Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilal

Ancak yine de Albertine’in, Andree‘nin hatta kendi gözümde bir hiç olduğumu hissediyordum. Aşkın nasıl bir imkansızlığa tosladığını da anlıyordum. Aşkın nesnesinin bir bene hapsolmuş, önümüzde uzanabilecek bir insan olduğunu sanırız. Heyhat! O insanın işgal ettiği ve edeceği tüm uzay ve zaman noktalarındaki uzantısıdır aşk. Onun belli bir uzamla belli bir zaman dilimi ile temas noktasına hakim değilsek kendisine de hakim değiliz demektir. Nitekim erişemeyiz tüm o noktalara. Bize tarif edilseler oralara dek kullanabilirdik belki. Ancak el yordamıyla arar, bulamayız. Güvensizlik, kıskançlık, zulüm de bundan kaynaklanır. Saçma sapan izler peşinde değerli zamanlar yitirirken hiç farkına varmadan gerçeğiz kalırız.
Sayfa 47 - CanKitabı okudu
Reklam
Önceki gecenin hatıraları, ertesi sabahın umutları gibi binlerce kök, sayısız ilmektir bizi bir insana bağlayan. İçinden bir türlü sıyrılmadığımız alışkanlıkların kesintisiz örgüsüdür.
Sayfa 43 - CanKitabı okudu
Onu kaybetmenin kaygısına kapılmayagörelim, başka herkes çıkar aklımızdan. Onu elimizde tuttuğumuzdan emin olduğumuzda ise hemencecik ona yeğ tuttuğumuz başkalarıyla kıyaslamaya girişiriz.
Sayfa 38 - CanKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Heyhat, sevgiden içim içime sığmayarak anneme babama koşturup da genellikle soğuk ya da sinirli karşılandığı anlarda yaşanan uyuşmazlıklar, iki sevgilinin arasında yaşananların yanında hiçbir şey değilmiş.
Sayfa 32 - CanKitabı okudu
Dolayısıyla aşkta da olağan hayatta olduğu gibi sadece gelecekten değil, çoğunlukla gelecek geldikten sonra bizim açımızdan gerçeklik kazanan geçmişten de korkmak gerekir ve bunu derken sadece bizim olup bittikten sonra haberdar olduğumuz bir geçmişten değil, uzun zaman içimizde taşıdığımız halde birdenbire anlamını çözüverdiğimiz bir geçmişten de bahsediyoruz.
Sayfa 31 - CanKitabı okudu
Reklam
Böyle nice insanı, şehri, yolları öğrenmek arzusuyla yanıp tutuşmamıza sebep olur şu kıskançlık!
Sayfa 30 - CanKitabı okudu
İşte bu günü de aynı şekilde değerlendiriyordum; hiçbir şey yapmadan sağanakların indirmesini, güneşin ışımasını izleyerek ve kendime yarın çalışmaya başlama sözü vererek.
Sayfa 26 - CanKitabı okudu
Neden yapıyorsunuz bunu? Dürüst olmak gerekirse, bilmiyorum kaptan. Sanırım sırf yapmak istediğim için. Peki, yaptığınız herhangi bir şey için bundan daha iyi bir sebep sunabilir misiniz?
Kederliydim ama onlara, “ Yorgunum,” dedim.
Sayfa 103Kitabı okudu
Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir…
Reklam
“Acaba,” dedi, “ bir gün hepimiz kendi yıldızımızı yeniden bulalım diye mi yıldızlar böyle parlıyor?”
Tıpkı büyükler gibi konuşuyorsun! … Her şeyi birbirine karıştırıyorsun, karmakarışık ediyorsun.
Ama başında fes, ayağında şalvar var diye sözüne kulak asan olmamış. Büyükler böyledir işte. ….
Büyükler hiçbir şeyi tek başlarına anlamıyorlar, onlara durmadan açıklamalar yapmak da çocuklar için can sıkıcı oluyor doğrusu.
En büyük çocuk, tacını yitirmiş kraldır. (Munroe 1955)
113 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.