Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
27 Mayıs sonrasına bakıldığında da özgürleşme ve demokratikleşme yolunda çok önemli adımlar atıldığı görülmektedir. Bu dönemin eseri 1961 Anayasası’nın yapılış yöntemi ile içeriği ve kendi içlerindeki muhalefeti tasfiye etme pahasına çok kısa sürede seçimle sivil yönetimin kurulması bunun kanıtlarıdır. Kurucu Meclis’çe hazırlanıp, halkoyuyla kabul edilen 1961 Anayasası’yla yasaklar kaldırılmış, demokratikleşme sağlanmış, hak ve özgürlükler saygın yerine oturtulmuştur. Sendikalaşma ve sendikal haklar getirilmiş, sosyalist partilerin, gençlik örgütlerinin kurulması olanaklı kılınmıştır. Üniversite özerkliği, parlamenter hükümet sistemi, erkler ayrılığı ilkesi, yargı bağımsızlığı kabul edilmiştir. Ekonomide planlı kalkınma dönemine geçilmiştir. 1961 Anayasası’nın iki önemli eseri Anayasa Mahkemesi ve Cumhuriyet Senatosu olmuştur. Öncesine, amacına ve sonra yaşananlara bakıldığında “27 Mayıs”a devrim denilmemesi ancak önyargılı yaklaşımla olanaklıdır.
27 Mayıs Bir Devrimdir
27 Mayıs Bir DevrimdirCüneyt Akalın · Kaynak Yayınları · 20105 okunma
"Başkaldırı birlik ister, tarihsel devrim ise tümlük. Birincisi bir 'evet'e dayanan 'hayır'dan yola çıkar, ikincisi salt yoksamadan yola çıkarak çağların sonuna atılmış bir 'evet'i yaratabilmek için bütün kölelikleri bağrına basar. Biri yaratıcıdır, öteki yoksayıcı. Birincisi gittikçe daha çok varolmak için yaratmaya adanmıştır, ikincisi gittikçe daha iyi yoksamak için üretmek zorundadır".
Reklam
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir."
'Gitmek' sadece bir eylemdir. 'Unutmak' ise kocaman bir devrim.
Memleketin, yüzü ışıldayan bütün çocukları gibi, hayatının bir dönemini devrimin, insanın sırtını ılık bir elle sıvazlayan ihtimaline inanarak geçirmişti. Devrim olurdu, olmazdı orası ayrı mesele. Ama devrime yalnızca inanmanın bile, razı olmamakla doğrudan ilgili, vicdanı serinleten, en olmadık zamanda insanın içini yeşerten bir lezzeti var... ... Hayat kendini öyle bir gelip senin karşına koyuyor ki, hayallerini, umutlarını, çocukluğundan, gençliğinden beri kurduklarını yutturuveriyor sana. Sınavlar geliyor, zoraki takılmış kravatlarla, en son akraba düğününde giyilmiş biçimsiz takım elbiselerle iş görüşmeleri geliyor, askerlik geliyor, kredi kartı geliyor, ihtiyarların bir bir ölmesi, gençlerin bir bir ihtiyarlaması geliyor. Durduğu yerde ağırlaşmaya başlıyor hayat. yapış yapış bir şey gibi.
Devrim
"Ya devrim? Yurtseverlik törenleri, sivil ermişleri, şehit savaşçılarıyla öbür kiliseye paralel laik bir kilise değil miydi?"
Reklam
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Lanet olsun sana Demir Ökçe! Çiğneyip geçtiğin insanlık çok yakın bir zamanda silkinip seni sırtından atacak. İşaret verildiğinde, tüm dünyadaki emekçiler ayaklanacak. Emekçiler tam bir dayanışma içinde ve tarihte ilk defa tüm ulusları içine alan, tüm dünyaya yayılan bir devrim gerçekleştirilecektir.
Sayfa 19 - İlya Yayınları
Sık sık düşünen bir kimse olmadığım için, ben farkında olmadan, içimde bir yığın ufacık başkalaşım birikir, sonra da günün birinde gerçek bir devrim ortaya çıkar. Hayatıma tutarsız, çelişik bir görünüş veren de budur.
Sayfa 20 - Can Yayınları 23. Baskı, Mart 2014Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
%89'u müslüman olduğu söylenen bir ülkede yaşıyoruz, kabul etsek de etmesek de.. O insanları da örgütlemek, aydın,ilerici insanlar haline getirebilmek için onlara anlatabileceğimiz çok şey var bu kitapta.
Devrim Ayetleri
Devrim AyetleriEren Erdem · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2013180 okunma
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
kapak resminde en önde görülen İfşa-yi Sırr Teşkilatının kurucusu Seyfettin Efendi'nin hemen arkasında esrardaşlarını görüyoruz. Pehlivan İsmail, mühendis Münevver, Adli tabip Aziz ve casus Esat teşkilatın diğer üyeleri. Teşkilat bu açıdan A-Takımı yada Leverage'nin Osmanlı versiyonu gibi duruyor. Ha pardon Osmanlı değil. Hikaye Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçiyor. Kılçığın tekiyim, fesli çizimler, arap alfabesinin kullanımını teyit ettim, tarihlerde şaşma yok. Detaylar güzel. Önsöz ve arka kapak yazısı dönemin dilinde yazılmış. İstanbul'un mabetlerinde sırayla işlenen cinayetleri çözme işi Seyfettin Efendi ve ekibine verilir. Cinayetlerin vahşiliği ve vücutlarında hiç kan kalmamış olması insan üstü bir varlıktan şüphelenmelerine neden olur. Hikaye her ne kadar steampunk öğeler içerse de filmin sonunun bir şekilde Vlad Tepeş'e bağlanması hoş olmadı. Zira içinde vampir geçip de kazıklı Voyvoda ya bağlanmayan yerli hikaye kalmadı. ucalisan.blogspot.com.tr/2014/11/seyfett...
Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları
Seyfettin Efendi ve Olağanüstü MaceralarıDevrim Kunter · Arka Bahçe Yayıncılık · 201344 okunma
...''İşte, bu, bugünkü değişimler de gösterdi ki, gerçekten, islam dünyasının her yanında biriken, içimizde biriken, milletimizin parçalarında biriken birtakım duygular, düşünceler, bir gün patlama aşamasına geliyor. Bunun da, kansız bir devrim olması, yani diriliş olması, ruhta diriliş olması için, bizim çok şuurlu olmamız lazımdır. Yoksa, beklenmedik şekilde patlayan birtakım olaylar, toplumları hiç de istemedikleri yönlere götürürler. Bu yüzden, biz, geçmişte dedelerimizin yüklendiği görevi, yani İslam Milleti'nin derlenip toplanışı görevini üstlenmeliyiz.''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.