Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Başlarken ve Biterken
İletiyi okuyan ben olsam nereye gidiyor bu kız derdim. Bir yere gitmiyorum, 1K'ya kazık çakmaya niyetliyim. Kendime yönelik hatırlatma yazılarını neden not defterime değil de buraya yazıyorum, bu soruya bir cevap bulamadım. Belki en çok çiğnediğim hatırlatma yazılarının hep kitaplarla ve kitap okumayla ilgili olmasından kaynaklıdır. Mademki burayı kullanma amacım vatana millete hayırlı olma ülküsünden çoktan çıkıp yalnızca kendime ait bir kitap arşivi olarak kullanma bencilliğine dönüşmüş, o zaman not defteri olarak kullanmanın da bence hiçbir mahzuru yok. Çok sevdiğim hocamın bir sözü uzun zamandır çınlayıp duruyor zihnimde. (Gerçi hangi sözü çınlamıyor ki) Bazı kitapları bir başlarken bir de biterken okumalı. Hocam bu cümleyi fakülte eğitimi özelinde kurmuştu ama nedense ben bu sözün bütün hayata uygulanabilecek bir felsefe olduğuna inanmıştım. Ya da inanmak istemiştim mi demeliyim. Aman canım ne farkeder, istemeden inanmak diye bir şey mümkün mü zaten. Hocamın derslerini üç kez dinler bir fıkraya üç kez gülen Türk misali ancak üçüncüde anlardım. (Aklınıza biriken "kalın kafalı mı acaba" sorularını elinizin tersiyle kişeleyebilirsiniz çünkü kapalı olan algım değil, hocanın anlattıkları derin.) Bir de değişik öğretme felsefesi var kendisinin, bir ışık yakıp kenara çekilir ve sizin o ışığı farkedip peşinden yürümenizi bekler. Eğer ki ışığı farkederseniz zaten yollarınız bir şekilde hocanın anlattıklarıyla ya da tavsiye ettiği kitaplarla/yazarlarla kesişir ama fark edemezsiniz bazı konularda kaygısı olmayan ve muhtemelen daha mutlu bir şekilde eğitim hayatınızı diploma aldığınız tarihte tamamlarsınız. Üç kez dinler sonuncusunda anlarım demiştim. İlki derste, hocanın konuyu ilk anlattığı sırada. Ama büyük bir bunalgınlıkla. Çünkü o dersin bir sınavı var ve öğrenci beyni "acaba bu anlattıklarını sınavda ne şekilde sorabilir" diye çalışıyor. İkincisi sınavdan sonra, dönem bitip o dersin defteri tam olarak kapanınca, hocamın kafamda çınlayan sesinden dinlerim. Üçüncüsü ise ders kapsamında okuttuğu (ama benim sınava kadar asla tam olarak okuyamadığım okusam bile her cümleye potansiyel sınav sorusu olarak baktığım için hakkını vererek okuyamadığım) o kitapları sakin kafayla okuduğum sırada kitaptaki cümlelerin hocanın sesiyle birleşerek zihnimde canlandığı zaman. Kendisi söyledikleriyle, yaptıklarıyla, anlattıklarıyla, okuttuklarıyla insanın aklında böylesine yer eden biri olunca kurduğu bir cümlenin de tesirsiz kalması düşünülemez tabi: Bazı kitapları bir başlarken bir de biterken okumalı. Yenişehir'de Bir Öğle Vakti incelemesinin başında bir olaydan bahsetmiştim, daha doğrusu bir gerçekten. Ülkemizin eğitim gerçeklerinden biri ne yazık ki. Bizler son senesi tamamıyla üniversite kazanmaya yönelik bir lise eğitiminden, bize sorulmuş bir soru ve bu soruyla alakalı olarak sunulmuş beş şıklı bir test sisteminden, okuduğumuzu anlama becerisi ile değil optik forma en kısa sürede en çok doğru şıkkı işaretleme taktiklerini öğrenerek mezun oluyoruz. E hâliyle üniversite hayatımızın ilk senesinde de okumamız ve anlamamız için önümüze sürülen kitapları okumakta da hayli zorlanıyoruz. Hocamın söylediği veciz söz ilk olarak bununla ilgiliydi. Böyle bir sistemin içinden çıkmış insanlar olarak elinizdeki bu kitapları okuduğunuz ilk seferde tam anlamıyla okumuş olmayacaksınız. Bu nedenle "Bazı kitapları bir başlarken bir de biterken okumalı." İkinci olarak kitapları okumamızda, anlamamızda, anlamlandırmamızda etkili olan bazı şeyler var. Yaş gibi, tecrübe gibi, birikim gibi, akademik eğitim gibi... Bunlar belli bir düzeydeyken okuduğumuz kitapları üzerinden zaman geçtikten sonra tekrar okumalı ki aradaki farkı değerlendirebilmeli. Üzerine bir şeyler katabilmiş miyim, bir arpa boyu yol alabilmiş miyim, bir şeyler değişmiş mi... İşte bir de bu yüzden "Bazı kitapları bir başlarken bir de biterken okumalı." Listelediğim kitaplardan bazılarını başlarken okudum. Ve yakın zamanda anladım ki üniversite bitmeye yaklaştı. (kabul etmek zor olsa da 😂) Demek ki biterken okunma zamanları da geldi. Bu yüzden bu listeye (içinde ismini şimdilik hatırlayamadığım kitaplar da var tabiki) Başlarken ve Biterken Okuması Gereken Kitaplar Dizisi ismini veriyorum. *
Michael J. Sandel
Michael J. Sandel
-
Adalet
Adalet
*
George Orwell
George Orwell
-
1984
1984
*
Harper Lee
Harper Lee
-
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü Öldürmek
*
William Golding
William Golding
-
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin Tanrısı
* https://1000kitap.com/yazar/dostoyevski -
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
*
Albert Camus
Albert Camus
-
Yabancı
Yabancı
*
Server Tanilli
Server Tanilli
-
Uygarlık Tarihi
Uygarlık Tarihi
*
Gökhan Yavuz Demir
Gökhan Yavuz Demir
-
Sosyal Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsizliği
Sosyal Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsizliği
*
Ertuğrul Uzun
Ertuğrul Uzun
-
Hukuk Metodolojisinin Sorunları
Hukuk Metodolojisinin Sorunları
*
Ray Billington
Ray Billington
-
Felsefeyi Yaşamak
Felsefeyi Yaşamak
* https://1000kitap.com/yazar/Platon -
Devlet
Devlet
*
Franz Kafka
Franz Kafka
-
Dava
Dava
*
Cemal Bâli Akal
Cemal Bâli Akal
-
Hukuk ya da Kukla Tiyatrosu
Hukuk ya da Kukla Tiyatrosu
*
Joel Spring
Joel Spring
-
Özgür Eğitim
Özgür Eğitim
*
Umberto Eco
Umberto Eco
-
Yorum ve Aşırı Yorum
Yorum ve Aşırı Yorum
*
Özkan Agtaş
Özkan Agtaş
-
Ceza ve Adalet
Ceza ve Adalet
. . . Bunlar üniversitede okuduğum/okunacak kitaplar. Bir de hayat okulunda keşfettiğim kitaplar dizisi olacak, başlarken ve biterken okunması gereken...
··
428 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.