Nazan Bekiroğlu'nun okuduğum ilk kitabı. Genel olarak tarzı mı böyle bilmiyorum ama, ilk 20-30 sayfadan sonra alıştım diline. Devrik cümleler, birbirinin devamı, aralarında nokta olan cümleler, ama çok sağlam, içi dolu dolu cümleler beni benden aldı. Uzundur böyle keyifle kitap okumamıştım. Enfes bir yemek nasıl damak çatlatırsa, beynim de aynı hazla doldu... Kalemine sağlık Nazan Hocam...
Her şey doğar, büyür ve ölür, aşk da, devlet de, ordu da... 3 ana hikayeyi oya gibi işleyerek sonunda birbirine öyle bir bağlamış ki... -kendi deyimiyle- akarsu kollarının birleşerek aynı denize dökülmesi gibi. Yeniçeriliğin en şaşaalı günlerinden itibaren yavaş yavaş nasıl bozulduğu ve bu bozulmanın devletteki bozulmayla nasıl da eş zamanlı gerçekleştiği, her iki bozulmanın hem birbirinin nedeni hem de sonucu olduğu inanılmaz güzel bir şekilde işlenmiş. yıllardır, Nazan Hoca'nın "Nar Ağacı" kitabını okumayı düşünüyordum, çok duyduğum bir kitaptı, ki kütüphanemde duruyor, ama ilk olarak bu kitapla tanışacakmışız kendisiyle. Keşke bu kadar oyalanmasaymışım...
Zeyneb Öztürk ve 
Icetree 'ye teşekkür ederim.
Okuyanlar, okuyup da sevenler bilir, Nazan Bekiroğlu efsunlu kelimelerin sahibidir. Okudukça içe çekilmeye başlar insan,
