Parma Manastırı

Stendhal
Bu romanı 1830’daki aslından hiçbir şey değişmeksizin yayımlıyorum. Bunun iki sakıncası olabilir. Birincisi, okuyucu bakımından: Kişiler İtalyan olduklarındanokuyucu daha az ilgileneceklerdir belki. Bu ülkenin insanları Fransızlar’ dan oldukça farklıdır. İtalyanlar içtendir, iyi insanlardır, çekingen değillerdir, akıllarından geçeni söyleyiverirler. Zaman zaman gurura kapılsalar da bu, tutku haline gelir, "benlik" adını alır. Sonra, yoksulluk gülünç bir durum değildir onlar için. İkinci sakınca ise, yazarı ilgilendirmektedir. Açık söyleyeyim, öykünün kahramanlarının yaradılışlarının sertliklerini, tutarsızlıklarının olduğu gibi bırakmayı göze aldım. Buna karşılık çekinmeden söylüyorum, yaptıklarının çoğuna da ahlak bakımından ayıpladım. Parayı her şeyden çok seven, kin ya da sevgi uğruna hiç günah işlemeyen Fransızlar’ ın yaradılışlarındaki yüksek ahlakı, sevimlilikleri onlara vermek neye yarar? Bu romandaki İtalyanlar, bunun tersidirler. Zaten ban öyle geliyor ki, insan ne zaman güneyden kuzeye iki y6üz fersah yol gitse, yeni bir manzara gibi yeni bir roman da çıkar ortaya. Papazın sevimli yeğeni, düşes Sanseverina’yı tanımış, çok da sevmişti. Benden de onun başından geçen ayıplanmaya değer olayları hiç değiştirmeden yazmamı rica etti. Ben de bu ricalara uydum.
Yazar:
Stendhal
Stendhal
Çevirmen:
Mustafa Bahar
Mustafa Bahar
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 25 dk.Sayfa Sayısı: 262Basım Tarihi: 2007İlk Yayın Tarihi: 1839Yayınevi: İskele Yayıncılık
ISBN: 9789759099244Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
262 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kime daha çok üzülsem bilemedim, kadersizler topluluğunun hikâyesi resmen. "Sevil de sevme, ağlama ağlat" şarkısını hayat görüşü olarak belirleyene bile, hayatın her türlü zehir olabileceğini -net olarak- hatırlatıyor. Konuya hiç girmeyeceğim, kimin eli kimin cebinde, anlatamam muhtemelen. Ama kitaba ismini veren Parma Manastırı'nın hikayede bu kadar az yer alması, açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü ben, kitaba verilen ismin hakkının da verilmesi gerektiğini düşünen okurlardanım. Dünya klasiklerinde İskele Yayıncılık'ın (diğer basımları akıcı olmayan kitapların özet sayılabilecek) çevirilerine bayılıyorum. İletişim ile çıktığım yola İskele'yle devam etmek çok mantıklı bir karar oldu yani, zira İletişim'e mahkum olsam kitabı yarım bırakırdım. İyi ki varsın İskele Yayıncılık. =)
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · İskele Yayıncılık · 20071,655 okunma
Reklam
262 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hayatındaki büyük değişimlere birçok nedenle hep etrafındaki bayanların sebep olduğu, benim okudukça “bu delikanlıda her halde şeytan tüyü varmış” deyip durduğum, iki yakası bir şekilde hep bir araya gelen ama “tavşan bir sıçrar iki sıçrar...” dedirtmekten de geri kalmayan, yer yer tam bir aziz, yer yerse akılsız saf bir aşık oluveren küçük del Dongo’nun ve etrafında dönen olayların hikayesidir Parma Manastırı. Hala-yeğen ilişkisindeki romans kısmını atlayıp, bir halanın sadece yeğeni için neredeyse tüm ömrünü ve kaynaklarını harcayabildiğini gördüğünüzde bu koşulsuz fedakarlığa saygı duyuyor insan. Waterloo savaşı ve hemen sonrasındaki şartların insanlar üzerindeki etkisini okumak ise keyifliydi. Bunun yanında neredeyse herşeyin maddiyatla ilerlediği, herkesin faydalanmak için karşısından zorla aldığı sözlerle, daha da zengin olmak dışında başka bir şey düşünmeyen devlet erkanındaki soylular çetesinin kokuşmuş düzenini gözler önüne sermesi açısından da vurucu ve ısırgan bir roman. Daha farklı konulara da girip çıkılan eserde Stendhal tarafından diktasyon yöntemiyle ve 52 günde tamamlanmış. Aynı yöntemin, günü geldiğinde zor durumdaki Dostoyevsky’nin de işine yarayabileceği kimin aklına gelirdi?
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · İskele Yayıncılık · 20071,655 okunma
262 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
"Yalnız, umutsuz sevgi susar!" Dönemin Fransa ve İtalya’nın siyasi analizlerini yapan romantik gerilim tarzında yazılmış bir eser… Karakterleri ayrıştırmak çok zor. Kitap okundukça karakterleri ayrıştırabiliyorsunuz… Rüşvetin, entrikaların içinde yer alan bir aşk… aşk için yapılan fedakarlıklar… duyulan korkular… kadınların yöneticiler üzerindeki etkileri… hayaller, hayal kırıklıkları… mutluluk arayışları… hazin biten kahramanlık macerası ile harmanlanmış merak uyandıran bir hikaye örgüsü var… Ayrıntıların çok, karakterlerin karışık olmasının yanında, duygu analizleri, olayların geçtiği yerin tasvirleri harikadır. Dikkat ve sabırla okunacak bir kitap… Bu eser bir daha okunmalı diyerek “bir daha oku” listesine bir kitap daha ekledim böylece…
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · İskele Yayıncılık · 20071,655 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.