Aşkın canlılardaki temsilinden bahsederken bir canlının hem soyuta hem de somuta olan bağlılığını göz önünde bulundurmak lazım. Çünkü somuta bağlılık çoğu hayvanda var olan bir şey ama soyuta bağlılık ise sadece belli canlılara özgü bir davranıştır. Mesela bugüne kadar yaşadığımız gezegende ölülerini sadece iki farklı canlı gömmüş. Homo sapiens ve
KADIN 🌼
Kadının yeri hep ayrı olmuştur dünyada
Yaradanın gözünde.
Kadın biriciktir, tektir.
Papatya kokusundan farksız renk renk açan çiçektir.
Cennetten gelen huridir, incedir, zariftir, hoştur, güzeldir.
Hep bir esenlik içinde var olmuş, olacaktır da.
Kitabı ikinci kez okudum.İlkinde, sanırım yaşım küçük olduğu için aklımda kalan tek şey Felix'in aşkıydı. Şimdi ise beni en az etkileyen nokta "aşk" oldu.
Kitapta aşkın anlatıldığını zaten baştan biliyordum .Ben, aşkın kendisinden çok güzel ifade edilişini sevdim bu romanda.
Aşkı ile ön plana çıkan üç kahramana bir bakmak
Kahredilen kadınların, kız çocuklarının , kiminin kendi tercihiyle kiminin hayatında tesadüfleriyle, zorbalıkla, zorlukla sürüklendiği acı dolu yollar. Sonunu bilemeden yapılan seçimler , gözünüzü iki saniye kapatıp bir şeylere katlanmaya hazırlandığınızda düşündüğünüzden çok daha beterleriyle karşılaştıran bütün hazırlığınızı yıkan yok eden o eziyetler. Annelik... Bir kadının çocukluktan acımasızca alınıp zamansız kadınlaştırılması, anneliğin dayatılması, daha sonra o anneliğini yapmasına bile izin verilmemesi. Var olup varlığını kanıtlayamadan yokluğa sürüklenen, kemerlerle dövülen, dişleri ağızlarında parçalanan, din adı altında her türlü işkenceye maruz kalan o kadınlar ... Neydi ki tüm bunların anlamı ? Çocuk olmak, sevgili olmak, kadın olmak , anne olmak... Neydi ki tüm bunlar. Sadece insanların (erkeklerin) izin verdiği kadar mı yaşayabilirdik?
Ya da izin veriyorlar mıydı, biz yaşıyor muyduk?..
Vadideki Zambak’ı ikinci kez okudum. İlk okuyuşumda özellikle kırlardaki çiçeklerin anlatıldığı kısımlarda betimlemelerin fazlalığı nedeniyle rahatsız olmuştum. Dahası Balzac’ı betimlemeyi abartan bir yazar olarak değerlendirdim. Ve bu sitedeki bir yorumda bu rahatsızlığımı paylaştım. Belki bunda daha önceki okuduğum çevirinin de payı olabilir.
Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde "Özgecan" adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum"
Etimle kemiğimle tiksindim resmen. Bir sağlık kuruluşu, bir hastane nasıl buna böyle bir şeye nasıl müsaade edebilir. sağlık bakanlığı nasıl bunu takip edemez dengesizin birisi çıkıyor bas bas bağırıyor hamileyim hamileyim diye şaka mısın sen yaa erkek halinle hamile mi olunur be... Anne olmak bu kadar kolay mı, annelik duygularıyla dalga geçmek, alay etmek bu kadar kolay mı. Anne olamayan, çocuk bekleyen yıllardır bunun için çırpınan binlerce insan varken sen nasıl böyle bir şeyle dalga geçebilirsin bunun savunması falan mı olur. Bu tiktok denilen uygulama yüzünden ülke iyi yerlere gitmiyor para uğruna neler neler yapılıyor kılıktan kılığa giren birçok insan var... daha ahlaklı bir nesil için tiktok kaldırılmalıı!!!
Özenmek mi istiyorsunuz?
•Hz. Ebû Bekir: Sıdk/doğruluk ve sadakat ahlakı
•Hz. Ömer: Kuvvet, güç ve adalet ahlakı
•Hz. Osman: Hayâ, edep ve infak ahlakı