Bağımsızlaşmak ve bireyselleşmek adına aile bağlarının nasıl zayıfladığına tanıklık ediyoruz. Oysa ki aile bir sözleşmedir, baglanmadir. Bireysel bağımsızlıkları ortak bağlar ile sınırlamadır.
"Ey Adem! Sen ve eşin cennete yerleşin." ayeti cennetteki süknanın ancak eşle beraber olacağını ifade eder. Başka ifade ile eşsiz cennet mümkün olmaz ve cennet aile hayatıdır.
Aile, Allah'ın büyük ayetidir ve bu ayeti anlamak için tefekkür gerekir. Ailenin varlığı rahmet ve meveddetin eseridir. Rahmet ve meveddet, sekinet ve sükûneti doğurur.
Genellikle ilişkileri konusunda onay almak isteyen insanlar sosyal medyada çok fazla bu konu hakkında paylaşım yaparlar. Beğeniler ve yorumlar bu insanlar için o kadar onaylayıcı olabilir ki eylemde bulunan kişiden ziyade başkalarının söylediğine göre hareket ederler.
Cenab-ı Hak buyurdu ki: "Ey Ademoğlu, seni kendim için yarattım; her şeyi senin için yarattım.
Senin için yarattığım şeyler, seni benden alıkoymasın, yolunu kesmesin."
"Müslüman bir kimse, kâfir olan akrabalarının nafakasını vermeye zorlanamadığı gibi kâfir olan bir kimse de Müslüman olan yakınlarının nafakasını vermeye zorlanamaz. Ancak anne-baba, çocuk ve hanımın bu konudaki hükmü farklıdır."
"Üç şey arşta asılıdır: Nimet, emanet ve yakın akrabalık. Allah'ın huzurunda nimet; şükredilmedim, nankörlük edildim. Emanet; hıyanet edildim sahibine geri verilmedim. Akrabalık bağı; koruyup gözetilmedim, aksine koparıldım, diyerek şikayetçi olur."