Sabahın bir tadı vardır, ölümün, aşkın bir tadı vardır acı tatlı damağımızda kalır, bana göre kitapların da tatları vardır. Uzun zamandır hiçbir kitabı böylesine keyif alarak, tadına vararak okumamıştım belki de mutluluğun kahvaltıyla değil kitaplarla ilgisi vardır ya da mutsuzluğun onu sonra tartışırız :)
Kitaba gelince, kitap bir papazın kitabın tabirine göre eciş bücüş bir bebeği evlat edinmesini ve Esmeralda adında bir çingene kıza duydukları aşkı anlatıyor. Son zamanlarda arka arkaya okuduğum ikinci Fransa ve Fransız kültürünü konu alan kitap oldu ancak bu kitabın farkı Ortaçağ karanlığını daha iyi yansıtıyor olmasıydı. Çok çabuk galeyana gelen, büyüye sihire inanan, sanata, bilime önem vermeyen, sınıflı ve adalet terazisi o kadar da hassas olmayan bir toplum ve ülke düşünün(Bazen insan öyle dönemlerde yaşamadığı için şükrediyor). Kitabı okurken çok keyif aldım birçok insanın aksine ben betimlemeleri gerekli buluyorum beni olay örgüsünün içinde tutuyor çoğu okur betimlemelerin fazla oluşunu eleştirmiş ancak bana göre betimlemeler dozundaydı. Olay örgüsü müthişti neden bu kadar uzun süre bekledim bu kitaba başlamak için diye düşünüyorum ama hiçbir çiçek mevsiminden önce açmıyor nihayetinde. Okuyun çevrenizdekilere zorla okutun, keyifli okumalar :)