Alperen Ünsal

Alperen Ünsal
@AlperenUnsal
14 Ekim 2005
8 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
Bir şeye inanılmasını istesem ben de bu koşulları sağlardım.
Muhammed, tanrıbilimci değil, peygamber olduğu için ciddi bir sistemleştirme girişiminde bulunmaz; farklı düşünceleri savunan her grup, Kuran ve hadislerde kendi anlayışına uygun açıklama ve hükümleri bulur.
Sayfa 82
Reklam
Müslüman halkların bu ve bunun gibi gruplara yaklaşırnma gelince, Sir Harnilton Gibb bunu en uygun şekilde ifade eder: "Sünnet esaslarının temeli hoşgörünün sınırlarını el verdiğince geniş­ letmek olmuştur. Başka hiçbir büyük dini topluluk böylesine evrensel bir ruha sahip olmamış ve üyelerine yalnızca en temel koşullan kabul etmek kaydıyla bu denli özgürlük tanımamıştır. Gelmiş geçmiş hiçbir tarikat grubu kendisi istemediği sü­ rece gelenekçi İslam topluluğu tarafından dışlanmamıştır." Bu esas daha ilk dönemlerde dikkat çeker
Sayfa 81
Gerçek İslam problemi
Büyük gü­nah işleyen her kimse artık Müslüman sayılmaz ve sonsuza kadar cehennem cezasını hak eder. (Büyük günahlar arasında putperestlik, büyücü­ lük, cinayet, yetim hakkı yemek, tefecilik, askerden kaçmak ve Müslüman kadınlara tecavüz etmek vardır) . Böylece her karşı görüşe amansızca savaş açan, tamamıyla düzen karşıtı bir grup ortaya çı­kar.
Sayfa 81

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İslam hukukuna göre öldürülmem gerekiyordu...
İslamdan dönenleri ağır cezalar bekler. Kuran'da, mürted (dönek) Allah'ın öfkesiyle karşı karşıya kalacak ve ağır cezalar çekecektir, der. Çok sayıda hadiste dinden çıkanlar için ölüm cezası istenir, İslam hukuku ise bu durumda kılıçla ölümü öngörür. Bununla beraber dinden çıkma eylemi baskı altında gerçekleşmişse, cezanın hafifletilmesi olanaklıdır.
Sayfa 76
Gayri Müslimler kafa vergisi, cizye dışında bir de toprak vergisi ödemek zorundadır ayrıca mümkün olduğunca Müslümanlardan ayırt edilebilir şekilde giyinirler (daha o zamanlar sarı, Yahudilerin rengidir) . İslam mahkemelerinde ehli kitapların tanıklıkları geçerli sayılmaz; ancak ilgili cemaatler haham, piskopos vb yetkililer başkanlığında kendi kendilerini idare ederler. Müslüman bölgelerde yeni kiliselerin yapılmasına izin verilmez, buna karşılık var olan dini yapıların onarımı mümkündür. İlk olarak İslamda ortaya çıkan kitaplı ve kitapsız dinler kavramı daha ileride modern din bilimleri tarafından kabul edilerek daha da geliştirilir. Müslüman olmayanlara karşı savaş açılması gerekliliğinden yola çıkarak dünya iki farklı bölgeye ayrılır: Darül lslam, İslam bölgesi ve Darül harp, savaş bölgesi. Savaş bölgesi İslam otoritesinin henüz veya artık bulunmadığı, cuma namazının kılı­ namadığı bölgelerdir. Bu konu 19. yüzyılda Hindistan'da İngiliz hakimiyeti altında yaşayan Müslü­ manları uzun süre meşgul eder; Britanya Hindistanı'nın ne kadar Darül harp sayılabileceği sorusuna tepkiler farklıdır. Bu soru şüphesiz günümüzde Avrupa ve Amerika'daki köktendinci Müslümanların karşı karşıya kaldıkları bir sorun olmaya halen devam etmektedir. Müslümanlığın zorla kabul ettirilmesine çok az rastlanır.
Reklam
Reklam
99 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.