Şikayetname ( *Fuzuli* )
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.
_Kimi yoldan, kimi yolculuktan, kimiside yolculardan şikayet edip durdu oysa kısa bir yolculuk hikayesiydi ömür dedikleri... Herkes bir diğerinin elinde bulunanlara baktı, akıp giden huzur ve mutluluğu görmeden... İnsan ne tuhaf bir varlık, sahiplenmek ister birşeyleri daha çok şeyleri ve hiçbir şeyin sahibi olamayacağını bildiği halde... Bir sarmalın içinde yuvarlanıp gidiyor yaşam, dar kapının eşiğine doğru._
Ne hayıflanırsın divane gönül
Dünyamı senindi ay mı senindi
Boş gelen ellerin yine boş gider
Hani nerde ben sultanım diyenler
Yakışır mı sana böyle atalet
Ümmeti Resul’ün ümmetisin sen
Ne kadar şükretsen azdır hü’daya
Her iki cihanda zimmetisin sen
Güller diyarının gülüsün işte
Lal olan dillerin dilisin işte
Bundan büyük servet var mı alemde
O sahib-ül mülk’ün kulusun işte
Şeref’im bu şeref yetmez mi sana
Şereflimsin dedi saldı cihana
Ta kâlu bela da geldik imana
Binlerce hamdü senalar olsun Mevla'ya
9 canlı olsaydım bile
en fazla 8 kez kaçabilirdin ölümden
bil ki 7 düvele Sultan olsan dahi
yerin altı mekan olacak sana
en fazla 5 metre kumaş götürebileceksin kapatacaksın dört açsanda gözünü
bu dünya 3 günlük dünya
azrail'in yanında iki kat olup yalvarsan da nafile
elbet 1 gün öleceksin
işte o gün her şeyin sıfırdan başlayacak.
Abdülhamid han Hz kızı
Babacım yatak odanızdan abdesthane ye kadar olan kısa mesafede bile teyemmüm abdesti alıyorsunuz, ne gerek var der
Babası (Abdülhamid han Hz)der ki biz bu mesafede bile abdest almasak millet gusulsuz gezer demiş
Bir gün Halife, Behlül Dâne Hz. sorar:
*
Hırsızlık etmenin cezası nedir?
*
Behlül Dâne Hz. yapıştırır cevabı:
*
Eğer hırsız, hırsızlık etmeyi kendine iş edinmişse eli kesilmelidir.
Yok eğer aç kaldığı için yapıyorsa, halifenin eli kesilmelidir...
Kısmetindir gezdiren yer yer seni,
Arşa çıksan âkıbet yer, yer seni.
Onun içün, onun adı yer oldu,
Önce besler, sonra kendi yer seni...
(Şair, Şeyhülislam İbni Kemal Paşazade
Hayırlı cumalar olsun
Bir zat bir dostuna şunu vasiyet etmiştir
"Ben ölünce, iman ve tevhid üzerine öldüğüme kanaat getirirsen, bütün malımı sat ve onunla şeker alıp köy çocuklarına dağıt ve, 'Bu nedir?’ diye soranlara, 'Bu, imanını kurtarmış bir bahtiyarın düğün şekeridir.’ de!"
ihyâ-u Ulûmi’d-dîn
Söz odur ki özüne inilmedikçe bilinmez.
Öz odur ki köz olmadıkça sırrına erilmez.
Köz odur ki yanmadıkça kül olmaz.
Kül odur ki olmadıkça kul olunmaz
Yan gönül yanda köz ol, geçte kül ol.
Söyle söz ol, ister diken, ister gül ol.
Yan gönül...
Bütün dünya benim olsa gamım gitmez. Nedendir bu?
Tâ ezelden gam turabıyle yoğrulmuş bir bedendir bu.
Gelen gider, giden gelmez; iki kapılı bir handır bu.
Sakın insâfı terk itme, makamı imtihandır bu. Yavuz Sultan Selim ve şair vehbi
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...