Raif 24 yaşında , çocuk saflığında bir adamdır.Babasının sabun fabrikası vardır.Raif iş için Almanya'ya gider.Sanata gayet meraklı olan Raif, sergiyi gezerken bir tablo dikkatini çeker.Tablo da kürk mantolu bir kadın görür ve görür görmez aşık olur.Ama ne aşk...Raif, efendi bir adam olmasının yanında, çok pısırık ve melankolik bir adamdır.Birgün toblodaki kadını gerçek hayatta görür.Konuşur,görüşürler.Fakat Raif aradığını Maria Puder'de bulamaz... Böyle bir aşkta! ancak romanlarda olur galiba.İlginç ötesi ve güzel bir roman.Övdükleri kadar var mı?Bence hayır.Yer yer sıkmıyor da değil.160 sayfa.
Bir başka ilginç durum da romanın, Sevmek Zamanı filmiyle hayli benzerlik göstermesidir.İzleyenler bilir.Başrollerini Müşfik Kenter ve Sema Özcan'ın paylaştıkları bir Metin Erksan filmi.M.Kenter boyacıdır ve evini boyadığı ailenin kızının duvardaki resmine aşıktır.S.Özcan'ın (tablodaki kız) eve gelmesi ile bu sırrı açığa çıkar.Bu durumu anlayan S.Özcan ise önce şaşırır, ardından zamanla M.Kenter'e karşı bir şeyler hissetmeye başlar ama M.Kenter, kendi cümleleri ile söylemek gerekirse “resmi seviyordur, onu değil”.
M.Kenter', S. Özcan'ı sevmediğini ve sadece onun resmini sevdiğini, bunun S.Özcan'ı ilgilendirmeyen bir şey olduğunu söyler. “Resmin sen değilsin ki, o benim dünyama ait bir şey.Seni sevsem benim düşüncelerimi yıkarsın, resmin beni bırakmaz, bana kızmaz, beni hep sevebilir.Oysa seni sevsem bu kadar mutlu olamam’’ der.
Sevgiyle kalın.