Efsane kitap Gün Olur Asra Bedel'in devamı diyebiliriz. Öğretmen Kuttubayev'in nasıl öldüğünü anlatıyor. O kitabı çok severek okuduğum için bittiğinde bir boşluğa düşmüştüm, bu kitap çok iyi geldi.
İl sayfasından son sayfasına kadar sürükleyen, tek bir kelimesinde bile sıkılmadan, aralıksız, soluksuz okumak istediğim bir kitap oldu. yine de hikayeyi hemen bitirmemek için biraz yavaştan okumak istedim.
Kitabın başkarakteri Yedigey; yeri geldi adına sevindim, yeri geldi üzüldüm. Ama maalesef bazı yerlerde çok sitemliydim. En yakın arkadaşının eşine insan başka gözle nasıl bakabilir? Yazarımız bunu neden yazdı diye hep düşündüm. O yerlerde de Yedigeye içimden biraz sövdüm affola.
Ama genel itibarıyla çok iyi bir romandı. Cengiz Aytmatov'un çok akıcı ve sade bir dili var. Bu da kitabı daha çekici yapıyor ve okumak için daha çok hevesleniyorsunuz. Ne diyebilirim! Bu zamana okuduğum açık ara en iyi kitaptı.
Bu kitabı Yaban'ın devamı zanneredek çok büyük bir istekle aldım ve okumaya başladım. Ancak farklı bir hikaye olduğunu öğrendiğim an kitaptan soğudum. Okumakta zorlandım. Çünkü kitapta Selma Hanım'ın eskittiği kocalardan, başka şeylere fırsat kalmamış gibiydi. Yakup Kadri'nin bu kendine çeken dili ve tasvirleri olmasaydı muhtemelen yarım bırakacağım bir kitap olurdu. Ama yazarı sevdiğim için güçlükle de olsa okudum. Yine de tavsiye edebileceğim bir kitap oldu.
Okuduğum belki de en iyi ve gerçekçi oitaplardan biriydi. Tavsiye edebileceğim hatta bence herkesin okuması gereken bir kitap. Zaman zaman sinirden okumakta güçlük çeksem de hikayenin gidişatı sizi içine çekiyor ve bırakamıyorsunuz. Çok güzeldi. Şimdi kitabın devamı niteliğinde olan ANKARA kitabını okumaya gidiyorum.