Yalnızlık Halleri ( Berduş' dan alıntı :))
Dünyayla kaynaşmak gibi bir düşüncem hiç olmadı... Kendi yalnızlığımda inanılmaz derecede kalabalıklaşabiliyorum. Bir insanın bulabileceği en iyi dostlara sahibim. Örneğin bugün Hayyam'la Diyojen'i fıçısında ziyarete gittik. Neşeliydi. Gogol paltosunu Dostyovskiye verdi. Halbuki ateş yanıyordu. Gereksiz bir iyilik yaptı nedense! İhtiyar Monte, genç Shakespeare' a fikirlerini nasıl sahneleştirmesi gerektiğini özenle anlatıyordu. Gazali Platon'la devletleri konuşuyorken, Can baba ile Bukowski hiç birine kulak asmıyor sövüp sayıyordu. İnsanın meteliksiz ama nitelikli böyle dostlarının olması hiç kuşkusuz huzur veriyor insana...İyi okumalar dilerim dostlar... Sizlerinde kitap hakkında kıymetli değerlendirmelerinizi beklerim.
"Yaşamı güzel kılan, insanların birbirilerinin yüreklerini ısıtmak için bulabilecekleri iyilik dolu sözcüklerdir. Kimilerini ölene dek unutamazsınız, geriye dönüp baktığınızda anımsayacağınız tek şey size neler hissettirdikleri olacaktır."
İnsan bu dünyada otuz yıl yaşamışsa eğer ve benim gibi hep yalnız başına savaşmak zorunda kalmışsa, o zaman beklenmeyen olaylara karşı bağışıklık kazanıyor ve bunlar yüzünden çok sarsılmıyor… Yalnız insanlar hep alışıktır beklenmeyen olaylara
'' âlem benim hakkımda ne derse desin,en deliler arasında bile deliliğin kötü bir ünü olduğunu bilmez değilim,buna rağmen iddia ediyorum,ilahi gücüyle hem tanrıları hem de insanları neşelendiren tek varlık benim,sadece ben.bunun en büyük kanıtı,bir konuşma yapmak için şu insan kaynayan kalabalığa adımımı attığım anda,aniden herkesin yüzünün tuhaf ve alışılmadık bir sevinçle ışıldaması,çatık kaşların birdenbire çözülmesi ve neşeli,içten kahkahalarla alkışlanmam;...''erasmus,deliliğe övgü