Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Nejdet Sançar'ın Ölümü "Türkçülük Cephesi En İyi Savaşan Tümenini Kaybediyor" Atsız, nihayet Türk Tarihi'ni eline almıştır ama Adile Ayda'ya yazdığı mektuptan iki gün sonra kardeşi Nejdet Sançar'ın ölümü onu can evinden vurmuştur. 21 Şubat 1975 Cuma günü saat 14 sularında bir kalp krizi geçiren Sançar, hastaneye
Reklam
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
İhsan Bey Almanya’ya gidiyor, üniversiteye kayıt yaptıracak, bir form doldurulacak. Oradaki memurla aralarında şöyle bir diyalog geçiyor: Adınız? İhsan. Soyadınız? Yok. Nasıl yok? Yok. Bizim memlekette soyadı yok. E ne yazacağım buraya? Babamın adını yazın. Ali. Neden? Araplardan geçen bir adet. Bir kişiyi diğerinden ayırmak için “oğlu” manasına gelen “bin” sözcüğüyle isimler birbirinden ayrılır. Muhammed bin Ali. Ali’nin oğlu Muhammed demek. Soyadı kısmına babamın adını yazın. Peki. Doğum yeriniz? Kayseri. Doğum tarihiniz? O da sorun. Çünkü bizim memlekette doğum kaydedilmez. Olur mu canım? Neyse, peki ne yazacağız? Buraya bir şey yazmam lazım. Anam, kiraz çiçek açtığı zaman doğmuştun derdi. 10 Nisan yaz. Peki. Böyle tuhaf bir diyalog geçiyor İhsan Hoca’yla oradaki Alman görevli arasında. Atatürk de doğum tarihini bilmiyor. “Benim doğum günüm 19 Mayıs” diyor. Okur-yazar aileler çocuklar doğdukça evlerindeki Kur’an’ın arkasına yazarlarmış doğum zamanlarını. Okuman yazman yoksa onu dahi yapamıyorsun. Mustafa Kemal, hem uluslararası sahadaki bu ve buna benzer yaşanmış ve yaşanması muhtemel sorunlara mani olmak hem de bir nüfus disiplini sağlamak adına Soyadı Kanununu çıkartıyor.
Atatürk'ü unutmamak demek, vazife ve hizmet fikrinden ayrılmamak demektir.
Atatürk, her şeyin başında bir vazife ve hizmet adamı idi. Son dakikası bu milletin işlerini düşünerek geçti. Vazife ve hizmet aşkı ile yoğrulmayanlar ondan değildirler. Rüyalarımızdaki Türkiye hakikat oluncaya kadar vefa ile, ihtirasla, fedakârlıkla halk uğruna çalışmadıkça, Atatürk'e layık olamayız. Atatürk'ü unutmamak demek, vazife ve hizmet fikrinden ayrılmamak demektir.
Reklam
ama kadir popcorn ppli biri bana bir gecede cahil kaldık demişti
Fakat olgun bir kararı tatbik edeceği zaman, iradesi kükrediği kadar, dehası, en kolay ve kestirme usulleri bulmakta müstesna bir hüner gösterirdi. Yeni Türk alfabesinin ilk şekillerini kendisine götürdüğüm zaman komisyonun en aşağı beş senelik bir geçiş devresi düşündüğünü söylemiştim. Gazeteler evvela birer sütunlarını yeni harflere hasredecekler, yavaş yavaş bu sütun sayısı artacak, nihayet bütün gazeteler yeni harflerle çıkacaktı. Mektepler için de buna benzer dereceli usuller düşünmüştük. Dikkatle dinledikten sonra bir daha sordu: Demek beş sene düşündünüz? - Evet! - Üç ay! dedi. Donakaldım: Üç ay! Üç ay içinde bütün memleket neşriyatı Latin harflerine değişecekti. İlave etti: Ya üç ayda tatbik edebiliriz yahut hiç tatbik edemeyiz. Sizin Arap harflerine bırakacağınız sütunlar yok mu, onların adedi bire de inse herkes yalnız o sütunu okur ve beş sene sonra, tıpkı yarın başlar gibi başlamaya mecbur oluruz. Hele arada bir buhran, bir harp çıkarsa attığınız adımları da geri alırız. Hakikati söylemek lazım gelirse neticesini görünceye kadar alfabe inkılabının bu kadar kolay muvaffak olacağına inanmamıştım. Senelerce sıfıra yakın bir tiraja düşeceğini zannettiğimiz gazeteler bile birkaç ay sonra eski sürüm rakamlarını bulmuşlardı.
Vahdeddin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: "Paşa Paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. (Elini demin bahsettiğim kitabın üstüne bastı ve ilave etti) Tarihe geçmiştir." O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükûnla dinliyordum: "Bunları
Uzun ama değer..
Bayramlarda küskünlükler unutulur. Dinsel bayramlarda küskünler barışır, küçükler büyüklerin ellerini öperler. Ulusal bayramlarda da, siyasal ayırımlar unutulur, bütün yurttaşlar ulusal amaçlarda birleşirler. Hepimiz bilmekteyiz ki, 27 Mayıs, Anayasa ve Özgürlük bayramıdır. Bu bayramda da, geçmiş anılar; 27 Mayıs ihtilali anlatılır. Şiirler
Sayfa 222 - Uğur Mumcu Araştırmacı Gazeteci Vakfı
222 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.