Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kitapruznamesi

kitapruznamesi
@kitapruznamesi
Marmara Üniversitesi
250 okur puanı
Nisan 2018 tarihinde katıldı
224 syf.
·
Puan vermedi
Bildiğiniz gibi bu metin Dede Korkut Hikâyelerinin 13. hikâyesi. 1000kitaptaki ilk incelemelerime bakarsanız bulunuşuyla ilgili bir inceleme yazısı paylaşmış olduğumu göreceksiniz. Tekrara düşmemek adına bu konuda hakkında tekrar yazmıyorum. Bu kitaba gelecek olursak Arap harfli metinden takip etmek isteyenler de düşünülerek özenle hazırlanmış. Kitabın sol sayfasında orijinal sayfanın pdf formatında yüklenmiş fotoğrafı sağ sayfasında ise Transkript edilmiş hali bulunuyor. Kitabın sonunda ise günümüz Türkçesine aktarılmış hali bulunuyor. Bunu sözlük ve dizin takip ediyor. Dede Korkut’un bu nüshasında (Türkistan nüshası/ 3. nüsha) soylamalar büyük bir yer tutarken hikâyenin küçük bir yer tuttuğunu görüyoruz. Büyük bir keyif alarak okuduğum bu kitabı ilgililere şiddetle tavsiye ediyorum.
Soylamalar ve 13. Boy - Salur Kazan'ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi
Soylamalar ve 13. Boy - Salur Kazan'ın Yedi Başlı Ejderhayı ÖldürmesiMetin Ekici · Ötüken Neşriyat · 201964 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Beşir Ayvazoğlu’nun mimar Turgut Cansever ile konuşmalarının yer aldığı bu kitap, şehir ve şehir mimarisine farklı bir gözle bakmanıza sağlayacak bir nitelikte. Batı mimarisinin getirdiği yüksek katlı büyük beton binaların içinde insanın küçücük kalmasına adeta kaybolmasına hatta ve hatta aciz kalmasına da eleştiri getiriyor. Birçok sorunun çözümünü, Türk evinde gören Turgut Cansever’in şehir planlamasına dair söyledikleri de oldukça kayda değer. Birkaç alıntı da aşağıya bırakıyorum. Keyifli okumalar dilerim ”Ahşap, değişmeyen, kalıcı büyük değerler karşısında günlük hayatı tanzim eden çerçevelerin değişmeye açık oluşunu, hayatın dinamik bir süreç oluşunu simgeliyor, değişmeyecek olanın ancak ilahi gerçek olduğunu telkin ediyordu. Böylece her nesil kendi şehrini inşa edebiliyor, kendi yaşama ortamını yeniden düzenleyebiliyordu.” (s.120) “Bir mimarın, en basit bakış açısıyla, karşılaşacağı en büyük meseledir ev.” (s.139)
Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar
Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le KonuşmalarBeşir Ayvazoğlu · Timaş Yayınları · 2016125 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Âşık Edebiyatının yüzyılları ve o yüzyılların Âşıkları hakkında kısa bilgilerin yanı sıra seçme şiirlerin bulunduğu bir eser. Keyifle okudum. İlgililere tavsiye ederim. Kitabın arka kapağından: “Âşıklarımız, milletimizin gönül yangınını, dert ve isyanını, aynı zamanda da kültür ve irfanını asırlardır dillendire gelmiştir. İnsanımız, Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu gibi nicelerinin söyleyişleriyle acılarını dindirmeye, teselli bulmaya çalışmıştır. Her biri ayrı bir değer olan, seslenişleriyle bizleri coşturan, en güzel deyişlerle içindeki duyguları dışa vuran değerli âşıklarımızı, saz şairlerimizi bu kitapla daha yakından tanıyıp, çok daha sevecek ve onların hisleriyle sizler de coşacaksınız.” #halkedebiyatı #ahmetkabaklı #aşıkedebiyatı #türkdiliveedebiyatı
Aşık Edebiyatı
Aşık EdebiyatıAhmet Kabaklı · Türk Edebiyat Vakfı Yayınları · 200810 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
84 syf.
·
Puan vermedi
Nuri Pakdil’in Fethi Gemuhluoğlu’nun büyük anısı için kaleme aldığı “Bağlanma” eseri kısa kısa yazılardan oluşuyor. Anı-deneme tarzındaki bu kitabı okurken adeta büyülenmiş gibi olduğumu gizleyemeyeceğim. Herkese şiddetle tavsiye ederim. Alıntılar: “Her gece, insan kendini yeniden olumlayarak sabahı bulmalı.” “O’nunla bir bilinç yürüyordu” “Unutmamamız gereken bir olgu var: tek evrensel birim, ölçü birimi insandır. Çünkü burada yoğunlaşmaktadır insanın yaratılış bilgeliği + yaratılış gerekliliği.” “ ‘İnsanı düşünürken coşmadan edemiyorum.’ derdi.”
Bağlanma
BağlanmaNuri Pakdil · Edebiyat Dergisi Yayınları · 20121,908 okunma
583 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap, Harvardlı profesör Steven Pinker’in Boş Sayfa kuranımını “İnsan Doğasının Modern İnkârı” olarak tanımlayarak eleştirdiği kitabıdır. Kitap birçok bilim dalını kapsayarak okuyucuya detaylı ve çok boyutlu bir bakış açısı sunuyor. Edebiyat, felsefe, siyaset, psikoloji, biyoloji, evrim, genetik hatta daha geniş bir tabirle insan söz konusu olduğunda konuşulan her şeyi, gerektiğinde sayısal verilerle gerektiğinde alıntılar ile ele alıyor. 583 sayfalık hacmiyle oldukça hacimli bir eser olmasının yanında sadece nicelik olarak değil niteliksel olarak da doyurucu bir kitap. Bu 583 sayfanın yaklaşık 60sayfası kaynakça ve dizin. Not: Kitabın öne sürdüğü her düşünceye katılmasam da okunmaya değer bir kitap.
Boş Sayfa
Boş SayfaSteven Pinker · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 201668 okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
Üniversitede dil bilim dersinde önerilen bir kitaptı. Bu vesileyle okumaya başlamıştım. Kitap başlarda herkese hitap edebilecek nitelikteyken ilerledikçe teknik, akademik ve salt bilgi verme dili beni yormuştu. Uzun bir zaman önce yarım bıraktığım Dilin Tarihi kitabını bugün bu yazıyı yazdığım sıralarda bitirdim. Yarım kalan her şey gibi yarım kalan kitaplar da insan zihnini yoruyor.
Dilin Tarihi
Dilin TarihiSteven Roger Fischer · İş Bankası Kültür Yayınları · 2013142 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken
Bu kitabı okurken tam anlamıyla edebiyatımızın bahçesinde dolaşıyor hissine kapılıyorsunuz ve edebiyatımızın zevkini yaşıyorsunuz. Mehmet Kaplan’ın estetik dilini kitabın içindeki bazı başlıklardan bile görmek mümkün: “Çiçekler Kendi Kendilerine Açarlar, Siz Sadece Sevgi ile Bakın”
Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken
Edebiyatımızın Bahçesinde DolaşırkenMehmet Kaplan · Dergah Yayınları · 200730 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
“… dünya asla tam anlamıyla mutlu olmaz, eğer bir gün olursa sonu gelmiş demektir.” “… bu öyküde de sıkça anlatıldığı gibi, arazinin kadınları ne yazık ki prenses olarak doğmadılar.” “… bu öyküler birilerinin hoşuna gitmiyorsa kalplerinin anahtarlarını bir yerlerde unutmuşlar demektir…” Jose Saramago’nun okuduğum ilk kitabıydı. Kitap sömürü düzeninin eleştirisi niteliğindeydi. Patronların işçilere uyguladığı yöntemler eleştirilmiştir. Kitabın sonunda 1 Mayıs da geçiyor. Eserin olumsuz anlamda eleştirebileceğim tek yönü akıcı olmaması ve olay örgüsünün dağınık düşünce yazısı içinde verilmeye çalışılmasıdır. Her ne kadar kitabı yeterince akıcı bulmasam da kitap bittikten hemen sonra yazarın dilini özlemeye başladım.
Toprağın Uyanışı
Toprağın UyanışıJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2017426 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Halihazırda okumakta olduğum 4-5 kitap varken kütüphanede bu elimde gördüğünüz kitap göz kırpınca alıp okumaya başladım ve bugün bitirdim. Anılar bu aralar ilgimi çekmeye başladı. Kitapta Orhan Kemal’in cezaevinde Nazım hikmetle tanışma ve tanıştıktan sonraki anıları yer alıyor. Kitabın sonunda da Nazım Hikmet’in Orhan Kemal’e yazdığı mektuplar
Nazım Hikmet'le 3,5 Yıl
Nazım Hikmet'le 3,5 YılOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020776 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Tıpkı Albert Camus’un Yabancı’sı, Franz Kafka’nın Dönüşüm’ü, Herman Melvılle’nin Kâtip Bartleby’i gibi ve diğer benzer romanlar gibi yabancılaşma sorununu ele alan bir kitap. Kitapta babanın sonunun ve oğlunun sonunun aynı oluşu dikkat çeken bir unsur. Kitap’ın başkişisi olan Öğretmen’in Zehra’ya yaptığı ihanet dikkat çekiyor fakat adalet mutlaka sağlanacak ve öğretmen de yalnızlığa terk edilecektir. Bu noktada isim sembolizasyonuna dikkat çekmek gerekiyor. Adalet adındaki sarışın kadın öğretmenin kaçınılmaz sonunu hızlandırıyor… Hiçbir sebep yokken Zehra’yı bırakan öğretmen, aşık olduğu ve sevgisi uğruna tüm kötülüklerini görmezden geldiği Adalet tarafından parası bittiğinde yalnızlığa bırakılıyor. “Denize… denize!.. Onun sonsuz maviliğine koş” diyen kim ? Bana kim sesleniyor. (s.149)
Denizin Çağırışı
Denizin ÇağırışıKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2021370 okunma
Reklam
57 syf.
·
Puan vermedi
Sophokles'in Elektra'sı ve Euripides'in Elektra'sı arasında bazı farklar var örneğin Sophokles'in Elektra'sında Elektra evli değilken Euripides'in Elektra'sında Elektra, bir Miken köylüsü ile evli. Bu evlilik Aigisthos'un kurnaz düşünceleri ile yaptırılmış bir evlilik zira Elektra soylu biriyle evlense güçlü olur ve Aigisthos'dan intikamını kolayca alabilir. Aigisthos'un kendini korumaya almak için attığı her adım onu ölümden kurtaramıyor. Elektra ve erkek kardeşi Orestes, babaları Agamemnon'un intikamını Aigisthos ve anneleri Klytaimestra'yı öldürerek alıyorlar. Kral Oidipus'ta gördüğümüz babasının katili olma durumu Elektra'da anne katili olarak karşımıza çıkıyor.
Elektra
ElektraSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,861 okunma
724 syf.
·
Puan vermedi
Tutunamama
Birçok insanın yarım bıraktığı kitap. Bu kitabı okumak için gerçekten okuma kültürü olarak belli bir seviyede olmak gerekiyor çünkü metinsel arasılık çok fazla. Çok fazla olaya, yazara, kitaba, kitap kişisine atıf var. Tolstoy, Dostoyevski, Kafka gibi yazarlara atıf yapılmış. Don Kişot gibi romanlara atıf var. Oidipus kompleksiyle önemli bir metinsel arasılık mevcut. Selim, babasının isteği ile mühendis olan bir insan. Aslında resime, sanata, edebiyata düşkün. Çok okuyan bir insan. Kültürel bilgi birikimi üst düzeyde. Tükenen, tutunamayan farklı bir kişi "Her zaman kendimi kendime açıklamaktan korkmuşumdur. Artık korkacak bir Selim kalmadı geriye. Tükendi." Kendini herkese açan biri değil -çok yakınandaki kişilere bile- "Aslında kimseye bahsetmedim kendimden İstemiyorum da" Selim aynı zamanda mükemmelliyetçı bir insan "Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım." Turgut, Selim'in yakın arkadaşlarından. Gittikçe Selimleşen bir kişi. Turgut'un Olric adında kafasında yarattığı hayali bir kişi var. Selim'in intiharı Turgut'u çok etkileyen bir olay. Selim'in kendisiyle tanıştırmadığı arkadaşlarına gidip Selim hakkında bilgiler öğreniyor. "Hepsi de, benim gibi, belirli bir yönüyle tanıyorlar seni. Bir çok Selim var ortada. Bunları nasıl birleştirsem?"
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
Güzel bir roman kurgusu içinde neredeyse her cümleye nüfuz eden sanatlı bir derinlikle yazılan bu biyografik roman, içinde geçen "Ben dilin tadına vardım, istiyorum ki okuyanlar da benim metinlerim yoluyla bu dilin tadına varsınlar." (s.140) cümlesindeki gibi okuyucuya dilin tadını aldıracak hatta keşfettirecek bir lezzet sunmuş.
Her Şey Bana Karşı
Her Şey Bana KarşıMurat Koç · Eren Yayıncılık · 20164 okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
Yahya Kemal'in "Kendi Gök Kubbemiz" şiir kitabı tüm okurlara kendi açacak bir musiki gibiyken "Eski Şiirin Rüzgârıyle" adlı şiir kitabı daha çok divan şiirine ilgisi olanlara hitâp edecektir. ( Yahya Kemal'in yaşarken hiçbir kitabı yayımlanmamıştır. Onun eserlerini Nihad Sami Banarlı, 12 kitaplık bir Yahya Kemal külliyatında toplamıştır.) "Kendi Gök Kubbemiz" eserinin MEB'in 100 temel eser listesinde olduğunun bilinmesi de önemlidir. Kitabın içindeki şiirlerden biri "Siste Söyleniş"tir. Tevfik Fikret'in "Sis" şiirine tepki amaçlı yazılan bu şiirde Tevfik Fikret, "Bir devri lânetiyle boğan şâir" olarak nitelendirilmiştir. "Hüznün, ferahlığın bizim olsun kışın, yazın, Hiç bir zaman kader bizi senden ayırmasın" Mısralarıyla da İstanbul'un her halini kucaklayarak ve okuyucuya da adeta "amin" dedirtecek biçimde şiirini noktalamıştır.
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,571 okunma
415 syf.
·
Puan vermedi
Romanın başlarında Mümtaz'ın babasını daha sonra da annesini kaybedişi anlatılır. Mümtaz amcasının oğlu İhsan'ın yanına İstanbul'a gelir. Burada kendini İhsan sayesinde geliştirir ve ondan çok şey öğrenir. İhsan'ın karısı Macide'nin de Mümtaz'ın üzerinde emeği büyüktür. Mümtaz, Nuran aşkına tutulur. Bu aşk bir kadın aşkı olmasının yanı sıra adeta bir İstanbul aşkının da tezahürüdür. Mümtaz'ın aşkı Nuran'da da karşılığı olan bir aşk olur. Nuran'ın kızı Fatma'nın çıkardığı bazı huzursuzluklar olsa da bunlar büyük problem yaratmaz fakat büyük bir problem vardır o da Nuran'ı geçmişten beri seven, Nuran'ın Mümtaz ile ilişkisi olduğunu bildiği halde, Nuran'a mektup yazan Suat'tır. Romanın sonlarında Mümtaz sevdiği kadın olan Nuran'ı kaybeder. Bu kaybediş bir ölüm kaybedişi değildir fakat bir ölümün aracılığı ile olmuştur. Suat'ın intiharı Nuran'ı "Sevmekten bahseden kitap dahi okuyamam sanıyorum..." diyecek kadar iğrendirmiştir... Romanda Yahya Kemal'in isminin geçmesi ve şiirinden dizeye yer verilmesi dikkatlerden kaçmaması gereken bir konudur. Tanpınar'ın üzerinde Yahya Kemal etkisi roman kurgusu içinde bile kendini göstermektedir. Huzur romanı için huzursuzluğun kitabı diyenler var. Bu tanım elbette yerinde bir tanımdır fakat bu yerindelik Mümtaz ile Nuran'ın yaşadığı romantik aşkın güzelliğini gölgelemediği sürece yerinde olacaktır. Roman da zaten huzursuzluk yaratan şeyler çok nettir: ölüm, savaş, İhsan'ın hastalığı, Suat'ın intiharı vb. fakat muhim olan huzursuzluğun içindeki huzur değil midir? İyi son daha çok masallarda güzeldir.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,4bin okunma
183 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Kaplan, Tanpınar için şu cümleyi kuruyor: "Kendi içinde ve şiirde sırlarını kendisinin bildiği gizli bir âlem bulmuştu." Tanpınar'ın en sevdiğim şiiri "Ne İçindeyim Zamanın" şiiri. Tanpınar'ın zamanla olan bağlantısı onun neredeyse tüm eserlerine sirayet etmiş bir durumdur. En basitinden Saatleri Ayarlama Enstitüsü buna bir örnektir. Tanpınar şiirinde "Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında " derken aslında kendi ile ilgili de bize ipuçları veriyor. Bu ipuçlarının kanıtlarını onun denemelerinde ve diğer eserlerinde görürüz. Tanpınar'ın eserlerine baktığımızda onun geçmişle arasındaki bağın ne kadar derin olduğuna şahitlik ederiz. Tanpınar'ın ne zamanın içinde ne de büsbütün dışında olduğunu gösteren bir başka kanıt da onun "Bursa'da Zaman" şiiridir. Şair bu şiirde tarihi ve tarihin doğurduğu atmosferi iliklerine kadar yaşamaktadır.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20203,436 okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
Edebiyatımızın öncü kadın şair ve yazarlarının ruhuna açılan bir pencere gibi olan bu kitap biyografik bir roman. Okurken hem ilk kadın yazarlarımız, şairlerimiz hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz hem de onların verdiği kalem ve hayat mücadelesine tanık oluyorsunuz. Şair Nigâr Hanım çerçevesinde gelişen romanın içinde Fatma Aliye
Kırık Kalemli Kadınlar
Kırık Kalemli KadınlarMurat Koç · Kapı Yayınları · 202110 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
Meursault alışılmasın dışında bir kitap kahramanı ve topluma yabancılaşmanın temsilcisidir. O ne mutluluğa ne de acıya diğer insanlar gibi bakar. Annesinin ölümünden 1gün sonra plaja, sinemaya gitmiş eğlenmiş hatta sevgili bile yapmıştır. Tüm bunlar daha sonra işlediği cinayetin bile önüne geçecektir. Ona davasında işlediği cinayetle ilgili sorulardan çok annesinin cenazesi ile ilgili sorular sorulup davranışlarının tuhaflığı, hiç ağlamamasıyla ilgilenilmiştir. Tüm bunlar suçunu ağırlaştırmış ve kendini savunma fırsatından onu alıkoymuştur. Zaten onun kendini savunmak gibi derdi de yoktur. Kendisi aleyhindeki suçlamalara da yer yer katıldığı görülür. İdam cezasına çarptırılır. Bu tabii beklemediği bir şeydir. Kitabın bu kısımından sonra varoluşçuluk felsefinin izlerini çok net bir şekilde görürüz.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111,6bin okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
“Yapmamayı tercih ederim.” Evet kitabı tek cümleyle özetleyebilecek nitelikte olan Bartleby’in söylediği bu üç kelimelik cümledir. İşi ilginç kılan Bartleby’in “yapmamayı tercih ederim.” cümlesini patronuna karşı söylemesidir. Bu pek de alışık olmadığımız bir cümledir. Oldukça gizemli bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Okumadıysanız mutlaka okuyun 50sayfalık hacminden dolayı ve merak duygusunu kamçılamasından dolayı bir çırpıda okuyabilirsiniz. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Bu cümleden sonra yazacaklarım kitabın sonuna dair büyük bir spoiler içerecektir. Okumamanızı tercih ederim Hatta yazmamayı tercih ederim. Alınız ve okuyunuz :) Şiddetle tavsiye ediyorum.
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,2bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
kitapruznamesi.blogspot.com kitap incelemesi için sayfayı ziyaret etmeninizi öneririm. Her şey Mahmut Han’ın atının Ahmet’in kapısına gidip orada kalması ile başlar. Atı ilk gören kişi Sofi’dir. Sofi Ahmet’e atı üç kere aşağıki yola bırakmasını söyler. Eğer at üç defa da gelip yine Ahmet’in kapısında durursa at Ahmetin atı demektir. Ağrı Dağı çevresinde böyle bir inanç hakimdir. Durum tam da bu şekilde gelişir. At üç defa da Ahmet’in kapısına gelmiştir. Bundan sonra atın gerçek sahibi çıksa bile geri vermek büyük bir onursuzluk atfedilir. (Her ne kadar başkasının atını alıkoymak etik olmasa da onların öyle bir adeti vardır. Romanı okurken de bu adet ve gelenekler çok yüceltilmiştir.) Beyazıt Paşası Mahmut Han, Ahmet’in atı vermeyeceğini öğrenince çok sinirlenir. Gelişen olaylar sonucunda Ahmet zindana düşer. Bu sırada Paşa’nın kızı Gülbahar ile Ahmet’in aşkı da başlar. Gülbahar ile Ahmet yaşadıkları tüm zorluklara rağmen (Romanın içinde bir sürü aksiyon gelişir.) romanın sonuna doğru mutluluklarına erme fırsatı yakalamışlardır. Fakat mutluluk hak getiredir. Ahmet’in içini büyük bir şüphe kaplamaktadır. Memo öleceğini bile bile kendilerine neden yardım etmiştir...ğ
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,3bin okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
Sadece yazdığı yazılardan para kazanan bir baş karakterle karşılaşıyoruz. Romanın akışı bu karakterin gözünden akıyor. Yazıları çoğu kez kabul edilmiyor. Yazıları kabul edilmediğinden dolayı uzun günler aç kalıyor. Kitap açlık psikolojisini çok güzel ortaya koyuyor. Aç ve beş parasız bir karakterin gözünden kitaptaki diğer insanları görmek güzel bir bakış açısı kazandırıyor.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,9bin okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
Dergide Türk tarihi ve kültürü açısından özenle hazırlanmış çok güzel içerikler var.Benim bu dergiyle tanışmamı sağlayan bu sayı yani 394.cü sayı olmuştu.İçinde tarihten edebiyata,edebiyattan sinemaya,sinemadan spora kadar farklı içeriklerde yazılar var. Benim için bir tevafuğun olduğu bir sayıydı. Marmara Üniversitesi’ne Dede Korkut Destanı’nın 13.hikayesini bulan Veli Muhammed hoca gelmiş, konferansta konuşmacılar arasında yerini almıştı.Bu konferanstan belki bir belki iki gün sonra bir kitapçıda dergileri incelerken gözüme bu dergi çarpıp hiçbir bilgim olmadan almıştım. Bu derginin sayısına ek olarak da Dede Korkut Destanının 13.hikayesinin minyatürüne yer verilmişti. Bu da böyle bir tevafuktu.
Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi - Sayı 394
Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi - Sayı 394Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi · Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı · 20192 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
Aristoteles’in şiir ve tiyatro sanatlarına ait görüşlerini dile getirdiği bir eser. Neden bilinmez ama bu eser bende bir tragedya yazma isteği uyandırdı.
Poetika
PoetikaAristoteles · Say Yayınları · 20123,810 okunma
170 syf.
·
Puan vermedi
Orhan Veliyi daha iyi tanımama vesile olan bir biyografi kitabıydı.Kitap ,okurken sıkmamıştı.Hatta bu kitabı okuduktan sonra biyografi kitaplarını sevdiğimi fark ettim.
Kanık'sadığım Biri Orhan Veli
Kanık'sadığım Biri Orhan VeliM. Şeref Özsoy · Ayna Yayınevi · 200124 okunma
116 syf.
3/10 puan verdi
Buket Uzunerin diğer kitaplarından aldığım tadı alamadım.Beklentilerimin yüksek olmasından kaynaklanan bir durum olabilir tabii bu durum.Buket Uzuner gördüğüm en iyi yazarlardan biri ama bu kitabı olmamış gibi
Güneş Yiyen Çingene
Güneş Yiyen ÇingeneBuket Uzuner · Everest Yayınları · 2009500 okunma