Bir insanı dış görünüşüyle değil kalbiyle tanıyanların hikayesi.
İnsanlar birine baktıkları zaman karşısına önce dış görünüşü çıkar. Ve çoğu zaman fark etmeden buna göre değerlendirme yaparlar. Tıp bir ürünü almadan önce ambalajına bakmak gibi. Kendilerine göre güzel ya da çirkin olduğuna karar verirler. Ki bu kavramlar görecelidir. Çünkü görünen şeylerin ardında hep çok daha fazlası vardır. Bir insanın kalbini, düşüncelerini sadece dış görünüşüne bakarak göremezsiniz. Bunu sadece o insanı gerçekten tanımaya, anlamaya çalışarak yapabilirsiniz. Çünkü güzellik geçicidir. Bir yara güzel bir yüzün görünen kusursuzluğunu bozabilir. Birini sadece bunun için severseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Ama kalpten severseniz bu kolay kolay değişmez. Kısaca kitap bunu anlatıyor. İnsanın kusurlarıyla güzel olabileceğini. Hayat her zaman toz pembe değildir. Herkese karşı iyi değildir. Bir anda her şey tersine dönebilir. Ama bazı şeyler değişmez. Gerçek sevgi gibi. Çünkü birini gerçekten sevdiğiniz zaman dışına değil daha çok içine bakarsınız. Acılarına, umutlarına, korkularına ... Onu gerçek yapan her ayrıntıya. Bir ruhu görmek. Bu bütün güzelliklerden çok daha güzeldir.