Nisa

Nisa
@scorpionss
heat of the moment
"On dokuzuncu yüzyılın tek gözlü alçakları Tanrı'ya övgülerde bulunup ceplerini doldurdular ve işte tam olarak bunlar bizleri, labirent gibi gecekondu mahallelerine ve hastalıklı, yaşlı insanların karafatmalar gibi sürünerek etrafta dolaştıkları karanlık arka mutfaklara getirdi."
Reklam
Dünyada sıradan insanların üzerine çıkacak kimse yoktur, dayanak noktalarını bulan çoğunluğun karşısında azınlığın söz hakkı olmaz.
İnsanlar öylesine basitler ve günün gereklerine uymayı öylesine iyi bilirler ki aldatmaya kalkan kişi, karşısında aldanmaya hazır birini bulur her zaman.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Öldürmenin hem maddi hem manevi anlamda kötü bir şey olduğu dünyanın yaratılışından bu yana bilindiği halde neden milyonlarca insan birbirini öldürdü?"
Hayalinde yarattığın beni sev­din. Aldandın! İşte bu acı veriyor bana! Dayanılmaz bir acı veriyor! Bu gidişle ya öleceğim ya da aklımı kaçıracağım!
Reklam
"Kendi kendini yargılamaktan kaçmak istiyordu. Ama kaçacak yeri kalmamıştı artık."
Köpeklerin yaralı, acıdan ciyak ciyak bağıran başka bir köpeği boğduğu gibi insanların da onu öldüreceklerini hissediyordu. İnsanlardan kurtulmanın tek yolunun yaralarını onlardan gizlemek olduğunu biliyordu.
Sayfa 660
Bu nesneler salt ülkülere ilişkin değillerdir. Bizim dışımızdaki şeylerle değil, özellikle ve her şeyden önce, öznenin düşünen varlık olarak kendi kendisini kurmasını sağlayan bilgi biçimleri olan fikirlerle ilişkilidirler. İnsan kendi kendinden ne yapar?
"Bazen insan kendisinde çok mutluyum deme hakkını asla bulamayacak kadar çok acı çeker."
"Zira doğruluk bizzat kendinden ötürü parlarken, tereddüt haksızlık düşüncesine işaret eder."
Sayfa 15
Reklam
"Alıcısı çıkar çıkmaz satıverin inançlarınızı." İlkeler yoktur, yalnız olaylar vardır, yasalar yok, yalnız koşullar vardır, üstün insan olayları ve koşulları benimseyip onlara yön verir.
Sayfa 126
"Başkasının değil, kendisinin neden olduğu felaketlere bakmak büyük acılar yaşatır insana."
Sayfa 11
Bir ben durgun ve ifadesizim, Henüz gülümsemeyi öğrenmemiş bir bebek gibi Bu nasıl bir bitkinlik! Dönecek bir yerim yokmuş gibi... Herkes çok şeye sahip, Bir ben yoksunum. Ben ki bir budalanın yüreğine sahibim. Bu nasıl bir yalınlık! Sıradan insanlar ışıl ışıl, Bir ben kasvet doluyum.
Sayfa 20
Ya ben? Ben, hem acı çekiyor, hem yaşamıyorum. Denklemin bilinmeyeni benim. Her şeyin başını sonunu kaybedip sonuçta adını bile yitiren bir hayaletim...
İnsan, özgürlüğü uğrunda neyini vermez ki? Boğazına ip geçirilmiş hangi milyoner bir soluk hava için milyonlarını feda etmez?
Sayfa 98
Kaçınılması gereken kötüye neresinde yer verilmiş bu öykünün? Ve özenilecek, öykünülecek iyiye, neresinde? Kötü adamı kim, kahramanı kim? Herkes iyi ve herkes kötü.
Sayfa 86
Reklam
"Aslında insan, iradesi dışın da birtakım tesadüfler tarafından yokluktan var olmuştur. Peki neden? Varlığının anlamını ve amacını öğrenmek ister, sorularına cevap alamaz ya da saçma sapan cevaplar alır. Kapıyı çalar, ama açan kimse olmaz. Ölüm de aynı şekilde iradesi dışında karşılar insanı."
Sayfa 23
"Aslına bakarsanız zenginler fakir insanların kaderleri konusunda yüksek sesle yakınmalarından hiç hoşlanmazlar. Onların kendilerini rahatsız ettiklerini, problem çıkardıklarını söylerler! Evet gerçekten de fakirlik sorundur. Belki onların karın gurultuları, zenginleri uykularından uyandırır!"