Edebiyatımızın ilk yerli tiyatro eseri olması dışında pek mohim bir eser değildir.
Zamanına göre dili sade ve anlaşılır. Konu bakımından biraz muzip biraz gerçek.Nasreddin Hoca Fıkraları tadında bir tiyatro eseri.
Kitabın konusu ise şu şekilde:
"Şair Müştak fakir bir gençtir. Biraz da saf, hafif bir adam olacaktır. Yüz görümlülüğü yerine iki beyitlik adice bir
şiir vermeyi düşünür. O mısraları bestelenmiş olarak makamla
kendi kendine okur, sevincinden sıçrayıp dans etmeye başlar.Gelini getirirler. Fakat bu isteyip beklediği asıl kızın ablasıdır.Sahnede fena bir karşılama olur; tabii ihtilaf çıkar. Yengesinin şikayetiyle nikahı kıyan imam, gürültüye karışan mahalle halkı eve gelirler. Herkes şairi haksız bulur, hatta azarlar. Ama kara gün dostu Hikmet, imamın yan cebine para koyunca vakanın akışı değişir. O nikahı büyüğüne kıydı ama yaşça değil boyca büyüğüne. Yeni akla gelen bu "hakkaniyet" karşısında akan sular durur. Ve belli olur ki yaşlı, ak saçlı abla, Sakine,gidecek, kardeşi Kumru gelin gelecektir."