İnternette servis edilen bir video üzerine kadınların mescitte namaz kılmalarının hükmü ve keyfiyeti üzerine yeni bir tartışma başladı. Acaba bu konu nasslarda, fıkıh geleneğimizde ve günümüzde nasıl ele alınmaktadır? Bu konuda ifrat ve tefritten uzak, mutedil yaklaşım nedir? Aşağıda bu soruya cevap bulmaya çalışacağım.
A. KONU İLE İLGİLİ
Bu Hayatta bir Anam var, bir diğeri Zübeyde Hanımdır!
Bu Hayatta bir Babam var, bir diğeri Ali Rıza Efendi’dir!
Bu Hayatta bir tek ATATÜRK’üm var!
O da; Başkomutan!
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu,
Anafartalar Kumandanı! Gazi! Mareşal! Başbuğ!
Mustafa Kemal ATATÜRK’tür….!!!
1908’de ki Mustafa Kemal düşmanları kim ise; 1915’te ki de onlardır.
“Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki sizden biriniz emrolunduğu şeylerin onda birini terk etse helâk olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki sizden kim emrolunduğu şeyin onda birini yapsa kurtulur.” (Tirmizî, Fiten, 79/2267)
*
“Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli birşey olmayacaktır: Helal para, can u gönülden arkadaşlık
"Yemek yedim, yattım, kalktım, arada bir de kitap okudum. (Kitaptan not: İlgi, sorumluluk, saygı ve bilgi birbirleriyle karşılıklı olarak bağlıdırlar.)"
25 Nisan Pazar
Bir şarapnel dirseğimi sıyırdı. Arkadaşlarımız ağır kayıplar veriyor.
26 Nisan Pazartesi
Düşmanla bütün gün çatıştık. Topları korkunç hasar veriyor. Adamlarımızın büyük çoğunluğu öldürülmüş gibi görünüyor.
5 Mayıs Çarşamba
Türklerin iyi bir atış menzili var. Gece yarısı saat ikide siperlere gittik. Hep orada kaldık. Siper dışındaki cesetler kokmaya başladı.
17 Mayıs Pazartesi
Düşman yoğun top ateşini sürdürüyor ve atışları çok isabetli.
18 Mayıs Salı
Türkler bizi mahvetti. Tonlarca toprak üstümüze yıkıldı. Korkunç görüntüler. Yanı başımda adamlar parçalanarak havaya uçtu. Askerlerin morali üzerinde büyük etki yaratıyor.