Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökkuşağınınaltında

Işık alelade camlardan işte böyle bembeyaz geçer. Ama bir prizmada sırrını verir; yedi renge ayrılır. İnsan yaşayışı da böyledir; onun prizması da ancak artistik bir ruhtur.
Reklam
"İnsan olmak, Kamer Ana, insan olmak... Bak bir ayağım çukurda. En çok, en çok daha on yıl yaşarım. Sonra üfürüverirler, can kuşu kafesten uçar gider. Insan olmak Kamer Ana, insan olmak. Her işin başı bu. Korkudur insanı alçaltan, insanlıktan çıkaran. Bunu bilirim, bunu söylerim."
O yılın ilkbaharında Aliman'ın mezarınna çiçekler diktim. Her bahar dikiyorum. Çiçekleri çok severdi.
Sayfa 129Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiç bir şan,hiç bir şeref onu bana geri getiremez ki! Şan ve şerefin böylesini hiç bir ana hayal etmez. Analar çocuklarını yaşasınlar diye doğururlar, dünyada mulu olsunlar diye doğururlar.
Neleri olacaksa gelecekte olacaktı. Onların hayatı gelecekte, tamamen hayalleründe idi. Savaşın keskin baltası kendilerini de yıkmıştı umularını da.
Reklam
Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: bazen çıkar bazen iner, bazen de dibi görunmeyen bir uçurumun başına gelip durur. İnsan tek başına böyle bir yolda ilerleyemez, ama birleşenler, birbirine omuz verenler her engeli aşarlar.
Kendi felaketimi, kendi acılarımı halkın acılarıyla bir tutup, acıyı, açlığı, dondurucu soğukları paylaşıyordum köydeşlerimle.
Ama savaşın kanlı pençesini bağazına geçirmediği tek bir aile, tek bir insan yok.
Caynak'ın çocuk gözlerinde de öfkeli bir ışıltı vardı şimdi. Tıpkı onun gibi o da çocukluk çağına veda ediyor, bir yetişkin oluyordu. Aslında o günlerde çocukluğuna veda eden gençler çoktu.
İşte o anda anladım ki, bir ananın mululuğu, bir milletin mululuğundan doğuyor,aynı kökten olana ğacın dalları gibi bir kökten geliyor. Kaderi de onun kaderiyle bir oluyor.
Reklam
Hiçbir şeyden hayıflanmıyordum. Hayıflanabileceğim bir yığın şey vardı, manzanilla'nın tadı, Cádiz yakınlarında küçük bir koyda yazın denize girmişim gibi. Ama ölüm hepsini berbat etmişti.
"İnsanları rahat bırak,patron, gözlerini açma!Çünkü açarsan ne görürler? Ellerünin körünü! Onun için bırak, kapalı kalsınlar da, hayal göredursunlar!" ... "Ancak, gözlerini açtıkları zaman onlara gösterecek daha iyi bir dünyaya sahip olasın... Böyle bir dünyaya sahip misin?"
Bu evden kopmak bana kendimden kopmak gibi geliyor. Çünkü ben bir anım içinde bütün varlığımla var değilim. En büyük parçalarım geçmiş zamanın içinde. Onları parise götüremem.
Sayfa 380Kitabı okudu
Ağlarım ağlataman; hissedereim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım!
Sayfa 5
Hiç kuşkum yok, çekilen bu acılar İleride konuşacağımız tatlı anılar olacak
Reklam
Sıradan bir insan iyiyi yada kötüyü dışarıdan yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler.Düşünen bir insansa kendinde bulur.
Yandaki evde bulunan bir kitap, dolu bir tabancadır. Yak onu. Silahın mermisini al. Adamın zihnine zorla gir. Okumuş adamın hedefinin kim olacağını kim bilebilir?
Hayat küçük düşürücü, büyük bir yenilgiye dönüşür Montag; her şey... bam, puf, vay!
Düğmenin yerini fermuar alır ve insan şafakta giyinirken düşünmeye, felsefi düşüncelere dalmaya ve dolayısıyla da melankolikleşmeye ayıracak bir saat bulamaz.
Seni rahat mı bırakayım! Bu çok güzel, ama kendimi nasıl rahat bırakabilirim peki? Rahat bırakılmamıza gerek yok. Aslında arada sırada rahatsız edilmemiz gerek. En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun? Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?
Kızın yüzü
Tekrar duvara baktı. Kızın yüzü de aynaya ne çok benziyordu. Bu imkansızdı; ne de olsa insan kendi ışığını ona yansıyan kaç kişi tanırdı ki?...Başka kişilerin yüzlerinin insana kendi yüz ifadesini, içini ürperten en gizli düşüncelerini yansıtması ne kadar nadirdi?
Reklam
Her gün ofis kapısından adımını at. Kendi parlaklığını biraz kıs. Bunu yapmazsan suçlayıcı sorular atmosferin olur. Neden etrafına bu kadar ışık saçıyorsun? Yoksa yeterince çalışmıyor musun? Biz mutsuzken sen neden mutlusun? Bulunduğun kabın şeklini almak çoğu zaman işe yarar. Daha az soruya maruz kalırsın. Daha az soru ise daha çok mutluluk demektir.
Mekan olarak evren, dört bir yanımı çevreleyip beni bir atom zerreciği gibi yutuyor ; ama ben zihinsel düşüncemle dünyayı kavrıyorum.
Eğer bir yüz, üstten ya da alttan ışık aldığına göre değişiyorsa, neydi bir insan yüzü? Her şey neydi?
Sanki başlı başına bir benliği vardı bu maskenin ve bunun arkasında saklanan Jack, utanma duygusundan da, kendi benliğinden de kurtulmuştu.
Ayrı ayrı yaşantıları, ayrı ayrı duyguları olan iki kıta gibiydiler; bir ilişki kurulamıyordu aralarında.
Reklam
Acı adam öldürseydi, hayatta olmaması gerekirdi şuan.
Sayfa 130Kitabı okudu
Kederi,kıvancı,doğruyu ve yanlışı herkese derece derece paylaştırıyor,herkes nasibini alıyordu içinden...