Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zafer, kazanacağına inananlarındır :)
26 Ağustos 1922 sabahı saat 5.30'da topçu ateşiyle "Büyük Taarruz" başladı. Mustafa Kemal Paşa, "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" derken aynı zamanda başka hedefler de olduğunu bildiriyordu. Her yıl İzmir'de, bir bayram havasında oyunlarla, şenliklerle kutlanan 9 Eylül, Türk ulusunun vatanı ve özgürlüğü uğruna neler yapabileceğinin göstergesidir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustosa kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustos'ta yaptığımız savaş sonunda (buna Başkomutan Muharebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun Başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriye İzmir'e doğru yol alırken, diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve şimalinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.
Reklam
Büyük Taarruz
20/21 Ağustos 1922 gecesi 1'inci ve 2'inci Ordu Komutanlarını da Cephe Karargahına çağırdım. Genelkurmay Başkanı ile Cephe Komutanını da yanımda bulundurarak, taarruzun nasıl yapılacağını harita üzerinde kısa bir savaş oyunu şeklinde açıkladıktan sonra Cephe Komutanı'na o gün vermiş olduğum emri tekrarladım. Komutanlar harekete geçtiler. Taarruzumuz, strateji ve aynı zamanda bir taktik baskın halinde yürütülecekti. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de kuvvetlerin yığınak ve hazırlıklarının gizli kalmasına önem vermek gerekiyordu. Bu sebeple bütün yürüyüşler gece yapılacak, birlikler gündüzleri köylerde ve ağaçlıklar altında dinleneceklerdi. Taarruz bölgesinde, yolların düzeltilmesi v.b. çalışmalarla düşmanın dikkatini çekmemek için diğer bazı bölgelerde de benzeri yanıltıcı hareketlerde bulunulacaktı. 24 Ağustos 1922'de, karargahımızı Akşehir'den, taarruz cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına getirttik, 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşı idare ettiğimiz Kocatepe'nin güneybatısındaki çadırlı ordugaha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe'de hazır bulunuyorduk. Sabah saat 5.30'da topçu ateşimizle taarruz başladı.
Yapılacak taarruzdan hükümetten başka kimsenin haberi yoktu. Sabahleyin duyduk ki Gazi, kimseye haber vermeden sabaha karşı otomobiliyle Ankara'dan Konya'ya, oradanda Akşehir'e gitmiş. Herkes onun Çankaya'da vereceği ziyafeti beklerken, meğer O şimdi Kocatepe'de kurulmuş olan çadırının içinde, 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30'da ordusuna taarruz emrini vermiş.
Sayfa 154 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları - Aralık - 2008Kitabı okudu
30 Ağustos 1922 " Zafer Bayramımız Kutlu Olsun "
"Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim… Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim… "
Sayfa 120 - Yapı Kredi Yayınları
Türk-Yunan savaşının son çarpışmaları 18 Ağustos 1922'de başlamış, bu hafta içinde Bursa bölgesinde ve Menderes vadisinde küçük çarpışmalar olmuştu. Turk ordusunu Mustafa Kemal Paşa kumanda ediyor ve yardımcısı da İsmet Paşaydı. Çarpışmalar aralıksız 3 hafta sürmüştü. Türklerin önderi sık sık savaş alanının ortasındaydı. Bir seferinde de ciddi şekilde yaralanmıştı. Derken bir saldırı-savunma hareketiyle İsmet Paşa, 26 Ağustosta Afyonkarahisar'daki yunan cephesinin ortasına yüklenmişti. Şiddetli bir çarpışmadan sonra yunan cephesi kırılmış ve Yunan ordusu acele ile geri çekilmeye başlamıştı. Yunanlıları takip eden Türkler., ayın 29'una kadar kırk kilometre, 8 günde ise 250 km yol katetmişlerdi. Ayın 29 ve 30. günleri Dumlupınar'da ikinci bir çarpışma olmuş ve Yunanlılar savaş alanını bırakıp kaçmışlardı. 2 Eylülde Türk süvarileri Uşak'a ve Yunan karargahına dalmış ,General Trikopis ve bütün kurmayları esir etmişti. Bu olaydan sonra Yunan ordusu çökmüş, moral ve dayanma gücü tamamen yok olmuştu...
Geri111
173 öğeden 166 ile 173 arasındakiler gösteriliyor.