Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökhan Cansu

536 syf.
10/10 puan verdi
·
58 günde okudu
Atatürk hakkında yazılmış her kitap, onu anlamak yolunda bana yeni ufuklar katıyor. Hele ki bu seferki eser, bizzat onun manevi kızı Afet İnan'ın kaleminden çıkmış ki, okurken kendinizi Atatürk'ün yanı başında hissediyorsunuz. Bu kitap, Afet İnan'ın, yıllara yayılan makale ve konferanslarının bir araya getirilmesi neticesinde ortaya çıkmış. Bazı yazılar, Cumhuriyet döneminde şevkle girişilen işleri anlatırken, bazı yazılar, ki bir çoğu 10 Kasım'ın yıldönümlerine denk geliyor, insani ve duygusal detaylar içeriyor. Afet İnan'ın akademisyen kimliğinin de etkisiyle, Atatürk'ün Türk diline ve tarihine verdiği önemi net bir şekilde görüyoruz bu eserde. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin kurulma aşaması, Atatürk'ün entelektüel tarafını tanımak açısından çok etkileyiciydi. Kitabın sonunda küçük bir fotoğraf derlemesi var ki, ilk kez göreceğiniz birçok fotoğrafı burada göreceksiniz. En çok ilgimi çeken, 1921 yılında Yunanlılara karşı saldırı hazırlıkları sırasında çıktığı bir gezide Atatürk'ün, cepheye yiyecek taşıyan ve o dönemki taşımacılık işinde önemli bir yeri bulunan devecileri ziyaretinde çekilen fotoğraftı.
Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
Atatürk Hakkında Hatıralar ve BelgelerAfet İnan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011669 okunma
Reklam
304 syf.
2/10 puan verdi
·
51 günde okudu
Çok tuhaf bir kitap bu. Kitabın son bölümü hariç hiç beğenmedim. Asla tavsiye etmiyorum. Aslında konusu çok güzel fakat anlatımı çok sıkıcı. Kitap, kafayı astrolojiyle bozmuş ihtiyar bir kadının, hayvanların avlanmasına duyduğu tepki sebebiyle işlediği cinayetleri anlatıyor. Evet konu güzel, fakat dediğim gibi anlatım berbat ötesi. Ben ısınamadım açıkçası ve zor bitirdim bu kitabı.
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,884 okunma
144 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap iki hikayeden oluşuyor. "Bir toprak sahibinin sabahı" öyküsünde genç ve idealist bir toprak sahibinin, kendi köyündeki insanların refahını artırmak ve onların sevgisini ve saygınlığını elde etmek isterken yaşadığı hayal kırıklığını anlatıyor. Bu hikayeyi sevdiğimi söyleyebilirim. Fakat "efendi ile uşağı" öyküsü aşırı durağan bir öykü. Mal mülk hırsıyla yanıp tutuşan "efendi"nin, yeni bir koru satın almak için, uşağı ile birlikte, aşırı kar yağışının olduğu bir günde yola çıkmalarını anlatıyor. Kardan gözün gözü görmediği bir ortamda ne yaşanabilirse onu anlatıyor yazar burada. Bu hikayeyi beğendiğimi söyleyemem. Kitabı zorla bitirmeme sebep olan bir hikayeydi.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
528 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Macera dolu bir eser
Hollandalı tütün tüccarı Van Mitten ve onun İstanbul’da yaşayan ortağı Keraban… Van Mitten, ortağına sürpriz bir ziyaret yapar. Keraban, ortağını akşam yemeği için evine davet eder. Bunun için boğazın karşı kıyısına, Anadolu yakasına geçmeleri gerekmektedir. Fakat o sırada bir devlet görevlisi, boğaz geçişlerinden vergi alınacağını ilan
İnatçı Keraban
İnatçı KerabanJules Verne · Alfa Yayınları · 2017413 okunma
175 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Dostoyevski'nin ilk eseri olması dolayısıyla, şimdiye kadar okumam gereken bir eserdi. Yenilerde okuma fırsatım oldu. Dostoyevski bu eseri kaleme aldığında henüz yirmi beş yaşında bir genç. İnsancıklar ile dönemin edebiyat çevrelerine sıkı bir giriş yapıyor. Belinski bu eseri okuduktan sonra Dostoyevski'deki ışığı şu sözlerle ifade ediyor: "Gerçeği keşfetmiş ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz, size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız!" Roman paspal, ezik ve iyi yürekli memur Makar Devuşkin ile Varvara Alekseyevna isimli bir genç kızın mektuplaşmalarından oluşuyor. Yaşadıkları çevrede itibar görmeyen bu iki yoksul insan, birbirlerine duygu dolu mektuplar yazıyor. Önceleri Varvara, Devuşkin'in kendisinde gönlü olduğunu zannetse de gerçekte olan, Makar Devuşkin'in Varvara'ya duyduğu yüce bir sevgi duygusu, onu maddi ve manevi olarak koruma arzusudur. Devuşkin libidosu olan biri olsaydı pekala bir sugar daddy durumu söz konusu olabilirdi. Fakat o finansal kölelikle yetindi. Şaka bir yana Dostoyevski'nin, ilerleyen zamanlarda ortaya çıkaracağı karakterlerin ve roman atmosferinin ilk izlerini İnsancıklar'da bulabilirsiniz. Çok daha iyi eserleri olduğu için, İnsancıklar'ın çok iyi bir kitap olduğunu söyleyemem; ama malumunuz Dostoyevski bu, peçeteye istek şarkı yazsa okunur.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,5bin okunma
Reklam
504 syf.
10/10 puan verdi
·
57 günde okudu
"Aydınlık ile karanlığı, savaş ile barışı, yükseliş ile çöküşü yaşamış olan bir kişi, hayatı gerçek anlamda yaşamış demektir." Kitabın son cümlesi buydu. Bana göre kitabın tek cümlelik özeti de işte bu son cümle olabilir tek başına. Kısa öyküleriyle bildiğimiz Zweig bu otobiyografik eserinde hem kendi hayatını; hem de ikinci dünya savaşına savrulan Avrupa'yı anlatıyor. Yine o bildiğimiz akıcı üslubu ile, başından sonuna kadar film tadında satırlar okutturuyor bizlere Zweig. Bu kitabı okurken adeta film izler gibiydim. Zweig'in hayatı filme alınsa, Dünün Dünyası iyi bir referans olurdu bence. Tek bir sahneyi dikkatlerinize sunmak isterim. Zweig, sığındığı İngiltere'de ikinci evliliğine hazırlanmaktadır. Nikah günü, nikah dairesinde imzalar atılmak üzereyken bir başka memur Almanya'nın Polonya'ya saldırdığı haberini verir. O sırada nikah memuru savaşın başladığını ve bu durumda, Zweig'in nikahının kıyılıp kıyılamayacağı konusunda üstlerine danışması gerektiğini söyler. Bu ve bunun gibi nice sahneler... Ve Zweig'in ünlü edebiyatçılar ve sanat çevresiyle kurduğu ilişkiler... Çok gezen, çok yazan, çok anılar biriktiren bir yazarın serüveni bu. Zweig'in hayatını merak edenler kaçırmasın diyorum.
Dünün Dünyası
Dünün DünyasıStefan Zweig · Can Yayınları · 20192,133 okunma
344 syf.
1/10 puan verdi
·
55 günde okudu
ASLA TAVSİYE ETMİYORUM!
Oh sonunda bitti! Bazı kitapların, neden fazlaca övüldüğünü anlamıyorum. Mülksüzler ayıla bayıla okunacak bir kitap değil bana göre. Çok durağan, sıkıcı bir kitap. Anarres ve Urras adındaki hayali iki gezegenin öyküsü Shevek adlı bir fizikçinin gözünden aktarılıyor. Öykü dediğime bakmayın, kitap boyunca Anarres şöyleydi, Urras böyleydi tadında betimleyici cümleler var. Akmıyor yani kitap. Shevek adlı fizikçi, anarşist bir gezegen olan Anarres'te, kendi fizik kuramını aktaracağı bir iklim bulamıyor ve kapitalist ve devletçi bir gezegen olan Urras'a yolculuk yapıyor. Geri kalan tüm sayfalar iki gezegenin kıyaslanmasından ibaret. Uydurma kavramlar ve isimler de kulak tırmalayıcı. Kişi isimlerinden örnekler: Shevek, Takver, Bedap, Sadik, Pulin, Sabul, Rulag, Pae, Oiie (bu ne!) [Yazarken klavye sürekli düzeltmeye çalıştı] Yer isimlerinden örnekler: Anarres, Urras, Abbenay, A-io, Benbili, İeu Eun... Vallahi ömür törpüsü bir kitap bu. Okumayın, asla tavsiye etmiyorum. Yerin dibine girsin bu kitap!
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,5bin okunma
160 syf.
4/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Bu kitabı sevmedim
Macera yaşamak için evden kaçan Joe isimli karakterin etrafında dönüyor hikaye. Joe, evden kaçtıktan sonra Frisco Kid ve Pete isimli deniz korsanlarının teknesinde buluyor kendini. Kitapta çok fazla denizci terimleri yer alıyor. Öyle ki, yordam edebiyattan çıkan baskısında, kitabın sonuna deniz terimleri sözlüğü dahi eklemişler. Ben açıkçası bu kitabı sevmedim. Final kısmı hariç akıcılık yok kitapta. Şahsen tavsiye edeceğim bir eser değil.
İstiridye Korsanları
İstiridye KorsanlarıJack London · Yordam Edebiyat · 20192,556 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Kısa ama dopdolu bir kitap
Bir kitaptan bekleyebileceğiniz maksimum verimi bu kitap size vaat ediyor. Dolu dolu bir eser. Tolstoy'un duygu dolu üslubunu, bu kitabın her sayfasında hissetmeniz mümkün. Kitapta toplam altı hikaye yer alıyor. Her hikayede, iyilikle kötülüğün çatışması başat unsur. Daha açık ifade etmek gerekirse, kötülüğe iyilikle cevap vermenin ne kadar kıymetli bir tutum olduğunu anlatıyor. Kitabın savunduğu temel tezi, ikinci sırada yer alan hikayenin başlığında bulmak mümkün: Kıvılcımı söndürmeyen, ateşi zapt edemez. Tolstoy bu eserinde, İncil'den bol bol alıntılar yapıyor. Bizdeki menkıbe geleneğinin bir benzerini inşa ediyor yazar. Bunu yaparken de salt didaktik kaygılarla hareket etmiyor. Edebiyatın lezzetinden taviz vermiyor. Bu açıdan bakıldığında İnsan Ne İle Yaşar kitabı, yavan bir nasihatname olma tuzağına düşmeden, tüm insanlığa ışık olma özelliği de taşıyor bana göre. Okumayan çok şey kaybeder.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019192,7bin okunma
629 syf.
9/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Serinin bu cildinde İnce Memed'in, kasabadaki beyleri, ama en çok da Murtaza Ağa'yı tedirgin edişi konu edilmiş. Murtaza Ağa'nın İnce Memed'den korkması paranoya düzeyine çıkarken, bu durum aynı zamanda komik sayılabilecek olaylara da sebep olur. Mesela kitabın bir yerinde İnce Memed'in öldürüldüğü haberi gelir. O vakte kadar Topal Ali'yi yanından ayırmayan Murtaza Ağa, bu haber dolayısıyla Topal Ali'ye ihtiyacı olmadığını düşünerek, onu aşağılayıp yanından kovar. Ölüm haberinin yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra Murtaza Ağa'nın, Topal Ali'nin peşinde pervane olması, komik haller sergilemesini de beraberinde getirir. Kitap Murtaza Ağa'nın korkusu ile açılır ve bir middet böyle gider. 400. sayfadan itibaren sahneye İnce Memed çıkar. Ve finaldeki kahraman Mahmut Ağa olur. Kitabın büyük bölümü durağan aksa da final bölümü epey aksiyonlu geçer. Yaşar Kemal'in o eşsiz üslubundan kana kana içmek isteyenler bu kitabı mutlaka okumalı. İnce Memed dört ciltten oluşuyor. Kaldı bir cilt... Onu da münasip bir zamanda okumayı planlıyorum.
İnce Memed 3
İnce Memed 3Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202319,6bin okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
"Kıssadan hisse, yeryüzünün bütün karıncaları birleşince..." İncelememe, kitabın son cümlesiyle başlıyorum. Bu cümle bile tek başına kitabı tanıtmaya yeterli aslında. Yaşar Kemal'in bütün eserlerinde insanlar kadar, doğa ve hayvanlar da büyük yer tutar. Ki bu kitapta insanlar hiç yok. Yaşar usta, doğa unsurlarına torpil geçmiş. :) Bu eserinde Yaşar Kemal, fillerle karıncaları karşı karşıya getiriyor. Alegorik bir anlatımla emek sömürüsünü, başkaldırıyı irdeliyor. İnce Memed'deki isyankar profil, kırmızı sakallı topal karınca olarak karşımıza çıkıyor burada. Kitabın ruhu, George Orwell'in 1984'ündeki distopik havayı da içeriyor. Zapturapt altına alınan karınca ırkının, filler karşısındaki çaresizliğini, boyun eğişlerini, isyanını; antikapitalist bir bakış açısıyla okumak gerekiyor. Zira bu eserinde yazar, "yakarsa dünyayı garipler yakar" minvalinde bir manifesto ortaya koyuyor. Anlatılan senin hikayendir ey ezilen kardeşim!
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,4bin okunma
160 syf.
5/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Beklentilerimi Karşılamadı
Kitabın ismi çok dikkat çekici. Mahir Ünsal Eriş'i Ot ve Kafa dergisindeki yazılarından biliyordum. Türkçe'ye hâkimiyetini takdir ettiğim, kalemi kuvvetli bir yazar. Bu defa da kitabını okuyayım dedim ve Bangır bangır Ferdi çalıyor evde kitabını seçtim. Bu bir öykü kitabı. Toplamda 14 öyküden oluşuyor. Fakat umduğum kadar beğenemedim bu kitabı ben. Hani o popüler edebiyat dergilerine sinen "fakirlik ve çaresizlik" teması var ya, onu yoğun olarak kullanmış kitabında Eriş. Kitabın isminde olduğu gibi arabesk bir havada ilerlemiş hikâyeler. Bu açıdan bakınca sanki tek bir hikâyeyi 14 farklı hikâye şeklinde okumuş gibi hissettim ben. Bir diğer nokta, dolambaçlı bir kurgu tercih edilmiş. Yazarın dilini taklit ederek bir şeyler yazmaya çalışacağım... "Fukara adamdı Ahmet abi, annesi Fahriye teyzeyi 14 yaşındayken kaybetmiş olan karısı Vasfiye abla, köyden getirdiği öte beriyi Çarşamba günleri kurulan köy pazarında, topal Necmi abinin tezgahının hemen yanına koyduğu derme çatma kasalarda satarak evin geçimine katkı sağlıyordu." Kitapta böyle bir paragraf yok, ben uydurdum. Baygınlık geçirten gereksiz detaylar ve vıcık vıcık arabesk tonlarda sarf edilmiş cümleler... Mahir Ünsal Eriş kalitesinde bir yazar için çok sıradan buldum açıkçası. Ben daha üst düzeyde bir edebi lezzet beklerdim. Öykülerin fonunda seksenli yılların yaşantısı var bol bol. O yıllara özlem duyanlar için, gazetelerin verdiği ansiklopediler tadında bir kitap bu. Son iki öyküsünü sevdiğimi söylemeliyim. Ama onun dışındakiler biraz hayal kırıklığı oldu benim açımdan. Özellikle tavsiye edebileceğim bir kitap değil.
Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...
Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...Mahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20212,668 okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
İlber Ortaylı ile uzun bir söyleşi kitabı bu. Söyleşiyi yapan Yenal Bilgici, konuşma içeriğini çeşitli kategorilere ayırarak sormuş sorularını. Bu sayede, İlber hocanın bilgisi ve görgüsü, derli toplu bir şekilde ortaya konmuş. Kitap sekiz bölümden oluşuyor. Bunlar sırasıyla şöyle; Birinci bölüm: Bir ömür nasıl yaşanır? İkinci bölüm: Kimden, ne öğrenilir? Üçüncü bölüm: İnsan kendi kendini nasıl yetiştirir? Dördüncü bölüm: Nasıl çalışmak gerekir? Beşinci bölüm: Nasıl seyahat edilir, nereleri görmek gerekir? Altıncı bölüm: Eğitimde hangi tercihleri yapmak gerekir? Yedinci bölüm: Ne izlemeli? / Ne dinlemeli? / Ne okumalı? Sekizinci bölüm: İnsan yaşadığı şehirden nasıl yararlanır? İlber Ortaylı'nın bilgi birikiminin ne kadar muazzam olduğunu herkes biliyor. Bu birikimin yazıya dökülmesi ve geleceğe miras kalması çok önemli. Çünkü bu eserde birçok şehirden, mekandan, insandan bahsediliyor. Entelektüel ve şehirli bir yaşamın rotası oluşturulurken, tarih ve coğrafya alanından da pek çok anekdot veriliyor. İlber hocanın her söylediğini benimsediğimi söyleyemem. Fakat onun penceresinden hayata bakmanın ufuk açıcı bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. İlber Ortaylı, kendi döneminin anlayışını olduğu gibi yansıtıyor. Yani bu kitap bir 21. yüzyıl kitabı değil kanımca. Ki hocanın tarihçi kişiliğinden ötürü, geçmişle kurduğu bağlantılar bir hayli fazla. Bir nasihatname ve adab-ı muaşeret kitabı olarak okunursa keyif alınabilir.
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,5bin okunma
459 syf.
10/10 puan verdi
·
64 günde okudu
İnce Memed hakkında çok kapsamlı değerlendirmeler yapıldığı için benim değerlendirmem biraz güdük kalabilir, idare edin. :) Serinin ilk cildinde Abdi Ağa'nın zulmü altında inleyen köylüleri ve Memed'in bu zulmü bitirmesini okumuştuk. İkinci ciltte ise daha durağan bir kurgu var. Abdi Ağa'yı öldürdükten sonra izini kaybettiren Memed, tekrar ortaya çıkar. Vayvay köyünden Koca Osman, Ferhat hoca, Seyran, Köse Halil gibi isimlerin yanı sıra Topal Ali'nin de öne çıktığı bir hikaye işlenmiştir. Bu seferki esas zalim kişi Ali Safa bey olmakla birlikte Abdi Ağa'nın yerine geçen Kel Hamza, köylülerin ensesinde boza pişiren ama bir o kadar da acemi bir zalim olarak hikayedeki yerini almıştır. Memed kitabın finaline kadar geri planda durur bu sefer. Aklını karıştıran ve onu umutsuzluğa sürükleyen şey, bir zalim yok edildiğinde onun yerine daha kötüsünün gelmesidir. Memed, verdiği çabanın boşuna olup olmadığını sorgular. Fakat şartlar onun tekrar sahneye çıkmasını gerektirir. Yine Yaşar Kemal'in eşsiz üslubunu doyasıya tadabileceğiniz müthiş bir kitap. Bakalım serinin kalan kısmında bizleri neler bekliyor... Şimdilik bu seriyi biraz nadasa bırakacağım.
İnce Memed 2
İnce Memed 2Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202029,6bin okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
Sabahattin Ali'nin dramatik ölümü beni her hatırlayışımda sarsmıştır. Böylesine kıymetli bir aydınımızı, adice işlenmiş bir cinayete kurban vermemiz çok acı. Kitabın ilk kısımlarını okurken, yani Sabahattin Ali'nin yazarlık serüvenine şahitlik ederken, kıpır kıpır, yerinde duramayan, ülkesinin problemlerine bigâne kalamayan bir aydın portresi görürüz. Binbir zorlukla sesini, soluğunu halka ulaştırmaya çalışır Sabahattin Ali. Genelde sağcı kesimin muzdarip olduğu ve mağduriyet hikâyeleri anlattığı tek parti döneminin baskıcı atmosferinin, aslında CHP'li olmayan herkesi içine aldığını hissederiz arka planda. Sabahattin Ali içi dışı bir olan bir kişilik. Ağzını tutamıyor. Doğru bildiklerini her yerde haykırıyor. Böyle olunca da başı beladan kurtulmuyor. Defalarca hapse girip çıkıyor. Aziz Nesin'le birlikte dergi çıkarıyorlar, yazdığı yazılar yüzünden sürekli mahkemelere düşüyor. Hapiste olmadığı zamanlarda, devamlı gözetim altında yaşıyor. Kısacası adama dünyayı dar ediyorlar! Kitabın son kısımlarına geldiğimde, "Dur Sabahattin Ali, çıkma bu yolculuğa!" diye haykırasım geldi. Zamanı geri getirmek elde olsaydı keşke... Onu aramızdan alanları, hayattan koparanları lanetledim. Bu hazin ölümün detaylarını, her ne kadar kurgu bir eser olsa da sonuç itibariyle yaşanan olaylar anlatılmış, üzüntü ve kızgınlık içerisinde öğrendim. Osman Balcıgil, çok başarılı bir iş çıkarmış. Sabahattin Ali'nin kısacık ama dopdolu hayatını merak edenler için başucu kitabı niteliği taşıyacağını düşünüyorum bu eserin.
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20165bin okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.