Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hacer Şener

Hacer Şener
@hacer_05
61 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
Roger Garaudy Fransa'da Hitler'in faşizmine karşı eylemlerinden ötürü Cezayir'e sürgüne gönderilir. Toplama kampında komünist marşı söylemesinden dolayı da kırbaç cezası alır ve susması istenir, susmayınca kurşuna dizilmesi emri verilir..Fakat Cezayirli müslüman askerler emre itaat etmez ve ateş etmezler.. Graudy bu yürekli imanlı askerlerin dinini merak eder ve araştırmaya başlar..Araştırmalarından sonra bu kitabı yazar ve Cezayir'in Fransız sömürgesine karşı orurlu mücadelesini sürdüren Cezayirli müslüman askerlere armağan eder.. Garady bu kitabını yazdığında islamiyeti seçmemiştir henüz.. Yani müslüman olmayan batılı bir yazarın kaleminden İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı'nın batıda da okunması ve İslamiyetin insanlığa sunduğu müslümanca bir hayatın etkilerini görmesi anlamında önemli bir kitaptır. Bugün birçok felsefi düşüncenin, birçok sanat eserinin, birçok buluşun batıda başladığını, batı medeniyeti diye yutturulan birçok sosyal hayat düzeninin İspanya'daki Endülüs Devletinin eseri olduğu batıdaki ders kitaplarında bile yazarken bizim kendimizden bihaber olmamız; ağzı açık batı hayranlığımız bugünkü müslümanların alnındaki kara lekedir.. Müslümanların batı karşısındaki acziyetinin altında müslümanca bir duruştan, müslümanca bir düzenden, müslümanca bir akıldan, müslümanca bir kalpten uzaklaşmak olduğunu görmek hiç zor değil.. İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı kitabı okullarda ders olarak okutulması gereken bir kitap bence.
İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı
İslam Medeniyetinin İnsanlığa KatkısıRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 2020221 okunma
Reklam
86 syf.
·
Puan vermedi
. Yazar kitabının adını Hüzünlü Yüz koymuş ama ben Vefa koydum adını.. Yazarın ruhuna bir şekilde dokunmuş, hayatının bir yerinden geçmiş, kalemine kalbine iz bırakmış on yedi şahsiyeti gönlüne geldiği gibi yazmış... Kimiyle bizzat tanışmış, kimi ömrünü yazardan çok önce yaşamış, kimiyle aynı dönemde yaşamış ama kalpten kalbe giden yollarla dost olmuş.. Kimini kitaplarından, kimini dünyaya söylediği sözünden, kimini davasından , kimini sazından, kimini mısrasından tanımış...Tanımak dedimse aslında kalbine âşina bilmiş, diline mütercim.. Ben kitabı okurken kalbime en çok gelen kelime 'vefa'ydı.. Yazarın vefasını gördüm her satırda...Sanki Onları yazmazsa kalbinin akti bozulacakmış gibi, bir dosta bırakılmış emanet kelâm gibi, ben söyleyeyim de varsın sesim rüzgara karışsın der gibi söylemiş sözünü... Kimler yok ki; Aliya, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Hasan Aycın, Cihan Aktaş, Mahmut Derviş, Mevlana İdris, Neşet Ertaş vs Zeki Bulduk'un Hüzünlü Yüz kitabı deneme tarzında yazılmış biyografik yazılarından oluşmakta.. Biyografisi yazılanların hepsi benim gönül dünyama de ait oldukları için keyifle okudum..Kâh rahmetle, kâh minnetle, kâh duayla hatırladım hepsini..
Hüzünlü Yüz
Hüzünlü YüzZeki Bulduk · Tdv - Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 20239 okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
Üç ayrı kişi, üç ayrı karakter, üç ayrı dünya.. Selçuk Baran'ın Bozkır Çiçekleri kitabı, yolları Ankara'da kesişen üç kişinin birbirleri üzerindeki etkilerini siyaset, aşk, edebiyat, felsefe çerçevesinde birbirlerini nasıl değiştirip dönüştürdüğünü, karakterlerin ruh dünyasına ayna tutup okurun görmesini , hissetmesini, anlamasını sağlayan psikolojik bir romandır.. Okur, üç ayrı kahramanın üç ayrı penceresinden dünyaya bakarken sanki üçünden de kendine dair bir şeyler arıyorken buluyor kendini.. Seyfi, Nurten, Müfit...Bozkır Çiçekleri gibi başkentin gri, soğuk, bürokrat kokan havasında kendilerine yer bulmaya çalışan üç ayrı kitap kahramanı... Yazarın dünya görüşünün izlerinin ağır bastığı bir kitap olması okurun bazı fikirlerine şerh koymasına sebep olabiliyor...
Bozkır Çiçekleri
Bozkır ÇiçekleriSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2021817 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. Acısıyla tatlısıyla bir hayata dair yaşadığımız ne varsa Bütün Mümkünler'e öykü olmuş.. Nadir Aşçı'nın on iki öyküden oluşan kitabını okuyucu eline alıp tekli koltuğa oturup (-ki mutlaka tekli koltuk. Çünkü önemli bir metafor burada) okumaya başlayıp sonra son hikâyenin son cümlesiyle kapağı kapatılarak bitirilecek akıcılıkta bir kitap.. Okurken; Mücella'nın bir darbeye kurban giden aşkını; Kısa Marlboro ile hayal kırıklığını; Kale Arkası'nda 'küçük kalecinin başına bir şey gelmese bari hayırlı uzun ömrü olsun niyazıyla hikâyenin sonuna kadarki okur tedirginliğini; Rol Çatışması'nda ekrandan yansıyan büyüye nasıl kapalıp gittiğimizi; Yolcu'yla birlikte anneye giden yolların heyecanını yaşayıp da yolun sonunda bir selânın içimize attığı korla koltuğa yığılıp kalmayı; okuyup tecrübe ediyor okur... Aslında, yazar hikâyesini 'yalnız' yaşamamış, 'yalnız' yazmamış olsun diye şahitlik ediyor Bütün bu Mümkünler'e okur.. Yazara şahitlik etmenizi tavsiye ederim...
Bütün Mümkünler
Bütün MümkünlerNadir Aşçı · Hece Yayınları · 20241 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Nazar Bekiroğlu'nun İsimle Ateş Arasında kitabı tarihi roman şeklinde tanımlanabilir.. Kalemine âşina bir okur olarak söylemeliyim ki yazar bu romanında adeta kelimeleri kalemle dans ettirmiş. Roman baştan sona kadar edebi dilin ve ağdalı ifadelerin örneği ile dolu... Edebi dilin akışını ağır bulanlar kitabı sıkıcı bulabilir..Ki ben edebi
İsimle Ateş Arasında
İsimle Ateş ArasındaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,867 okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
Leyla İle Mecnun'un İki Şairi Fuzûlî ve Sezai Karakoç İlhan Genç bilimsel akademik çalışma olarak ele aldığı bu eserinde 16.yy'da Fuzûlî'nin yazdığı Leyla ile Mecnun mesnevisi ile 20.yy sonlarında modern Türk edebiyatının müstesna şairi Sezai Karakoç'un Leyla ile Mecnun eserini karşılaştırmalı olarak incelemiştir.. Her iki eser de hikayenin başından sonuna kadar bütün başlıklarıyla karşılaştırılmış, her iki eserin mısraları ve mısralara ait açıklamalar titizlikle şerh edilmiştir.. Ve yine her iki eserin konu başlıklarını ele alış şekilleri eserlerin yazıldığı dönem de dikkate alınarak gerekçelendirilmiştir.. Gelmiş geçmiş bütün dünya aşk edebiyatlarındaki en güzel aşk hikayelerinden birisi olan Leyla ve Mecnun'u, iki büyük ve "âşık-ı sâdık" şairlerimiz Fuzulî ve Sezai Karakoç'un eserlerinde, yeniden anlama ve yorumlama yapabilme isteklisi olan herkese tavsiye ederim..
Leyla ile Mecnun’un İki Şairi
Leyla ile Mecnun’un İki Şairiİlhan Genç · Şule Yayınları · 200913 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
"Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil Miyiz?" Nietzsche'nin kız kardeşine söylediği bir cümlesidir.. Selahattin Yusuf'un denemelerinden oluşan bu kitabın ismini Nietzsche'den esinlenerek koyması onun felsefi düşüncelerine verdiği değeri göstermekte.. Kitap yazarın edebiyat , resim, sinema ve müzik dünyasına kendi penceresinden bakışını gösterirken onun eşliğinde de okuyucuyu bu mecrada yolculuğa çıkartıyor.. Selahattin Yusuf edebiyat alanında eserler ve yazarlar hakkında derinlikli bir bakış açısına ve eleştirel kabiliyete sahip bir yazardır.. Onun faklı eserleri ve yazarları metin üzerinden bağlantı kurarak karşılaştırma yapma istidadı onun entellektüel yönünün kalitesini de ortaya koyacak yazılara dönüşmektedir..Bir çok sanatçı ve eser hakkında malumat edinebileceğiniz bir kitap olmuş... Keyife okudum..
Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?
Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?Selahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 2017126 okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
Mustafa Kutlu hikâyelerini bir solukta okurum her zaman.. "Sır" birbirinden bağımsız tasavvufî hikâyelerden oluşmuş ama aslında bir şekilde de birbiriyle bağlantılı sekiz hikâyeden oluşuyor.. Mustafa Kutlu hikâyelerinde üslup Anadolu insanının konuşma üslubu gibi doğal ve akıcı bir dile sahiptir..Yazılanı okumuyor da konuşulanı dinliyor gibi geçer gider satırlar gözünüzün önünden... Günümüz hikâyeciliğinde Mustafa Kutlu benim için kırmızı çizgimdir bunu da söylemiş olayım...
Sır
SırMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20118,5bin okunma
207 syf.
·
Puan vermedi
. Kim istemez ki Allah'a yakın olmayı, kim istemez ki Allah'ın sevdiği kul olmayı..Kim istemez ki dünya âlemini sonsuz âlemin bir tarlası gibi ekip biçmeye vakfedilmiş bir ömrü..Kim istemez ki iyilerden olmayı, merhametle, sabırla, hoşgörüyle, tevekkülle adım atma şiarını hayatına tatbik etmeyi..Kim istemez ki peygamberin izinden giden yolları incelikle takip etmeyi...İbadetlerimizin özünü kavrayıp hakkıyla itinayla yerine getirerek Allah'ın emirlerine riayet etmeyi kim istemez ki.. Herkes ister elbet..Ama insanız zaman zaman gafletle dünyanın hengamesine dalabiliyoruz..Dünya telaşında asıl sonsuz hayatı unutup yalan dünyanın türlü renklerine kanıyoruz işte... Dr. Burhan İşliyen Hocamızın "Vakti Gelmedi Mi?" kitabı insanı tutup silkeliyor...İnsanın varoluş gayesini hatırlatıyor..Yaşadığımız sıkıntılar karşısında ne kadar az sabrettiğimizi ve insanın imtihanının hiç bitmeyeceği gerçeğini ayetler ve hadisler ışığında bir sohbet edasıyla anlatıyor.. Peygamberlerin hayat hikayelerinden, sahabelerin tavır davranış ve tutumlarından, menkıbelerden örneklerle nasıl iyi bir kul olunur sorularına cevap buluyorsunuz bu kitapta. Allah'ın ayetlerini ; baktığımız her karede, yaşadığımız her olayda, karşılaştığımız her zorlukta, zalimin zulmünde, mazlumun ah'ında, yoksulun gözlerinde, yetimin hüznünde görmek ve okumak niyazıyla bu kitaptan istifade etmek nasip olsun okuyan herkese..
Vakti Gelmedi mi ?
Vakti Gelmedi mi ?Burhan İşliyen · Diyanet İşleri Başkanlığı · 054 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan'ı psikolojik romana yakın bir tarzla yazmış olmasına rağmen olay örgüsündeki heyecan da son sayfaya kadar okuru peşinden süreklemektedir.. Kahramanımız Ömer karakterindeki zayıflıktan kaynaklanan tembelliği, aldığı kararlarda sebat edememesi, hiç kimseye hayır diyemediği için içine düştüğü müşkül durumların faturasını içinde bir şeytan olduğunu iddia ederek bütün sorumluluğu ona yüklemektedir.. Eşi Macide'yi çok sevmesine rağmen ona karşı güçlü ve iradeli bir duruşla sahip çıkamamasını bile içindeki şeytana isnat etmektedir.. Sabahattin Ali romanında o dönemdeki bazı yazar ve şairlerin kendilerini dünyanın en önemli kalemşörleri gibi göstermelerine , mütefekkir, bilim ve sanatta çok donanımlı göstermek için süslü laflarla çevrelerindekilerin gözlerini boyamalarına ve fakat aslında düşük karakterli namus ve ahlâk yoksunu bu insanları çok başarılı bir şekilde hicvetmiştir... Karakterlerin fiziki ve ruh tasvirleriyle, mekanların görsel tasvirleri öyle başarılı yapılmıştır ki kitap okumuyor da film izliyormuşsun gibi hissettirir...
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma
Reklam
536 syf.
·
Puan vermedi
2012 yılında okumuştum ilk defa.. "Hani bana deselerdi ki okunmasını önereceğin bir roman hakkın olsa ne önerirsin diye Nar Ağacı derim demiştim" bitirdiğimde.. Sonra dedim ki "Allah'ım bana okuduğumu unuttur da bi daha okuyayım..'İnsan nisyan ile malüldür' unutuyor. Konusunu unutmuyorsun ama olayları, diyalogları, altını çizdiğin cümleleri unutuyorsun.. Yine aynı heyecanla, aynı merakla, aynı kalp çarpıntısı, aynı hüzün, aynı acı, aynı hayret, aynı dünyadan kopuşla okudum birkaç gün içinde.. İki ayrı ırmağın kâh başını taşlara vura vura, kâh derin vadilerde sesinin yankısını duya duya, kâh upuzun ovaları derin bir sükunetle geçerek birbirini bulup kavuşması gibi bir kavuşma hikâyesi.. Tac-ı Süleyman, Tebriz, Tiflis, Bakü, Batum, Trabzon, İstanbul arasında gelip gidilen, gidip kalınan, çıkıp dönülmeyen bir yol var yürüyorsunuz.. 1912-1917 yılları arasında Anadolu'nun ve hatta yakın coğrafyada yaşanan kaderin kara yazgısını içinizi oya oya okuyorsunuz.. Settarhan yoruluyor, Zehra yoruluyor ben de yoruluyorum peşlerinde... İsmail'in heybesindeki 'Kırık Kafiye' gibi kırılıyor insanın kolu kanadı yaşanan onca acının içinde... "Bul bakalım kafiyelerini: Âh." İsmail bir çırpıda saydı: "Râh, ervâh, gâh, tecelligâh, agâh, nigâh, ikrah, iflâh..." Biraz düşündü, ekledi: "Günah da âh'la kafiyelidir. O da siyah'la, simsiyâhla, vâhla, eyvâhla. Lakin hepsi de Allah'la. Âh'tır kafiyelerin en güzeli. "Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim. Ben böyle çağırmasam sen öyle gelmezdin"
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,3bin okunma
355 syf.
·
Puan vermedi
Harper Lee , Bülbülü Öldürmek romanında insanî değerleri ve insanca yaşamanın yollarını gösterirken insanın insana dünyayı nasıl cehenneme çevirdiğinin de bir fotoğrafını çekmiş kalemiyle.. İnsanın yaratılışla gelen insanî güzelliğini; attığı her adımda, aldığı her kararda, çocuklarını yetiştirirken, dostlarıyla ilişkilerinde, düşmanlarına karşı adalette göstermeyi başaran avukat bir baba ve onun iki tane çocuğunun etrafında şekillenen olaylar dizisi ve avukatın küçük çocuğu Scout Frinch'in anlatımıyla ve onun penceresinden bakılarak yazılmış muhteşem bir roman.. Amerika'nın güneyinde yaşanan ırkçılık ve ırkçılığın getirdiği ayrımcılık, adaletsizlik, insanı renginden dolayı aşağılayıcı muameleler okuyucunun canını acıtacak şekilde etkili bir dille yansıtılmış... Kitaba adını veren o cümleyi de bırakayım şuracığa: "İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır." Bülbüller bizi eğlendirmek için şarkı söylemek dışında bir şey yapmaz. İnsanların bahçelerindeki bitkileri yemezler, mısır ambarlarına yuvalanmazlar, tek yaptıkları iş bize içlerini dökmektir. İşte bu yüzden bülbülleri öldürmek günahtır."
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472,2bin okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
Yalnızlık Çemberi Şevket Bulut'un Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları tarafından yayımlanan öykü kitabıdır... Bu kitap, yazarın yayımlanmış öykü kitaplarından seçilmiş hikâyelerinden, dergilerde yayımlanmış hikâyelerinden ve yayımlanmaya fırsat bulamamış hikâyelerinden seçilerek hazırlanmış... Şevket Bulut hikâyeleri o dönem Anadolu köy ve kasabalarında karşılaşılan töre ,gelenek görenek, batıl inançlar, yanlış din algısı, devletin köylü üzerindeki birtakım bırakmış olduğu olumsuz izler, ve insanların inançlarından dolayı karşılaştığı sıkıntıları belki de yaşanmış gerçek olaylardan esinlenerek gerçekçi bir olay örgüsüyle kağıda aktarmış.. Diyaloglarda hikâyenin geçtiği yerin ağız özellikleri okuyucunun gözünün önüne hikâye kahramanlarını kanlı canlı getirip bırakıyor.. Öğretmen İbrahim'in hikâyesinin yarım kalmasına da üzülmedik değil..
Yalnızlık Çemberi
Yalnızlık ÇemberiŞevket Bulut · Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi · 20238 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Aytmatov'un romanını okuyup da büyüleyici etkisinden kurtulan olmuş mu... Yazar müthiş bir anlatım gücüyle okuyucuyu romanda yaşanan her olaya ,her mekana, her duyguya ; her heyecana, üzüntüye, sevince, korkuya, umuda ve umutsuzluğa; romanın geçtiği mevsimin sıcağına, soğuğuna, rüzgarına, ayazına; romanda geçen bütün kahramanların ruh halini ayan beyan kelimelerden çıkıp okuyucunun bütün bedenini sarmış gibi hissettiren bir roman yazmış... Roman farklı zamanlarda, farklı yerlerde, farklı karakterlerle ama hepsinin hikayesi bir şekilde bir erkek ve dişi kurt Akbar ve Taşçaynar'la yolları kesişen bir olay örgüsünden oluşuyor... Yazar, Dşdişi kurt olan Akbar'ın iç dünyasını , ruh halini , insanlara bakış açısını öyle başarılı aktarır ki Akbar'ın acısı okuyucunun acısı olur artık.. Bu dünyada kötüler kötülüklerinin karşılığını bulamayabiliyor..İlahi adaletin bu dünyada olmadığının farkındayız da bari romanlarda kötüler bu dünyada belalarını bulsalar istiyor insan. Üzgünüm ki Cengiz Aytmatov da romanda ilahi adaletin bu dünya olmadığı gerçeğinden kopamamış ve okuyucuyu kederlere gark ederek bitirmiş romanını...
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236,9bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
İkinci Abdülhamit döneminin siyasi konularını da kısmen içine alan ama daha çok Sinekli Bakkal Sokağı sakinlerinden İmam Efendi'nin torunu Rabia'nın ve ailesinin etrafında cereyan eden olayları ele almış.. Doğu - Batı çatışmasının izlerini de gördüğümüz, konak ile mahalle kültürünün ayrıntılı olarak aktırıldığı bir Halide Edip romanı... Yazar, roman kahramanlarının kişilik özelliklerini çok abartılı bir karaktere sokmuş...Kötü olan kişi olabilecek en kötü karakterde, yetenekli en yetenekli donanımda, zengini çok zengin, fakiri çok fakir...Doğulu yeniliklere kapalı, Batılı en akılcı insan... Bu zıtlıklar okurun romanın geçtiği o döneme dair olaylardaki inandırıcılığını yok etmektedir... Mutlu sonlu romanların okurun kafasını da gönlünü de rahat ettirdiğinin bilimsel bir açıklaması vardır bence.
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Atlas Kitabevi · 198418,6bin okunma
·
Puan vermedi
Cengiz Dağcı'nın Kırım Türklerinin yaşadığı trajedileri bizatiği kendi hayat hikayesinden de esinlenerek yazdığı romanlarında okuyup da hissetmemek mümkün değil.. Yazar, Rusların Türklere uyguladığı akıl almaz sürgün hikâyelerini, Türk aydınlarının sorgusuz sualsiz katledilmelerini, Türklerin evlerinin , tarlalarının, mal varlıklarının durup dururken müsadere edilmesini ve yerlerinden yurtlarından atılarak ölüm yolculuklarına çıkarılma hikayelerinin canlı tanığı olarak kaleme almış ve çok güzel eserler ortaya koymuştur,... Dünya Habille Kabilden beri zalimle mazlumun hikayeleriyle dolu...Türkler de Rusların zulmüne maruz kalmış ve tarihe silinmez bir kara leke olarak düşmüştür.. Dağcı , romanlarında mekan tasvirini öyle güzel yapar ki evin odalarının ruhu insana sirayet eder. Bahçedeki her bir ağaçta, çiçekte, otta, sebzede, meyvede kendi emeğin varmış gibi sahiplenirsin..Kuşların sesi, rüzgarin esintisi, kar'ın sessizliği kelimelerden çıkıp gelir bulur seni. Romandaki komşularla oturup dertleşecek kadar samimi olursun..Onların acısı acın; sevinci sevincin olur.. Herkes Cengiz Dağcı romanlarından en az bir tanesini okumalı diyorum ben.. Bu arada haritadan baktım da Cengiz Dağcı'nın memleketi Yalta çok da uzak değilmiş..Sinop'tan bi tekneye binsem pıt diye karşıya geçermişim gibi geldi.. Hadi İnşallah..
Badem Dalına Asılı Bebekler
Badem Dalına Asılı BebeklerCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2015396 okunma
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
Kardeşimin Hikâyesi oldukça sürükleyici içerikle ve anlaşılır, sade dille yazılmış bir Livaneli romanıdır.. İki ayrı hikâyenin iç içe geçtiği roman sürpriz sonla okuyucuyu - ki bu ben oluyorum- oldukça şaşırtmıştır... Sonunu tahmin edemediğim romanları seviyorum..Sürpriz sonlu romanların  kurgusunu zekice yazılmış romanlar olarak nitelendiririm hep... "İnsan soyunun en tehlikeli duygusu aşktır' sözünü kitabın kapağına yazarak roman kahramanının aşka bakışını ele vermiş oluyor yazar... Romanın içeriğinden ve sonundan bahsetmeyeceğim tabii ki.. Okuyacak olana sürpriz olmasın mı..
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 2021105,4bin okunma
495 syf.
·
Puan vermedi
Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek Ayfer Tunç'un 70'li yılları her sahnesini bir film gibi kelimelerle resmettiği kitabıdır... 70'li yılların çocuk oyunlarından başlayıp, sosyal hayatın bütün ayrıntılarını; ev gezmelerini, bayramlarını, düğünlerini, eğlence anlayışını, yolculuklarını, sünnet düğünlerini, cenaze evlerini, okul hayatını ve bu sosyal hayatta kullanılar her araç ve gereci en ince detayına kadar anlatmış... O dönemin kullandığı ev eşyalarını markalarıyla tanıtmış, o dönemin televizyon programlarını içeriğiyle birlikte aktarmış, O dönemin ülke meselelerine, siyasi yapısına, döneme damga vurmuş iç ve dış olaylara yer vermiş.. Akla gelmeyecek ayrıntıları bulmuş yazmış... 70'lerden 80'lere aktarılan bir çok tabloyu da tanıdık bir hayatı hatırlar gibi okudum.. Bazen gülümseten bazen hüzünlendiren o yokluk yılları tutumlu olmanın ilke olarak benimsendiği o yılları okurken Türkiye'nin 90'lı yıllara geldiğinde ne kadar gelişip değiştiğini de farkediyor insan.. 2000'li yıllar ise 70'lerde hayal bile edilemeyecek bir nokta... İnanmıyor musunuz...Okuyun görün:)
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size GelecekAyfer Tunç · Can Yayınları · 20211,728 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Bir romanı uzun uzun özetleme âdetim yoktur bilirsiniz...Belki okuyan olur diye gizemini korusun isterim..... Şu kadarını söyleyebilirim ki kadın bir yazar olan Selçuk Baran  "Bir Solgun Adam" romanıyla banka emeklisi bir adamın iç dünyasına öyle bir ayna tutmuş ki; o dünyanın iç sıkıntılarını, arayışlarını, bir yere sığamayışlarını, aşklarını, tutkularını, vazgeçişlerini, bedenen ve ruhen ölümün eşiğindeyken yeniden  gönlünün filizlenip ruhunun baharı yaşama sevincini, sonra ömrünün sonbaharında yine savruluşunu ve bitip tükenmek bilmeyen gitmelerini okuyorum sanarken size yaşatıyor adeta... Başta günlükleriyle kalbinin sessiz yanını okura yansıtan kahramanı daha sonra hakim bakış açısıyla yazarın gözünden tanıyoruz, tanıyor ve onun tarafında oluveriyoruz... Kitap boyunca okurun tek isteği kahramanımız Mehmet Taşçı'nın biraz olsun yüzünün gülmesi... Güldü mü...Bu sefer olmadı..
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010829 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Altıncı Koğuş" Anton Çehov'un kısa roman tarzında yazılmış bir eseridir... Akıl hastanesinin kötü yaşam koşullarını ortaya koyan ama ana teması birbirini anlamaktan uzak insanların birbirlerine verdiği zararı çarpıcı bir konu etrafında anlatmayı başaran bir novelladır.. Tasvirler öyle canlıdır ki adeta okurken akıl hastanesi 6. koğuşunda  sen kalmışsın gibi için sıkılır ve ruhunda  bunaltı hissedersin... Derin felsefi diyaloglar ise oldukça etkileyicidir... Elinize geçtiğinde bir günde okuyabileceğiniz bir kitap olduğunu belirtmiş olayım...
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Şair nesir tarzında yazdığında bile şiir gibi yazar farkında olarak veya olmayarak... O yüzden okur da kalbinde  hep bir ahenk, bir ses uyumu yakalar satırları okurken... Biz okurlar kelimelerimizin yetmediği yerde kalbimizin sesini nasıl bir şairin şiirine yükleyerek söylüyorsak anladım ki şair ve yazarlar da bazen mezarlardan gelen bir sese emanet eder gibi kendilerinden önce yazılmış şiir ve romanlarda buluyorlar kendi akislerini... Ve o yüzden sanırım birçok yazarla sohbet havasında hatta samimi bir edayla 'senli-benli' yazılar yazmış kitabında... Kitapta başka neler var; anılar var, anıların silinmeyen izleri, sayıklamalar, hayaller, hiç bitmeyecek gibi anlatmalar hiç konuşmayacakmış gibi susuşlar,  başka şair ve  yazarlarla derinlemesine muhabbetler, bir cümlenin büyüsüne kapılıp sayfalarca iç dökmeler bir mısranın ardına düşüp kendi şiirini aramalar, Kokular...zihnin silinmeyen bölümlerine saklanmış kokular. çocukluğuna götüren kokular, belli bir âna, belli bir yere, belli bir vakte götüren kokular...Ve o kokunun rayihasında zaman yolculukları... Yıldızlı bir gecenin serinliğinde çay da içiyorsun, başkasının içtiği sigaranın kokusunu da duyuyorsun, Bir otobüs yolculuğunda kendi hayallerini de kuruyorsun satırların arasında... Ama her yazının sonunda tutup dedemizin o mübarek elini öpüyorsun..Bütün bu yazma tılsımının asıl ilhamı o el'miş gibi hürmetle öpüyorsun... Sonra tutunamayışlar, hep tutunamayışlar, bütün tutunamayanlara özgü kendiyle konuşmalar, en çok da kendiyle, çünkü insan en çok kendini dinler...
Eski Bir Yaz Vakti İçin Mektuplar
Eski Bir Yaz Vakti İçin MektuplarSüleyman Unutmaz · Ketebe Yayınevi · 202027 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safa'nın 1922 yıllarında geçen  Biz İnsanlar romanının konusuna dair net bir şey söyleyemeyeceğim...Bunun nedeni birçok konu başlığını içinde barındırıyor olması... Orhan İdealist bir muallim ; Vedia Batılı tarzda hayat süren bir evde yaşayan genç bir kız, birçok karakter ve bu karakterlerin birtakım farklı dünya görüşleri ve bu karakterler üzerinden uzun uzun tartışma ortamı hazırlayıp fikir bombardımanına tutan diyaloglar; kitabın sonuna doğru günlükler ve bu günlüklere yansıyan bambaşka iç dünyalar... Gerçekten çok konulu bir roman olmuş... Bazen romanların ilk yüz sayfasını okumak sabır ister, bitmeyecek bir yola dönüşür satırlar  ama sonrasında su gibi akar gider... Kitap fazlaca uzun kaldı elimde çok sıkıldığım zamanlar da oldu ama  Türk filmi gibi sürpriz sonlu olması ilginçti...
Biz İnsanlar
Biz İnsanlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20212,903 okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
Ayfer Tunç Dünya Ağrısı'nı okuyucu kalbini oya oya okusun diye yazmış olmalı...Kalp ağrısı dedim ben buna biraz da.. Kalbi olmayan ne bilsin dünya ağrısını... Merhamet, acıma, merhem olma hemhal olma ve bu duyguların dünyada yaşanmış bütün zulümlere, cinnetlere, facialara, toplu ölümlere karşı ruhunun derisine işlemiş bir kalp ağrısı...Asla geçmeyen bazen azalan ama geçmeyen bir ağrı... Mürşit oniki yaşından beri çektiği ağrıyı sana da çektiriyor okurken...Kitabı elime her aldığımda "nolacak bizim bu dünya ağrımız Mürşit" demekten kendimi alamadım bir türlü... Beşeri "insan" yapan bu dünya ağrısı değil mi zaten... Yazarın anlatım gücünü duyguları okuyucuya aktarıp hissettirme yeteneğini okuduğum diğer kitaplarından da biliyorum... Bu da çok başarılıydı...
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,042 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
Bütün kitaplarını otuduğum tek yazar ünvanını elinde tutuyor Tarık Tufan... Meksika Sınırı programıyla başlayan tanışıklığımız yazdığı denemelerle ve romanlarla dostluğa dönüştü...Yazarın okur dostluğundan haberi olmaz, yazar ve çekilir kenara. Artık kitapları okura yazılmış birer mektuptur özel ve gizli...Her okur kendine yazılmış satırları bulup kendine ayırır... Tarık Tufan'ı okurken bana torpil yapmış diye düşünürüm her seferinde.. Bana yazılan satırlar daha çokmuş gibi geliyor...Ee kıskanan varsa da kıskansın ne edelim:) Âşıklara Yer Yok genç bir akademisyenin karşılıksız bir aşkın peşinde koşarken gönlünün takılıp düştüğü kuyudan çıkma çabasını anlatıyor...Bu çaba onu alıp küçük izbe bir kasaba olan Saklıkuyu'ya götürür.. Orada kaldığı mekanın gizemi ve orada tanıştığı insanların yaralı hikâyelerine tanık olur... Romandaki zaman, geçmiş ve bugün arasında gel gitlerle ilerliyor...Her satır 'hayal ile gerçek' ve 'hatıra ile hayat' arasında koşuşturmaca.. Roman okurken sonunu tahmin etme oyunu oynarım kendi kendime ve genelde de tuttururum sonunu bilme tahminimi.. Bu romanda olmadı...Son sayfaya kadar heyacanını koruyan bir roman olmuş... ""Gitmek, insanın iradesi değil, yazgısıdır"
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,675 okunma