Eser, okumaya başladığınız ilk satırdan itibaren sizi içine alıyor. Kendinizi dokuzuncu derecede bir devlet memuru olarak buluyorsunuz dönemin Rusya'sında ezik, sıradan, ötelenmiş ve itilmiş... Petersburg sokaklarında dolaşıyorsunuz ve burnunuzun direği sızlıyor soğuktan. Eskimiş, yıpranmış bir paltonun hüznü çöküyor üzerinize. Yeni bir paltoya sahip olabilmenin mücadelesini veriyorsunuz, hesap kitap yapmaya başlıyorsunuz ve sonunda güzel, şık bir paltoya sahip oluyorsunuz. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şeye o kadar mutlu oluyorsunuz ki tarif edilemez. Bu palto sihirli bir pelerin gibi duruyor üzerimizde.Ve en değerlinizin elinizden alınması, düşünün hayatınızdaki en değerli şeyin hırsızlar tarafından alınması, büyük bir yıkım ve çöküntü...Tekrar toparlanamıyorsunuz sessiz ve silikçe, kimseler yokluğunuzu bile farketmeden bu dünyadan göçüp gidiyorsunuz.Gogol'un bu Paltosu içimizi ısıtmadı bu yaz gününde, bizi çok üşüttü, içimiz buz kesti.