Yerimden fırlayarak boynuna sarılmak ve onu öpmek için müthiş bir arzu duydum. Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum. Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?
Etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı verici bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum.
Ama o 'ela' beni deler geçer bilmezsin. Hiç, birinin onların içine düşüp, kanayıp, kaybolup yok olacağını düşünmez misin de içine kahverengi, kehribar, yeşiller gizlersin?
...
Bekliyorum seni, tüm umutsuzluklara karşın...
Umut demek; gözlerini düşlemek ama gölgesi bile olamayınca imkansız oldu umut etmek..
Bir yemin bin söz içinde seni özlemek. Mahşer günü bile olsa o Vuslat'ı beklemek...
Müptelası olduğum o efsunlu gözlerinle, eseri olan hüzün dolu yağmurlu gözlerime bir kez olsun baksaydın gerçekten, görürdün yüreğimde kilitli yüreğini.
O kilidin anahtarı da sende gizli...