Diyojen, yenik insanlara özgü o kanaatkârlıkla tebessüm etti "Gün gelecek, tarihin en akıllı, dirayetli ve merhametli hükümdarlarından biri olarak anılacaksınız.Bense vatanını müdafaa için sertlikten kaçınmayan bir zalim... Ama gerçekten de arada bir fark var mı?"
"Dayanmalıyım, çünkü yapması gerekeni hiç düşünmeden yapabilen insanlar, ancak en güçlü olanlardır." diye mırıldandı. "Ben de öyleyim... General Konstantin Diyojen'in oğluyum ben..." Birden ürperdiğini hissetti. Süt mavisi kanlı gözlerini kıstı. Hadsiz asırların ışık yüküyle şişmiş gökyüzü, kanlı bir katilin gaddar suretini çiziyordu şimdi bulutlara.
Okur Takip Önerileri
Hayatın merkezine tüketimi koyan bir şehircilik tasarımı, hayat tarzı bir köşesinde mescid eklemekle iki dünya arasındaki büyük çelişki hallolmuş oluyor mu?
