Köpek Kalbi, beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. İsmini ve konusunu okuduğumda mükemmel bir kitap olduğunu tahmin etmiştim fakat yanılmışım. Profesör Filipoviç, sokakta bulduğu Şarik isimli gariban köpeği evine getirir, Şarik ona minnettarken Filipoviç onun hipofiz bezini bilim uğruna bir suçlununkiyle değiştirir. Köpek fiziksel olarak insana benzerken davranışları, düşünceleri suçlununkine benzer. Beni rahatsız eden nokta şudur: Olaylar Moskova’ da geçiyor. Yazar açık bir şekilde komünizm karşıtı ve küçük burjuva sınıfından. Buna saygı duyarım fakat komünizmi ve proleteryayı ciddi anlamda aşağılayarak eleştiriyor. Çok rahatsız oldum kitabın her sayfasında. Komünizmi aşağılamak ve kötülemek adına başta bahsettiğim suçluyu komünist olarak yazmış Bulgakov. ‘Alacaksın her şeyi, bölüştüreceksin.’ diye bir fikri savunuyor Şarikov. Ve kitabın sonlarına doğru Şarikov’ un işlediği suçlardan bahsedilerken ( ki bu suçlar arasında kadınlara taciz, alkolizm, borç alıp ödememe, para çalma, silah taşıma var) bu fikri de suçmuş gibi sayılıyor. Böylesi iğrenç eleştiriler barındıran bu kitabı okumak beni baya üzdü açıkçası, hele ki modern klasikler arasında yer alması utanç verici.