Kitap, 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırısı sonrası bin Ladin tarafından yapılan açıklamaya atıfla başlıyor, aslında kitabın yazılış amacı da bu; köktendinci grupların gözünden Amerika’nın görünüşü incelenmeye çalışılmış.
Kitap ilk bölümde İslam’ın Tanımlanması başlığı altında başlayarak İslam dini hakkında bilgiler verilerek başlanmış. Hemen ardından ise İslam coğrafyası dışında kalan Dârü’l-Harp başlığı altında diğer coğrafi bölge ele alınmış. Akabinde Haçlı seferlerinden emperyalistlere kadar geçen süre anlatılarak, Müslüman topraklarına yapılan işgal veya diğer saldırıları tarihi süreçler ele alınarak Müslüman bakış açısı ile anlatılmaya çalışmış.
Akabinde, bana göre kitabın en güzel bölümü olan, Amerika ile Rusya karşılaştırılması yapılıyor. Amerika’nın Büyük Şeytan olarak algılanış dönemi ve Rusya’nın da işgalci bir devlet olmasına rağmen Orta Doğu coğrafyasında çok da düşman olarak görülmemesinin sebepleri incelenmeye çalışılmış.
Kitabın devamında ise Israil’in Orta Doğu’ya yerleşmesi, verilen mücadeleler, kurulan örgütler, Suudi’lerin ortaya çıkışı ve akabinde Vehhabiliğin gelişim göstermesi konuları ele alınmış. Son olarak ise tekrar bin Ladin’e dönülerek 2001 yıllarında yapmış olduğu açıklamalar üzerinden terör eylemlerine değinilerek gelecek zaman için bazı çıkarımlar yapılmış.
İslam’ın KriziBernard Lewis · Kronik Kitap Yayınlar · 2023283 okunma
11 Eylül 2001'de 19 Aslan, ABD'nin kuzey eyaletlerinden kaçırdıkları dört uçakla asrın Hubel'i ABD'yi kalbinden vurdu!
O gün saldırılar için dört uçak kullanıldı; 2'si ülkenin ekonomik, siyasi ve askeri gücünü simgeleyen iki binaya, "İkiz Kuleler'e" çarptı, yarım saat sonra bir diğeri Washington'daki ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı ve dördüncü uçak Beyaz Saray ya da Kongre olan hedefine ulaşamadan kontrolünü kaybederek Pensilvanya'da Shanksvilin yakınlarında düştü.
Modern tarihin en önemli, en cüretkar, tüm Pentagon bölgesini tahrip edip dünya ticaret merkezini moloz yığınına çeviren 11 Eylül saldırısı bugün bile etkisini göstererek tüm dünyayı sarstı. Şüphesiz ki bu Allah’ın ismini yüceltmek isteyen ve İslâm’ı yok etmeye çalışanlar arasındaki savaşın tanımıydı.
Dr. Şeyh Eymen Zevahiri dedi ki:
"Kanama bugün bile devam ediyor ve ne zamana kadar devam edeceğini Allah bilir."
11 Eylül ikiz kuleler saldırısı elbette sarsıcı, çirkin ve ölen siviller açısından tam bir trajediydi. Oysa kesinlikle beklenmedik bir şey olmamalıydı bu. ABD'nin Ortadoğu'daki politikaları ve Müslümanların pek çok
mesele üzerinde uzun zamandır artmakta olan öfkeleri düşünül düğünde, Müslümanların er ya da geç intikam alacakları kaçınılmaz bir durumdu. Aslında tarih ıı Eylül'le başlamıyordu, bu yalnızca uzun bir giriş bölümüydü. Amerika Birleşik Devletleri aynı küresel hakimiyet, siyasi ve askeri müdahale politikalarını yürüttükçe ve Amerikan karşıtı duyguları besledikçe bu tür saldırılara davetiye çıkarmayı sürdürecektir. Evet, bu olaylar son derece korkunçtu korkunç olmasına da, belki de Washington'un durumun ciddiyetini görmesi ve yeniden bir değerlendirme yapması için bir uyarı işareti işlevi de görebilirler.
Işık hızında yazılmış bir inceleme. Kendisini kıramadığım bir 'önceliğe'...
Öncelikle kitap incelemesine geçmeden demek istiyorum ki, bu tür kitapların açık bilgi paylaşılma prensibinden yana değilim. Tendonlarım felç olmadan özet geçeceğim.
Kitap konu başlıklarına ayrılmış bir şekilde alt küçük başlıklarla devam ettirilmiştir.
Kitabın ana
Noam Chomsky ile 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası yapılan röportajlardan oluşuyor. ABD'nin Irak'a saldırmadan önce, Saddam Hüseyin ve Irak'ı saldırgan, terörist, şeytan, dünyanın huzurunu (?) kaçıran kişi olarak kamuoyu önüne çıkartıp, daha sonra da sopa ile dövülmesi anlatılıyor.
ABD'nin bunu yapmasının sebebi olarak da ileride karşısına
Amerika, 11 Eylül 2001 Salı günü tarihinin en büyük terör saldırısını yaşadı. 4 büyük yolcu uçağı, “teröristler” tarafından kaçırılarak belirli hedeflere çakıldı. Bu saldırılar sonucunda 3 bin dolayında kişi hayatını kaybetti.