Bazı kitaplar bitmesin diye, her cümlesini sindirerek okuruz ya, bu da onlardan biriydi benim için. Böylesine az sayfaya neredeyse bir ansiklopedi dolusu bilgiyi sığdıran yazarımız, üstelik bunu da gidecek olan biriyle ayaküstü yapılan bir sohbette anlatmıştır.
Halil Cibran ile tanışmamı sağlayan bu eser, kimilerine göre sadece "kuru nasihatler kitabı" olarak adlandırılırken kimilerine göre ise "hayatın kılavuzu" olmuştur.
12 sene boyunca gurbet diyarda yaşayan memleketine dönmek için gemiye binmek üzere olan ermişin geride bıraktığı halka, halkın soru sorduğu 26 konu ile ilgili hayata dair, ince bir üslupla bilgi veren ermişin hikayesiydi okuduğum.
Kitabı okurken bazı cümleler öylesine tanıdık, öylesine dolu dolu geliyor ki, kalemi elinizden bırakmadan her yerin altını çizmek istiyorsunuz. Aşk, özgürlük, adalet, evlilik ve daha bir çok konuda hayat dair izler barındıran bu kitabı okumayan bin pişman olur, okuyan ise "yeniden doğmuş" gibi.
Yazımı bir alıntıyla noktalandırıp sizleri ermişin dünyasında gezintiye bırakmak istiyorum: "Sevinç ve keder birlikte gelir; biri sofranızda sizinle otururken, unutmayın, diğeri yatağınızda uyumaktadır."