Bazan da bir yerde kuşlar vardır
Ne uçmak, ne görünmek için
Bir karanfil Pencereyi deler
Bir kapı kendiliğinden kapanır
İstesek sevişirdik, ama olmadı
Biz değil yaşayan acılardır.
Bu nasıl bir saçmalıktır. Marifetnameden el almış elfabe. Yazarının beyninin içi çöp. Durup bi kendi eline baksın. Açsın bi şemal ilmi okusun, güya örnek aldığı peygamberin elini öğrensin. Homofobikliğine bilmi ve dahi dini alet eden tüccar piç. Ve açıkçası üzüldüm okuduğunu görünce. zamanına, beyninde oluşacak insan tanıma kriterlerine. Yazık. Sanıyorum özelin, Türk islamcılığı kontenjanından giren birisi.
Homofobi kelimesinin etimolojik kökeni ile bu çağda kullanılması arasında bir bağ kuramadım. Ve kurma çalışmalarını da temellendirilecek alanda bir ışık, gerçekler yahut şirinlerin olacağını düşünmüyorum.
Dine gelirsekde, bu durumun veya livatanın hoş karşılanmayacağını inkar edecek değilim. Fakat Öte yandan. Bu durumun yalnızca şehvetten kaynaklanmayan bir durum olduğunu bazı dini kaynaklar kabul etmekte. Ve son olarak takvayı ilk esas olarak kabul eden bir dinin ötekileştirici ayırtedici dışlayıcı empati yoksunu hakaret söylevleri ve imaları midemi bulandırmakta. Olan şey de burada bu.
İnsan ben dediğinde kelimeyi ikiye böler: Birisi beni saran kundaktır, diğeri ise, sonsuz olan tanrının zatıdır. Ve insan kendisi dışında bir şey olduğunu ya da kendisine düşman olduğunu zannederek, varlığın zatına savaş açar..
Ve eğer onlardan biri: “O'nun gibi ben de bir tanrıyım” diyecek olsaydı mutlaka onu cehennemle cezalandırırdık: (çünkü) zalimleri biz böyle cezalandırırız.
Enbiya 29.
Çılgın yolculuğun uğultusuna engel olursan
-senin odise yıllarını kim çalar -
Senin denizin bezgindi ve rüzgarın ağrılı
Yine de bu eve girmeyi arzuluyorsun
Odise yolları
'Bir şehirde kaybolmanın erdemi' nden bahsetmek..
Şiirin Sonrasında diyor ki
'ey acı tüm diğerlerinin önünde översen
Sen bir gün yine tekrardan bana dönersen
Seni evden dışarı atacağım. '
...
İspanya sınırında kaldı
Ve Acı peşindeydi..