Yüz Yıllık Yalnızlık, Marquez
Yıllardır șevkat bekleyen bir çocuk gibi aklımın köesinde beklemişti bu kitap. Sonunda okudum.
Yüzyıllık Yalnızlık eğer yüz yıl yaşamayı başarırsanız her allahın günü kendisini size hatırlatacak bir şaheser. Tarihin, kültürün, değişken karakterlerin, saplantılı ruhların ağır bombardımanı altında Cumbia danslı yaparak okuyacağınız, gerçeklik ve gerçeküstülük arasında size pürvet attıran, Çingelenelerin macaw papağanı almak için buz sattıkları, sokakta yürüyen adamların isyan liderine dönüşebildikleri, güzel kadınların sarıldıkları nevresimle birlikte buhar olup cennete göç edebildikleri, geride kalan görümcelerin buhar olan nevresime üzüldükleri sürprizlerle dolu, gülümsemeyi bir an dudağınızın kıyısından almayan bir kitap.
Karakterler Amerikan güreşi ringine çıkmış gibi birbirlerine el değiyorlar ve ringe girip girip çıkıyorlar. Ailenin ayrı karakterli erkeklerinin aynı ismi taşıması, kimin kim olduğu karmaşası yaratsa da bu sıkıntı ince bir formülle aşabiliyor: aslında hepsi aynı, kuşaklar değişse de hepsi aslında tek bir karakterin ara sokakları.
Okuyun, tad alın. Bir uyarı, bu kitabı aralıklarla okuyamazsınız, bir iki gün okuyup bir hafta sonra devam edemezsiniz. Devinimi o derece güçlü ki, ara verirseniz beyniniz allak bullak olur.