Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

uğur

Vücudunda fazla hiçbir şey yoktu; hayatında manevi taraflarla pratik taraf arasında bir denge kurmaya çalışırdı. İki tarafı birbirine paralel yürür, bazen birbirine karışır, fakat hiçbir zaman, bir kördüğüm haline gelmezdi. Yolunda sebatla, şevkle yürürdü; parasına göre yaşar, dakikalarının da, rublelerinin de hesabını bilir, harcadığı heyecanı,
Reklam
- çünkü heyecan duymak demek henüz tatmin olmamışlık demektir. Fifi'nin coşkusu, yerine getirilmiş görevden duyulan sakin coşkuydu; huzuru, sırf boş bir tatmin ve hiçlikten değil, dengeli yaşamdan, durağan ve dengelenmiş enerjiden kaynaklanıyordu. Doygun ve yaşayan bir huzur.
Uyuyabilmek için çalışmak gerek, neşelenmek için de.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bence eylemlerimizin kaynağı kim ne derse desin, kişisel mutluluğumuzdur. Bizi harekete geçiren kişisel mutluluğumuzdur..
Oldukça oynak olmasına karşın içinde bulunduğu anın etkisi altında kalan bir zekâsı vardı. Bu yüzden sık sık çelişkiye düşerdi.
Reklam
Bir matematikçi, "zevk, bilinmezi çözmekte değil, onu aramaktadır," demiş
Bazı şeylerin aslında göründükleri gibi olmadıkları önemli ve çok bilinen bir gerçektir. Örneğin, Dünya denen gezegende, insanoğlu her zaman kendisinin yunuslardan daha zeki olduğunu varsaymıştır çünkü bir sürü şey becermiştir... tekerlek, New York, savaşlar, vesaire... bu arada yunusların bütün yaptığı ise suya dalıp çıkmak ve eğlenmek olmuştur. Buna karşılık, yunuslar da her zaman kendilerinin insanoğlundan çok üstün bir zekaya sahip olduklarına inanmışlardır... tamamıyla aynı nedenlerden dolayı.
liberal görüşü akla, mantığa daha uygun bulduğu değil, bunu yaşayışına daha uygun bulduğu içindi.
Kendi yüceliğinin yüksekliğinden bana bakmasına bayılıyorum. Ya aptal olduğum için benimle akıllıca konuşmasını kesiyor ya da alçakgönüllülük gösterip benim düzeyime iniyor. Çok hoşuma gidiyor bu düzeyime inmesi! Benden hiç hazzetmemesine ise bitiyorum!
Doğru söylüyordu. Gerçekten de Levin hiç hazzetmezdi kontesten. Onun övündüğü, kendi için iyi bir özellik saydığı sinirliliği, süssüz, doğal olan her şeye gösterdiği ilgisizlik ile tiksinti yüzünden küçük görürdü onu.
Reklam
Hiç kimse durumundan hoşnut değildir, aklından hoşnuttur herkes.
“kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım”
Belki de sahip olduğum şeylere sevindiğim, sahip olmadıklarıma da üzülmediğim için mutluyum, dedi.
Her ömür, tutuşturulmuş bir ot gibidir...
saadetin ne olduğunu çoktan unutmuş, içimde bu düşünceyi okşayıp, korkunç bir haksızlığa uğradığım sonucuna varıyordum.
beslenmiş de boşa gitmiş ümitler, her şey seferinde neticesiz kalmış yeni yeni teşebbüsler, bende cesaret namına bir şey bırakmamıştı.
Reklam
Oynamak hoştu ve yaşamları öylesine dopdoluydu ki, umuda gerek duymuyorlar, umudun ne olduğunu unutuyorlardı o sırada.
Birbirimize daha önce rastlasaydık bunları söylemezdin bana, benim gibi yaşlı bir adama, kafasının yarısı kel, ak saçlı, gözünün birinde bant taşıyan, öteki gözünde de katarakt bulunan bir ihtiyara, O koşullarda yaşayan bir kadın olarak söylemezdim, bunu kabul ediyorum, bunu sana söyleyen, bugüne ulaşmış bir kadın, Öyleyse yarına ulaşmış kadın olarak da başka şeyler söyleyeceksin, Beni sına öyleyse, Bu da ne demek, ben kim oluyormuşum da seni sınayacakmışım, böyle şeylere yaşamın kendisi karar verir, Yaşam dediğin şey karar verdi bile.
bulamayacağım, diye düşündü, her zaman kullanmadığı kaba bir söz kullanarak, buysa insanın konuştuğu dilin, içinde bulunduğu koşulların zorlamasıyla nasıl değiştiğini bir kez daha kanıtlıyordu, bunun böyle olduğunu anlamak için, kendisine seslenildiğinde bok sözcüğünü kullanarak yanıt veren, daha sonra ortaya çıkan ve o kadar da tehlikeli olmayan durumlar karşısında, eğitimsizliğini ve görgüsüzlüğünü gösteren kaba sözler söyleyen askeri düşünmek yeterliydi.
hepimizin üzerimizde ikinci bir ten gibi taşıdığımız, adına bencillik denen şeyden yoksun kişi henüz anasından doğmadı, o ikinci ten öylesine kalındır ki, birinci tenimiz bir evet ya da hayır yüzünden hemen kanarken ona hiçbir şey olmaz.
Burada mutlaka her şeyi değiştirecek bir olayın gerçekleşmesi gerekiyor, dedi, vardığı bu sonuca belirli bir çelişkinin gölgesi düşmüş gibiydi, çünkü sonuçta ya bundan daha kötü durumlarla karşılaşacaklar ya da bundan böyle her şey düzelmeye başlayacaktı, tabii bunu düşündürtecek belirtiler henüz olmasa da.
Bizi ilgilendiren durumdaysa, söz konusu iyi davranışlar bir kadının, yani yatakhanenin dibinde yatan göz doktoru körün karısının eğitici davranışından doğan kesin etki sayesinde, yani onun bıkıp usanmadan yineleyip durduğu, Bütünüyle normal insanlar gibi yaşama yeteneğimizi yitirmiş olsak da, yaşamımızı hayvanlar gibi sürdürmemek için elimizden geleni yapmalıyız, sözleri sayesinde gerçekleşmiş gibi görünüyor, bu yalın ve temel nitelikteki sözleri o kadar çok yineledi ki koğuşun geriye kalanı bu deyişi sonunda özlü söze, özdeyişe, öğretiye, hatta yaşam kuralına dönüştürdü.
Reklam
Yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünülebilecek sonuçları düşünmeye kalksak, aklımıza bir şey geldiğinde, bulunduğumuz yere çakılır, hangi yöne olursa olsun bir adım bile atamazdık. Sözlerimizin, hareketlerimizin iyi ve kötü sonuçları, kuşkusuz, ilerde yaşayacağımız günlere, hatta bizim bu sonuçları doğrulamak, kendimizi kutlamak ya da başkalarından özür dilemek için artık bu dünyada bulunmayacağımız günlere göreceli olarak düzgün ve dengeli biçimde dağılır, zaten kimi insanlar da bu durumun ölümsüzlük denen ve çok sözü edilen şeyin ta kendisi olduğunu ileri sürer,
kendimizi her konuda gereğinden çok yeterli görmemiz yüzünden, bizim belki de kurtulmayı hiç başaramayacağımız bir kusur oluşturuyor.