Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilara Korkmaz

Dilara Korkmaz
@aralid_1
Kitabın yaprakları, bizi aydınlığa götüren kanatlar gibidir.
Öğrenci
6 Haziran
339 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
184 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
MERHABA KİTAPPERESTLER✿ Hem memleket sevdasının hem aşkın hem de prangaları eksitecek kadar hasretin şairi... Onun şiirleri sanki anonim şarkılar gibi dillerde. Seni, seni anlatabilmek seni... Evet kendi dizelerinle seni anlatabilmek belki de en zoruydu, gerçek adı Ahmet Önal... 16-17 yaşlarında başlamıştı şiir yazmalara ama bugün o şiirlerin hiçbiri yok. Her biri bir kızda kaldı ya da poliste. Ahmed Arif "Geri alamadım hiçbirinden, o şiirler çocukluğumun olmayan fotoğraflarıydı" diyordu. Otuzüç Kurşun şiirini yazdığında liseyi daha yeni bitirmişti. Bu şiir aslında bir katliama verilen tepkinin destanıydı. Şiirini ünlü sanatçı Zülfü Livaneli besteleyip söylemiştir. Fikret Kızılok' da söylemişti Ahmed Arif'in "Yüreğim dolarak yazdığım 33 Kurşun'u" dediği şiirini. Bir halk zorla çıkarılırken evlerinden, gidecek yerleri yokken.Hani çocukların oyun oynama hakları ellerinden alınırken, bir daha o oynadıkları yerlere hiç gelemeyecekleri için ağlamışlarken. Umutsuzluğu zorla içlerine işlemişlerken işte o vakit sen seslendin sessizliklerden "UMUTSUZLUK YASAK!" Bir Devrimci için umutsuzluk duygusu yasaktı, çünkü insanlığın yarını umuduydu. Bir şair devrimciyse elbetteki yaşadıklarını kaleme alırdı, sadece kendinin değil halkın acılarını, ağıtlarını şiirleriyle harmanlar, geçmişin karanlığına, geleceğin aydınlık sonsuzluğuna uzanan halkın sesi olur. Sen ki umutsuzluğa ramak kalmış insanların yankılı umut sesi oldun. "Ve terketmedi sevdan bizi." Anlatamadıysak seni sana layık, affedesin bizi.
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201739,9bin okunma
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba kitap kurtları bugün size yeni yeni kitaplarını okumaya başladığım Ahmet Ümit'in Beyoğlu Rapsodisi romanıyla geldim. Yazardan başka kitaplar okuduysanız muhakkak bu eserini de ekleyin okuma listenize. Kitabı inanılmaz derecede şaşırtıcı buldum. Tahmin etme imkanınız mümkün değil o derece ters köşe oluyorsunuz kitap bitince. Kitabın
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,2bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hayat insan olmayı öğrenme yolculuğudur. Bu yolculuk doğumumuzla başlar, son nefesimize kadar devam eder. Hayatı bir yarış ve mücadele olarak gördüğümüzde ya da bu açıdan baktığımızda işler sarpa sarıyor. Güçsüz olan güçlü olan tarafından daima ezildi, eziliyor ve ezilecektir de.İnsanı anlamaya gözümüzü, kulağımızı kapatmışız. Yaşama dair hırslarımız bitmek bilmiyor. Bunun yanında tüm evrene nefretimiz en üst seviyede. İnsanın karşımızda değil de yanımızda olduğunu hatırlarsak bu yolculukta, birbirimize olan inancımız artar. Sevgili Kemal Sayarın bu kitabını yavaş yavaş ve sindirerek okumak daha istifadeli olur. Çünkü bir okunuşta mesajın anlaşılması güç olabilir. Kitap Her 4-5 SAYFADA bir öze dokunan, farklı makalelerden oluşuyor. Kitabın konusu ise, modern çağın, hızlı yaşımın tükettiği hayatlar ile aslında olması gereken, tefekkür ve teşekkür ile yaşamaya çabalayan, bocalayan bizleri anlatıyor... Bu kitabı okurken, hayatı tüm yüküyle ağırlaşmış bir aile büyüğünün birikimlerini, öğütlerini, tatlı sohbetini dinlemiş gibi hissediyor insan. Kitapla kalın♡
Her Şeyin Bir Anlamı Var
Her Şeyin Bir Anlamı VarKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20181,701 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
180 syf.
·
Puan vermedi
Tesadüfler hayata güzellik belki de yön katar. Ve içinde bulunduğumuz hayat da tesadüfler doğurur. Fakir Baykurt ile tanışmamın ve bu kitabı okumamın da bende böyle güzel bir tesadüfü var. Türkiye'nin çoktan beri bir köy sorunu olageldi, hâlâ da var. Altı yüz yıllık Osmanlı Devleti köyden vergi demiş almış, asker demiş tüketisiye almış, ama
Unutulmaz Köy Enstitüleri
Unutulmaz Köy EnstitüleriFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2016574 okunma
318 syf.
6/10 puan verdi
Baştan şunu söylemeliyim ki; kesinlikle okunması gereken kitap fikrinin abartılmış olduğunu düşündüğümü ve beklentimi tam anlamıyla karşılamadığını söylemeliyim. Kitap 4 bölümden oluşuyor, ilk iki bölüm oldukça sürükleyici ve heyecan vericiydi. Ömer Hayyam'ın hayat hikayesi, Hasan Sabbah'ın şeyhliği, İsmailili tarikatı, Nizamilmülk ile olan bölümler vs keyifliydi. Sonrasındaki iki bölümde oldukça sıkıldım. Siyaseti zaten sevmem, hele böyle ilgim olmayan bir ülkenin yakın geçmişteki siyaseti ve Amerikanın yüceltilmesi falan hoşuma gitmedi buralar. Zaten kitabın sonu hayal kırıklığı oldu. Böyle bi kitap Titanic ile nasıl son bulur ya. Başka son mu gelmedi aklına? İlk bölümü sevdiğimi söyledim lakin oradaki Türk düşmanlığı gözümden kaçmadı. Ne olursa olsun, son dönemde sürekli Osmanlıyı haremdeki kadınların yönettiği şeklinde anlatımlara uyuz oluyorum. Evet kadın arka planda hep vardı ama burada ve dizilerde anlatıldığı gibi değil. Koskoca padişahı haremdeki kadının oyuncağı şeklinde anlatmış buraları sevmedim. Ömer'in hayata bakış açısını, sorgulamalarını sevdim. Hasan'nın kurduğu tarikatı ve kafa yapısını pek sevmesem de hayranlık beslememek imkansız. Hayyam'ın yazmalarının oluşum süreci ve sonrasında o yazmalara ulaşma serüveni olarak okusaydım müthiş bir roman diyebilirdim ama oldukça siyaset barındırdığı ve Türk'leri eziklemesini görmezden gelemeyeceğim. O yüzden pek önereceğim bir kitap olmadı. Siz Semerkant'ı veya Amin Maalouf'un diğer kitaplarını okudunuz mu? Okuduysanız neler hissettiniz, yazın bana.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
Reklam
312 syf.
·
Puan vermedi
Rüzgar Bizi Götürecek Füruğ Ferruhzad bugün #İranedebiyatından #füruğferruhzad ile geldim. Bu sene İran edebiyatından #körbaykuş kitabını okuduktan sonra fark ettiğim şey ne yazıkki bu edebiyata dair yeterince okuma yapmadığım oldu. Kesinlikle şiirlerini okumadan önce hayatını araştırın, bu kulağınıza gerçekten küpe olsun. Yoksa şiirlerindeki gizemi, manayı seçmekte zorluk yaşarsınız. Furûğ derin yaraları, kavgası, hasreti, davası olan güçlü bir kadın. Güçlü kadınlarımız, hiçbir zorluğa başını eğmeyen kadınlarımız iyi ki var.. Kitabı okudukça acısını hissetmek, bu çok derin bir şey. Onun acısıyla gerçekten rüzgarda savruldum sanki. Özellikle iki yaşında kendisinden koparıldığı evladı Kamyar için yazdığı şiirlere kalbimi bıraktım. İran'ın en büyük kadın şairi, devrimcisidir. Her şiiri bir başkaldırıdır aslında, her dizesinde bir isyan saklıdır. Bu dediklerimi önce hayatını araştırıp ardından şiirlerini okuduktan sonra çok daha iyi anlayacaksınız. Kesinlikle bu yazarın ayrıntılı bir postunu tekrar paylaşacağım sizlerle. Şairimiz bunu fazlasıyla hak ediyor. Furûğ demek, İran, özgürlük, başkaldırı, hem yaşam hem de ölüm... demek.
Rüzgâr Bizi Götürecek
Rüzgâr Bizi GötürecekFuruğ Ferruhzad · Yapı Kredi Yayınları · 20231,667 okunma
157 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ne yapayım anne! Kestiniz incir ağacını!
Bu değerli kitabı benim için kıymetli olan bir hocam hediye etti ve iyi ki etmiş. Bir solukta bitirdim.Şiirleri ile tanıdım Necip Fazıl Kısakürek'i. Söylemek istediklerini hep şiirlerinde tanımlamaya çalıştım. Şimdi o çok sevdiğim hocam sayesinde tiyatro metni olan Bir Adam Yaratmak eseriyle onun fikir dünyasına daha da girmeye başladım ne
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Selam Sevgili Dostlar, Nuri Pakdil'den geçen ay okuduğum tiyatro eserini bugün size nacizane anlatacağım.. Tiyatro eseri okumaya Şair Evlenmesi ile başlamıştım şimdi de birbirinden kıymetli yazarların tiyatro eserlerini yavaş yavaş okuyorum.. Hatta sırada Peyami Safa var Tiyatro okumanın tadı da bir başka doğrusu.. Fakat Nuri Pakdil'in tiyatro anlayışı da şiir anlayışının farklı bir tarzda yazılması gibi. Tiyatroyu oynamak için değil de sanki okumak için yazmış Nuri Pakdil.. Hal böyle olunca biz okurlara da okuyup anlamak düşer.. Çünkü içinde verilen mesajlar aslinda o kadar fazla ki eserinin kısalığını bu yazılanlar dolduruyor diyebilirim.. Üstad Bu eserde aslında kendi kaygılarını bize sunuyor. Ben ölüm olarak algıladım fakat bir çok anlam çıkartabilirsiniz. Hele bir kitabı elinize alıp okuyun bakalım ne düşünceler peyda edecek zihninize.. Hangi cümleler tesir edecek kalbinize.. Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş eseri size tavsiyemdir.. Mutlaka okuyunn
Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş
Kalbimin Üstünde Bir Avuç GüneşNuri Pakdil · Edebiyat Dergisi Yayınları · 2014396 okunma
133 syf.
·
Puan vermedi
"Ama dur! Şu pencereden süzülen ışık da ne? Orası doğu, Juliet de güneşin ta kendisi. "Ah Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen?" "Adın ne değeri var ki? Gül dediğimiz şeyin Adı başka olsa da gene güzel kokardı. ROMEO VE JULIET'teki balkon sahnesi William Shakespeare'in en kalıcı cümlelerinden bazılarını
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,5bin okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
Merhaaabalaar Bugün sizlere okuduğum kitabı anlatmak niyetinde değilim. Daha çok görüşlerimi aktarmam temennisiyle başlıyorum. Hayatta hatalı gibi gözüken ve yaşamamız için mecbur kaldığımız olaylar varmış, bununla birlikte sürüklenen ;yanlış anlamamız gereken anlar, yargılarımız yüzünden vazgeçilmesi gereken seçenekler, söylenilemeyen ve
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202376bin okunma
Reklam
528 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Gündemden uzaklaşmak adına en güzel sığınak kitaplar. Ben bu süreci bolca kitap okuyarak kolaylaştırmaya çalışıyorum ÖSYM e hazırlandığım için eskisi kadar zamanım olmasa da elimden geldiğince okuyorum. Ahmet Ümit kitaplarını bir solukta okuyup bitiren biri olarak bu kitap haftalarca elimde sündü kaldı. Sanırım tarihi olmasının etkisi büyük,içine bir türlü giremedim. Ama sonuç olarak Ahmet Ümit yine beni ters köşe yaptı.Yıllardır ayni kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapinda Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?
Sultanı Öldürmek
Sultanı ÖldürmekAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201920,6bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba okur dostlarım! Yine ÇOK güzel bir kitabın yorumuyla geldim İnsan Ne İle Yaşar, en çok önerilen klasiklerden olabilir sanırım. Adı bile kendini içine çekiyor bence. Kitabın içinde İnsan Neyle Yaşar ile birlikte altı öykü var. Hepsi farklı farklı şeyler anlatıyor hayatla ilgili ama sanki hepsinin ortak noktaları, vermek istediği mesajları vardı. Anlam dolu, düşünmeye sevk eden bir kitapti. ilk öykü dışında hepsi sanki insanın içinde olan bazı duyguların fazlasının zarar olduğunu ve bunu devam ettirmenin haksızlığa, açgözlülüğe, hırsa yol açacağını anlatıyordu. Eğer bu davranışlar düzelmezse Tanrı'nın bir gün bunu düzelteceğine ve iyiliğin ortaya çıkacağına değiniyordu. En çok sevdiğim öykü tabii ki İnsan Neyle Yaşar oldu. Tolstoy'un anlatımı, konunun ilgi çekiciliği, başlıkta sorulan sorunun cevabını almak çok güzeldi. İnsan Neyle Yaşar, gerek kısa olması gerekse ağır bir dile sahip olmamasıyla klasiklere başlangıç olarak önerilen bir kitap. Ben de oldukça fazla rastlıyordum son zamanlarda. Önceden okumayı denemiştim ama yayınevinin azizliğine uğrayıp okuyamamıştım. Yine şaşmıyoruz canımız yayınevimizden Bence de klasiklere başlangıç olarak okumanız yerinde bir karar olabilir. Ben keyifle okudum ve çok sevdim. Sizlere de tavsiye ediyorum. Neden bu kadar tavsiye edildiğini okuduktan sonra anladım... Peki sizce insan neyle yaşar?
İnsan Ne İle Yaşar?
İnsan Ne İle Yaşar?Lev Tolstoy · Koridor Yayıncılık · 2018191,9bin okunma
206 syf.
·
Puan vermedi
Hayatınızda unutamadığınız,gönülden sizi etkileyen, tüm hassasiyet noktalarınızı belirleyen bir kitap var mı derseniz size #postakutusundakimızıka derim. Sinir uçlarınıza papatya çayı etkisinde olacağından şüphe etmeyin. Kitabı okurken sık sık birilerine mektup yazma isteği oluştu. Tanıdığım herkese bir mektup yazabilmeyi hayal ettim. Gerçek duygu ve düşüncelerle yazılmış cümleler armağan edebilmeyi ne çok isterdim. Kitap 61 adet mektuptan oluşuyor. "Sevgili Dost" hitabıyla başlayan, naif cümlelerden oluşan şiir tadında sayfalar arasında kayboluyor ruhunuz.. "Sevgili Dost" dedikçe içinizde bir yerlerde saklı olana seslenir gibi. Sanki Ney'e üfleyen bir sufi gibi. Sizi engin denizlerin derinine çekiyor ama hiç boğulma korkusu sarmıyor da oradaki gizemli batık hazinelere götürüyor gibi. Ali Ural, bir çok yazarın aforizmalarından alıntılar yaparak mektupları birer hazineye dönüştürmüş. İyi okumalar:))))
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202020bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Selaam kitap sever dostlarım:) Jack London bir amacın insana nasıl güç verdiğini bu eserle anlatıyor bize.. İki kabile arasındaki kan davası ve ona son vermek isteyen Naass.. Naass dünyanın ucundaki denizin ortasında bulunan bir adada kabile reisidir ve evlendiği gün eşi Unga adaya gelen gemicilerden biri tarafından kaçırılir. Bunun ardından Naass, Unga'yı bulmak için yola çıkar. Ama bu yolculuk fazlasıyla zorlu geçer. Bazı kitapların verdiği mesaj boyutuyla sayfa sayısıyla eş değer olmayabiliyor. Bu kitap da onlardan biri, kısa hızlıca okunabilecek kadar az, fakat bıraktığı etki çok daha fazla.. Ne için, kim için, nelerin savaşını veriyor, kimlerle savaşıyor, kimlere ve nelere katlanıyoruz? Umut ediyor, hayaller Kuruyor, uğraşıyoruz. Zorluklardan geçip hedefe ulaşıyoruz ve o çok mutlu olacağımızı umduğumuz sona geldiğimizde acaba değdi mi şimdi diye soruyoruz... Bu kitapta da öyle sonuna gelince acaba değdi mi diye soracağız. Stockholm Sendromu diyip spoiler vermiş olayım. İyi okumalar.
Bir Kuzey Macerası
Bir Kuzey MacerasıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,7bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle Amin Maalouf'tan distopya okumak çok ilginçti. Ortadoğu ve Akdeniz'de geçen tarihi romanlarının aksine geçmişi değil gelecegi kurgulamış. Distopya denilince benim aklıma: siddetin türlüsü, karanlık, hastalık sefalet gelir. Bu açıdan Empedokles'in Dostları okuduğum en naif distopya oldu. Hikaye Atlas okyanusu'nda Chiron takımadalarının en küçüğünde geçiyor. Adanın sahibi ve sakini iki kişidir. Kalabalıktan kaçan yazar Eve ve çizer Alec. Elektiriğin, telefonun, internetin, tv yayınlarının, radyolarin kesilmesi ile yolları kesişir. Kendilerine Empedokles'in Dostları diyen bir grup insan, dünyada olacak olan nükleer felaketi önlemek adına olaylara müdahale eder. 9 Kasım'da başlayıp 9 Aralık'ta biten müdaheleyi Alec'in yazdığı günlüklerden okuyoruz. Empedokles'in Dostları bilim, teknoloji, tip alanında oldukça üstün medeniyete ulaşmıiş insanlığın bir diğer kolu. Üstelik yaşama saygı, iyilik gibi vasıflarını yitirmemiş bir topluluk. Bu üst medeniyetle karşılaşan günümüz uygarlığının tepkisi farklı bakış açıları ile irdelenir. Olay örgüsünden ziyade olaya bakış açıları ve insanlık özeleştirisinin ön planda olduğu bu umut veren, iyi hissettiren nazik distopyayı ben sevdim. Yazarı ilk defa okuyacak okurlar için diğer kitapları daha iyi bir başlangıç olur. Yazarı daha önce okuyan okurlar için konfor alanınin dışına çıkmış Amin Maalouf'a hazır olun. Geceye dair zor bir soru soruyorum. Teknolojinin olmadığı bir adayı kiminle paylaşmak isterdiniz?
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215,2bin okunma
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.