ölüm düşüncesi izliyor beni. gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. bunun belli bir nedeni yok. yaşansa da olur, yaşanmasa da. bir kaygı yalnız. beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.
o eski ben yoktu artık. onu geri getirebilsem, onunla konuşsam bile beni duymaz ve dediklerimi anlamazdı. eskiden tanıdığım bir insan suretindeydi ama benden olmayan, benden bir parça taşımayan biriydi o.
kilise görevlisi olsanız da, beni çimenlikten uzaklaştırmanıza izin vermiyorum. isterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin; ancak ne zihnimin özgürlüğünü kapatabileceğiniz bir kapı var, ne vurabileceğiniz bir kilit ne de bir sürgü.
sanki dünya ikiye ayrılmıştı ve içinde yaşadığımız bölüm öyle dayanılmaz, öyle iğrenç, öyle katı ve acımasızdı ki hepimiz, bulabileceğimiz en aşağı yaşam biçimini tutturmaya çalışıyorduk.