Yaşamayı insanlara daha katlanılabilir bir hale getiremeyen, onu böyle kahredici, zalim, tehlikeli bir savaş haline gelmekten kurtaramayan bu insanlık marifeti için bir kin duyardı.
Yalnız sezinliyorum ki sizi unutmaya, sizden kaçmaya muhtacım, mecburum... ve sizi unutabilmek için gene size sığınmaktan başka bir çıkar yol bulamıyorum. Beni bırakınız...
Onun için en büyük mutluluk insanın kendi evinin kapısını kapayıp sürmelemesinden sonra yaşayışını bütün dış dünyadan, o dünyanın gürültüsünden patırtısından çelikten bir setle ayrılmış görebilmekti
O halde niçin "Gene görüşürüz!.."demişti?
Mademki hayat böyleydi, mademki bu sonuçsuz bir düşten başka bir şey olamazdı,mademki düşler hep böyle kalmaya mahkûmdu; yeniden görmekten,yeniden zehirlenmekten ne çıkacaktı?