş olur, dedi kabil, hatta hayal gücünden başka bir şeyleri olmadığı bile söylenebilir.
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811,1bin okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
1960 yıllara 60 haneli Tozak köyüne gitmek ister misiniz? Tozak köyü nasıl mı? Kıyıda köşede kalmış bin yamalı bir yoksul yorganı, alabildiğine kurak, bakımsız, unutulmuş. Ahalisi desen günümüz köylüsü: Hâlâ devletten medet uman, "Hökümetimiz en iyisini bilir" diyen, cahil, kaba saba ama bir o kadar çalışkan, sahici ve vicdanlı. Klasik bir Fakir Baykurt kitabı diyebiliriz. Köylülerin özverili çalışmalarını, samimiliklerini ve cahilliğini (cahil bırakılmasını) yine bu kitapta da okuyacağız. Okurken köyün içinden bir birey gibi hissediyorsunuz. Dili o kadar köy dili ki bazı kelimeleri anlamıyorsunuz bile :) o yüzden son sayfada minik bir sözlük var. Keyifli okumalar dilerim... Şöyle de alıntılarımız var. Din ile avutup sömürüsünü rahat sürdürecek. Kalkınıyoruz, kalkındırıyoruz diyorlar, hepsi palavra! Ancak kendilerini kalkındırıyorlar! Esas milliyetçilik, yurtseverlik üzerine aldığın görevi dürüst biçimde yapmaktır. Sofu dedik ya; aptesini alan camiye! Yatar kalkarlar! Sen teraziden haber ver! Allah bunların sadece dillerinde!
Kaplumbağalar
KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,468 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Sabahattin Ali'nin eşi Aliye'ye ve kızı Filiz'e yazdığı mektupların derlemesi kitabımızda yer almaktadir. Okurken aşkını görüyoruz, babalığını hissediyoruz, ev geçindirme mücadelesini yaşıyoruz. Çok samimi bir biçimde aşkı, sevgisi, güzel aile birlikteliği üzerine öyle güzel sözler yer alıyor ki içiniz ısınacak. Çok sevdim keyifle okudum. Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku... Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,4bin okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Genç bir doktorun mesleğinin ilk yıllarında yaşadığı olaylardan dokuz tanesini okuyoruz. Bunlar birbirinden bağımsız sırayla gelişen olaylar. Okurken kendinizi heyecan, panik, kibir, yalnızlık vs. çeşitli duygu durumlarına girmiş olarak bulabilirsiniz. Gayet güzel, akıcı bir dille yazılmış ki kendinizi doktorun yerine koyabilirsiniz ve olayı bizzat yaşıyor hissine kapılabilirsiniz. Bir parça tıbbi bilgiler fazla kaçmış ama bence o kadar da olsun. Severek okudum. Tavsiye ediyorum. Keyifle okunsun...
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202124,7bin okunma
1724 syf.
7/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Sefiller ile uzun bir yolculuk yaşadık. Kısaca bir şeyler söylemek istiyorum. Öyle güzel, böyle olağanüstü herkes okumalı vs. vs. çok duyduk. Ben bunlara girmeyeceğim. Şahsi fikir olarak belirtiyorum, kitabın en az yüzde 30'u gereksiz bilgi ve detaytan oluşuyor. -Waterlo Savaşı -Manastır yaşamı -Paris kanalizasyonlar gibi... Bu detaylar aşırı bir şekilde yoruyor ve bunaltıyor. Kitabı kesinlikle bir dönemin ve bölgenin kitabı olarak nitelendiriyorum. Kitaba başlamadan önce Fransız ihtilali sonrasındaki Fransız toplum yapısına ilişkin bilgi birikiminiz olsun. Kralcılık, Cumhuriyetçilik gibi döneme ilişkin konuları ve dönemin önemli kişilerini araştırmanızı ve Paris sokaklarını biraz bilmenizi öneriyorum. Kitabın konusunu beğendim. Sonunda da konu gayet etkileyici ve duygusal bir şekilde tamamlanıyor. Kitaba kendinizi hazır hissettiğinizde ve yukarıda belirttiğim detaylara biraz hakim olduktan sonra başlamanızı tavsiye ediyorum. Keyifli ve yormayan bir okuma sizinle olsun. Kitapla kalın...
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,4bin okunma
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.