Bu romanı; üstünkörü okursanız, ana karakter Oblomov’u tembel, üşengeç, vurdumduymaz, asosyal biri olarak algılayabilirsiniz. Ama karakteri derinlemesine okuyup; çocukluğunu, ailesini, yaşamını, olaylara bakışını anlamaya çalışırsanız Oblomov’un bunlardan çok daha fazlası olduğunu algılarsınız. Oblomov tembel birinden daha çok hayatındaki anlamı bulamamış belki varoluşsal sıkıntılar yaşayan biri olabilir. Hayata tam olarak atılmasında onu tutan neden; üşengeçlikten ziyade, ailesinin onu çocukluğunda aşırı korumacı yetiştirmesinden dolayı bilinmezliğe duyduğu korku olabilir. Evinden uzaklaşmamasının, topluma karışmamasının nedeni insanlara duyduğu nefretten ziyade, sadece evinde kendini güvende hissetmesi olabilir.
Kısaca Oblomov dışardan görünenin aksine tembel değil; hayatla barışamamış bir türlü hayatı tam olarak yakalayamamış, dünyada kendi küçük alanı dışında kendine bir yer bulamamış, temiz kalpli, düşünceli, hassas, sade bütün derdi kendiyle olan biri.
Kitabın uzunluğu gözünüzü korkutmasın, okunması keyifli, kendinizden birçok şey bulabileceğiniz bir kitap. Oblomov’luk yapmayın, okuyun bence.