Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Üç yılı aşkın süredir aralıklı okuduğum Komedya'yı yeni bitirdim. Sonlarına yaklaşırken bitmesin diye günlük dize dize okumuşluğum bile oldu. Komedya için yazacaklarımı düşünürken "Cennet - Otuzuncu Kanto" içerisinde, Dante'nin Beatrice'e yönelik yazdığı bu dizeler Komedya için söylenebileceklerin en iyisi olduğuna kanaat getirdim.
"Şimdiye dek onunla ilgili söylediklerim
yanyana getirilseydi tek bir övgüde,
yetmezdi şimdiki güzelliğini belirtmeye.
19 Yalnızca bizim algımızı aşmıyordu
gördüğüm güzellik, sanırım onu
yalnızca yaratıcısı anlıyordu.
22 Kabul ediyorum ki, hiçbir tragedya, komedi
yazarı, konusunun hiçbir yerinde
ezilmemiştir benim bu bölümde ezildiğim gibi:
25 çünkü güneşin titrek bir gözü etkilemesi gibi,
onun tatlı gülümsemesinin anısı
aklımı başımdan almıştı.
28 Böyle bir engelle karşılaşmamıştı
şiirim, yeryüzünde yüzünü ilk
gördüğüm günden buradaki görüşe dek,
32 ama artık son vermek gerek
şiirimle onun güzelliğini övmeye,
çünkü her sanatçının bir sınırı olmalı."
32 yaşındayım, sanırsam 15-16 yaşımda okuduğum ilk kitaptı. İlk kitap olarak doğru olani seçtiğimi düşünüyorum. İletişim ve hoşgörü anlamında merdivenleri hızlı çıkmanıza yarayacak olan yegane kitap.
Saygılar, sevgiler...
Yaşar Kemal’in 32 yılda tamamladığı dört kitaptan oluşan İnce Memed serisinin ilk kitabı.
1955 yılında yayımlanan bu eser Yaşar Kemal’in ilk kitabıdır ve baş yapıtı olarak nitelendirilmiştir.
Hatta Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçilmiştir.
1984 yılında İngiliz aktör ve yazar Peter Ustinov tarafından Memed My Hawk (Şahinim Memed) adıyla sinemaya da uyarlanmıştır.
Yazar bu kitapta Anadolu insanının nasıl cahil bırakıldığını, açlıkla, sefaletle nasıl mücadele ettiğini, ağaların baskı ve zulüm ile tüm bölgeye nasıl hakim olduğunu Çukurova halkı üzerinden anlatıyor.
Bu roman aslında köylülerin ağalığa baş kaldırışı, iyilerin kötülerle mücadelesi, fakirlerin zenginlerle olan ayrımıdır.
Kitabı bu kadar değerli ve unutulmaz kılan en önemli özelliklerinden biri de yazarın kullandığı tasvirler.
Çukurova’da, o köyde, o insanlardan biri olacak; onların yaşadığı acıları yüreğinizde hissedecek, çektikleri sefalete tanık olacak, yeri gelecek kızacak, yeri gelecek onlarla birlikte sevineceksiniz.
İnce Memed ile birlikte dağları taşları aşacak, eşkiyalar ile savaşacak, onunla ağlayacak, onunla birlikte mücadele edeceksiniz.
Bir sürü karakterin birlikte verildiği, harika bir kurguya sahip, bol betimlemeli ama aynı zamanda çok da akıcı bir kitap.
İnce Memed...
Eskilerden duyduklarımla karşılaştırdığım da yaşanmış olaylardan alıntılanmış bir roman. Beni en çok çeken ise 32 yıllık bir serüven, 32 yılda tamamlanmış bir roman.
Gelelim kitapla ilgili ince detaylara. Bir insan bir insana ne kadar kötülük yapabilir sorusunu bu kitapda bulabilirsiniz. İnsan oğluna ait doyumsuzluğu, kibiri, ihtirasları, iyiliği, kötülüğü her şeyi bu kitapda bulabilirsiniz.
İnce Memed yetim bir çocukken abdi ağanın bütün kötülüklerini karşı bir şekilde dayanmış. Lakin gönül dağına dokununca işler bambaşka bir boyut aldı. Bir insanın sevdiğini elinden alırsanız yapamayacağı şey yoktur. İnce Memed'de sevdiğinin elinden alnmaması için gerekeni yapıyor. Herkese, herşeye karşı göğüs geriyor. İnsanın kalbi temiz olmasın işte bir kara sevda bütün bir Çukurovanın derdine dönüşüyor. Bakalım 2. Seride ne olacak.
Kitap güzelde bir mesaj veriyor. Ne kadar güçlü, zengin, kalabalık olursanız olun kötüyseniz bir gün mutlaka kaybedeceksiniz.
İyi olanlardan olmak dileğiyle...
Osmanlı İmparatorluğu'nun 32.padişahı,Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi'nin 18.kuşaktan torunu ve Osmanlı çökünceye kadar padişah olan zevatların ya babaları ya da dedeleri...
>> " 2.Sultan Mahmud. " <<
" Ya Devlet başa,ya kuzgun leşe ! " ...ve ..." Denize düşen yılana sarılır ! " ...sözlerinin sahibi...
Devamı ve ayrıntılar için kitabı tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
256 syf.
·
Puan vermedi
18 yaşında geçirdiği bir trafik kazası bütün hayatını değiştirdi Frida'nin.
17 Eylül 1925 okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü kazada, tramvayın demir çubuklarından birisi Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmıştı. Kazadan sonra tüm hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçecek; omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acıyla yaşayacak, 32 kez ameliyat edilecek ve çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı 1954’te kangren yüzünden kesilecektir.
Evinden Uzakta(mülteci)
Çocuklar hiç üzülmesin, çocuklar hiç mutsuz olmasın istiyoruz. Ama bunun dozunu ayarlamakta biraz sorunlar yaşıyoruz. Çocukları tamamen steril bir ortamda, sonsuz mutlulukla yaşatmaya çalışırsak onlara büyük bir kötülük etmiş oluruz. Hayatın içinde her duyguyu yaşamanın mümkün olabileceğini bilerek ona hazırlanmalı. Bu söylediğimden onların canını acıtalım, onlara kötülük edelimi çıkarmayın lütfen. Demek istiyorum ki bazı hisler yokmuş gibi davranmayalım. Ölümü, yoksulluğu, savaşı, kimsesizliği, her şeyini kaybetmiş bir çocuğun da bu dünyada var olduğunu saklamayalım onlardan.
Kitaba dönecek olursam ben çok etkilendim. Çocuklara anlatmakta zorlanılan önemli konulardan biri olan, savaşı yaşamış bir çocuğu anlatıyor. Savaşı yaşayanı anlayalım ki, gelecek güzel günlere umut olmaya çalışalım. Sadece çocuklara değil, gözünü gerçeklere kapayan yetişkinlere de bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.
“Bu kitap; evlerinden uzaklarda başka topraklara sığınan çocukların masum dünyalarını, onların gözünden anlatıyor.”
Kitaptan Alıntılar
•Sadece tek bir ülke var: yeryüzü.
Sadece tek bir ulus var: insanlık.
Sadece tek bir kader var: sevgi.
* Yazan : Pimm van Hest
* Resimleyen : Aron Dijkstra
* Yayınevi : Gergedan Yayınları
* Sayfa Sayısı: 32
* Yaş Grubu: 7+
66 Sayfaya Koca Bir Hayat Sığmış, gibi
Çok heyecanlıyım.... MERHABA PROUST (:
Uzun zamandan beri inceleme yapmıyordum. Biraz tembellik biraz atalet hali ve biraz da kendimi ötelediğim için olsa gerek uzaklaşmıştım yazmaktan.
Paslanmış her bir yerimden dilim döndüğünce çiziktirelim bişeyler.
Neyse.
3000 küsür (yayın evine göre değişir) sayfalık kitabın 5. serisinin adıdır Mahpus ve
Başlarda içine girmekte zorlandığım, ama adeta beni yavaş yavaş içine çeken bir kitap. Sezai Karakoç'u tanımak adına iyi bir başlangıç oldu diye düşünüyorum. Fikri zikri ne hoştu...
Bazı şiirlerinde çok tepkisiz kalmış olsam da, bazılarında çok güçlü bulduğum kısımlar oldu. Özellikle aklımda kalanlardan 12. şiiri; "işte o vakit çocuk doğuran kelime geldi" gibi şah mısralardan oluşan müthiş bir başlangıç, Hz. İsa'nın ismiyle karşılaşmadan onu bütün hücrelerinizde hissetmeniz, ve birden kaderi mutlak gibi karşınıza çıkmasının hazzı... Aman Allah'ım !
Yine okuduklarımın hayatımla dolaysız bağlantılı olduğunu düşündüren bir olay : ilk defa İzmir'e geliyorum, ve denizle ilk karşılaşmamda şu mısraları okuyorum : "çağır çağır o rüzgâr gelsin / Belki içinde bir fısıltı bulabilirsin / Denize yüklersin / O da kısır kadınlara veriversin / Ve deniz şu kıyısına indiğiniz / Hiç değişmesin / çağır çağır akşamı".
Ya miraç gecesini anlatan şiire (32.) ne demeli? "Ve dağıtın dostlara / Gök armağanı / Namazı / Beş kere / Günlük bir miraç gibi" sade ve şükür kaynağı.
Son olarak, 34. şiirinde: "Sen arıtacaksın / Bu kelimelerin lâvlarıyla / lânet volkanlarını / Sen devşireceksin menekşelerini / En yüce dağ doruklarında / Gözlerin kanatların / Gece secdelerinin / Muştu siperlerinin / İlk günlüğünü / Sen yayınlayacaksın / Sen kuracaksın / Seher çocuklarının / Tek kentini / Sen bildireceksin / Dünya geldi geleli / En önemli haberi". Daha ne kadar güzel anlatıla bilir son peygamberin mucizesi ...
Herkese merhaba arkadaşlar
Cemil Meriç ile tanışma fırsatını 2 yıl önce kütüphanede dikkatimi epey çeken duruşuyla tanımıştım. Uzun bir süre erteledim, en fazla ne olabilir ki, diyordum kendime... Ama çok fazlası da oldu. Belki bir lise yıllarında tanışsaydık yahut üniversite dönemlerinde bunların hiç biri bana Meriç'i tanıtmaya yetmedi asla. Ben buldum onu merakımı erteleyerek de olsa buldum. Ciddi anlamda böyle bir yazarın düşüncelerine açtım, su kenarında suya sussuzdum. Yabancı yazarlarda vardı ama benim dilimle konuşan benim gibi hisseden, benim gibi düşünen birine ihtiyacım vardı. Aramızdaki düşünce birliği ne kadar yoğun bilmiyorum ama tek bildiğim söylemek istediğim bir çok cümlemin tercümanı, duygularımın dillendirilmiş apaçık hali belki de... Ama çok büyük bir fark var aramızda, Meriç tam 32 yıl boyunca gözleri okuma sevdası uğruna kaybederek yaşamına devam etti...
Bir yanı isyankar bir yanı hazin dolu duygular içerir ümit mi? Belki hiç yoktu ama ümit adında bir yavrusu vardı. Can parçası, biricik kızı...
İşte elinizdeki eser tam olarak Meriç 'i yaşayarak öğrenen ve biz okuyuculara aktaran kızı Ümit Meriç'in kaleminden sizlere ufak ayrıntılar sunarak aktarıyor.
Meriç Üstadı seven herkes bir solukta bitirebilir, akıcı ve dolu bir kitap...
Sevgi ile okuyun...
Sırtımdaki Ağır Yük
Kitabın kahramanı Tarık adında tek başına oyuncaklarıyla zaman geçiren bir çocuktur. Her şeyin en iyisine sahip olduğunu, en güzelini kendisinin yaptığını düşünür. İçinde birikenler sırtına yük olur. O yük o kadar ağırlaşmış ve büyümüştü ki arkasına bile yaslanamaz olur. Fakat bir gün paylaşmayı keşfeder, yüklerinden kurtulur. Hafifledikçe arkadaşlığın ve paylaşmanın keyfine varır.
Çizimleri ve ele aldığı konusuyla ben kitabı beğendim. Sadece çocuklar değil, paylaşmayı bilmeyen büyükler de okumalı diye düşünüyorum.
* Yazan ve Resimleyen: Gulnar Hajo
* Yayınevi: Erdem Çocuk
* Sayfa Sayısı: 32
* Yaş Grubu:5+
#okudumbitti
#tuğçeyanardağ
#ajançaylak32kod
#112sayfa
Selam canlar. Evet Sefiller henüz bitmedi az kaldı ve ben bugün yine bir kemo arası verdim kitabıma. Eee boş geçmez tabi o kadar saat dedim ve sevgili Tuğçe'nin kitabını okuyayım dedim..
Öncelikle yazarın okuduğum ikinci kitabı ajan çaylak 32.kod ve ajan çaylak yasak bölge isimli devam kitabı
Kitap Kurdu Olmak İstemeyen Maya
Minik kahramanımız Maya, kitap kurdu olmayı çok farklı anlar ve kitap kurdu olmaktan korkar. Eğer kitap kurdu olursa kitapların içinde yaşamak zorunda kalacağını sanır. Maya’nın yanlış anlamasının nasıl farkına vardığını ve bu korkunun nasıl üstesinden geldiğini okurken çok seveceksiniz.
* Kitaplara uzandığında eller,
Yeni bir dünyaya ulaşır gözler,
Okudukça değişir ülkeler,
Kitap kurduna dönüşürsen eğer.
* Eğer sen de bir kitap kurdu olmak istiyorsan çoook okumalı ve kitapları çoook sevmelisin. Böylece benim gibi her sayfada başka bir hayalin peşine düşebilirsin.
* Yazan: Anıl Basılı
* Resimleyen: Göktuğ Karahan
* Yayınevi: Timaş Çocuk
* Sayfa Sayısı: 32
* Yaş Grubu:5+
