Shakespeare trajedileri arasında belki de en rasyonalist ve çarpıcı olanıdır. Oyunun bir gerçekliği var ki aşk, kıskançlık, ırkçılık, önyargı, görünüş ve gerçeklik, sahiplenme, entrika, ihanet gibi duygular diğer Shakespeare trajedilerinden farklı olarak, saf bir aile trajedisinde büyüdükçe büyür.
"Venedik'te kadınlar,
kocalarına göstermeye cesaret edemedikleri şeytanlıklarını,
tanrı'ya göstermekten utanmazlar.
vicdanlarının en büyük kaygısı,
günah işlemek değil, saklamaktır günahlarını." *(3.perde 3.sahne)
- Emilia'dan erkekler üzerine;
"Öyle bir iki yıl yetmez tanımak için bir erkeği.
onlar yalnız mide, bizse yalnız yemeğiz,
karınları açken tıka basa yerler bizi,
ama bir de doydular mı kusup atarlar." * ( 3.perde 4.sahne)
Shakespeare'in olay örgüsü orijinal olmasa da diyalog, karakterizasyon, romantik dil ve ifade yeteneği, hikayeyi benzersiz bir şekilde kendine has bir hale getiriyor zaten.