Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
415 syf.
10/10 puan verdi
1910'lu yılların başından 1940'a kadar uzanan bir zaman diliminde Orga Ailesi'nin yaşadığı her şeyi bire bir yaşadım adeta. Kendimi şu an Orga Ailesi'nin bir parçası gibi hissediyorum. Gerçekten de çok büyük acılar yaşamışlar. Her an ölüm ile burun buruna yaşayıp, bir yandan da hayata tutunmaya çalışmışlar. Açlık, savaş, ölüm, adaletsizlik, çaresizlik. Bunlarla sürekli içiçe yaşamak! Bu kadar şeye nasıl dayanılır? Ama orga ailesi dayanmış, Ve bu durumu o kadar normal bir şeymiş gibi anlatılmış ki.İşte bu insanı çok etkiliyor. İrfan Orga'nın oğlu Ateş Orga'nın son sözü ise eksik kalan parçaları tamamlıyor. Çünkü kitap öyle bir yerde bitti ki ister istemez merak ettim İrfan Bey'in geri kalan yaşamını.Ama o sonsöz bütün merakımı giderdi hatta daha fazlasını. Kitabın sonunda yer alan resimlere bilerek başta bakmadım kitabı bitirdikten sonra baktım. Kitabın kahramanları ile karşılaştım buda beni çok duygulandırdı. Kitab ingilizce olarak yazılıyor, İngiltere ve New Yorkda yayınlanıyor fakat bizim ülkemiz de bir neden'den dolayı ülkemizde geç yayınlanıyor. Sebebini belirtmiycem okuyunca anlarsınız. Kitabı okurken adeta içinde kayboldum diyebilirim. Orga Ailesi'nin öyküsünü bence mutlaka okuyun!
Bir Türk Ailesinin Öyküsü
Bir Türk Ailesinin Öyküsüİrfan Orga · Everest Yayınları · 2018728 okunma
261 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Filmini üniversitenin ilk yıllarında izleyip etkilenmiştim. Kitabının olduğunu öğrenince alıp okumaya karar verdim. Ama zamanım olmayınca erteledim. İki arkadaşa da kitabı hediye ettim ama beğenmediler. İnatla okumaya başladım. Kurgu bence çok başarılı ama hikayeleştirme kısmında biraz sıkıntı var. Aşırı detaylı tasfir, hikayeden insanı koparıyor. Birde hani konuyla ilgisiz biri bir cümle söyler bunu neden söyledi diye düşünürsün ya bunu çok yaşadım kitapta. Aslında bu cümleler daha fazla mesaj içeriyor. Çevirisinde de sıkıntı var. Anlamadığım şeylerden biri: televizyonda küfürü bipliyorsunda -bu anlaşılır- ama kitapta neden çevrilmiyor. Akışını, doğallığını ve bazı konulardaki fikir aktarımını bozuyor bence. Ben önsöz veya sonsözü okumayı sevmem çoğu kitapta beni haklı çıkartır. Ancak sonsöz kitabı öyle güzel incelemişki çok hoşuma gitti. Kitapta bir imgele yoluyla demokrasi ve faşizmi karşılaştırıyor. Pedogojik formasyanda gördüğüm konuları pekiştiriyor. Kanun ve düzenin bozulması ve keyfi cezaları eleştiriyor. Kuralsızlığın getirdiği kaosu çok başarılı bir şekilde ortaya koyuyor. Akran baskısına da dokunmuş ve bu konudaki duygu aktarımı fena değil ama çözümden ziyade fark ettiriyor. Batıl inançlar ve korkuların özüne dokunmuş. Kurgudaki başarı ve mesajlar kitabın can noktasıki diğer sıkıntıları göz ardı ettiriyor. Okumanızı tavsiye ederim. Yalnız İnce Mehmet 2 deki gibi bir tasfir var uyarıyorum.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,6bin okunma
Reklam
272 syf.
5/10 puan verdi
Okuduğum kitabın, son sayfasındaki SONSÖZ YERİNE diye atılan başlığın altındaki son söz şu şekilde bitiyor. "De ki; ölümüm ve hayatım O'nun içindir.." Kur'an, 6:162. Yüzlerce sayfayı okumama rağmen tek bir Allah kelâmı ile yüzlerce sayfayı özetlemiş yazar.. Ne kadar manidar bir sonsöz olduğunu üzerinde biraz düşününce anlıyor insan. 'Bütün kitapların aslında tek bir kitabı anlamak için yazıldığını ve 'bütün muhabbetlerin sonunu Allah'a bağlayamadıysak boş konuşmuşuz' demektir olduğunu ifade ediyor sanki. Ölüm, yaşam gibi hayatın kaçınılmaz bir gerçeği ama asla bir son değil, inanan için bir başlangıçtır. Biz biliyoruz ki; ömür sermayesi tükeniyor, ölüm ölmüyor. Bir ölümlü olarak, toprağa götüremeyeceğim şeylere bağlanmaktan haya ederim. Ölüm kapımızı çalmadan ve tövbe kapısı kapanmadan dostlar; bize kalmayacak bir dünya için, bize kalacak günahlar biriktirmeyelim..
Giderken Bana Bir Şeyler Söyle
Giderken Bana Bir Şeyler SöyleMustafa Ulusoy · Timaş Yayınları · 20131,807 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar kendisinin kabul ettigi gibi harika bir hikaye degil ama verdigi mesajlar da marti uzerinden aslinda insanligi anlatiyor.Sonsöz de soyledigi gibi "Acaba biz,dunyamizdaki ozgurlugun bitisini izleyen martilar miydik?"
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,4bin okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ve Yazarın 3. Kitabı “Cennet Mahkumu” da bitti. Rüzgarın Gölgesini ve Meleğin Oyununu da çok severek okumuştum ve Cennet Mahkumu da gerek dili, gerek kurgusu ile yine beni yanıltmadı... Her ne kadar seri değilse de, karakterleri ve olayların akışını daha iyi anlayabilmek için sırası ile okunması gerekiyor. İlk iki kitaplardaki olayları toparlayıp detaylı bir şekilde anlatmış yazarımız ve bu kitabında açık kalan noktaları aydınlatmış. Kitabı soluksuz okudum ve dün gece bitti :) Final kısmına gelince, kitabın devamı olacak gibi duruyor.... Sonsöz kısmında ise , neden kitap yazdığını anlatmış yazarımız ki bu da çok etkileyici :) özellikle bir sözü var “Size hazırladıklarımdan keyif aldığınızı umarım, eğer almadıysanız, bana bir şans daha tanıyın”. Kesinle şans tanınması gereken bir yazar :) Zafon ile tanışmama vesile olduğun için Ümit çok teşekkür ederim :) Herkese tavsiye ediyorum.
Cennet Mahkumu
Cennet MahkumuCarlos Ruiz Zafon · Altın Kitaplar · 2014209 okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba ben Sarah Jio ile tanışmayı gereksiz önyargılarım yüzünden sürekli erteleyen o gruptanım. Evet, pişmanım. Ama hiçbir şey için geç olmadığını kanıtı olarak işte burda, karşınızdayım İç içe girmiş hikayeleri ve iki paralel zaman arasında gidip gelmeyi çok seviyorum. Bir zaman yolcusu gibi her iki tarafa da adapte olmaya çalışmak kitabı daha çok hissetmeme sebep oluyor. Tıpkı bu kitapta olduğu gibi... Bu hikayede günümüzün gazetecisi Claire ile 1933'ün Vera'sı birbirlerinin hayatına dokunuyor 100 yıllık bir zaman perdesinin ardından. Mayıs ayında esrarengiz şekilde kopan bir kar fırtınası hakkında yazı yazması gereken Claire bu konuya çok heves duymamaktadır. Elindeki en ilginç bilgi 1933 yılında yine aynı gün böyle bir fırtına koptuğu iken, sonrasında yine o tarihte kaybolan 3 yaşında bir çocuk olduğunu keşfeder. Ancak çocuğun akıbeti hakkında başka bir şey bulamamıştır. Kendisi de benzer bir kayıp yaşayan genç kadının peşinde minik Daniel'i ararken hikayenin içinde kaybolacaksınız. Bu arada yazarın sonsöz notunda bahsi geçen şarkıyı mutlaka dinleyin. 100 yıl arayla aynı sokaklarda iz arayan iki kadının hikayesine ilham olmuş ne de olsa (Hilary Kole- Blackberry Winter). Zaten kitapla da aynı adı taşıyor. Arkadya yine çok temiz bir baskıya ve şahane bir kitaba imza atmış. Kitap kapağı ve ayraçlar hakkında konuşma gereği bile duymuyorum. Zira yayınevinin klasiği.. Çevirmen Duygu Parsadan kusursuz bir çeviri sunmuş okuyuculara... Yazarın ve yayınevinin tüm kitaplarına karşı artık daha ilgiliyim. Tavsiye kere tavsiye...
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,9bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.