Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Asiye FATSA ÖZDEMİR

Lórien Hanımı Galadriel’e
“…onun için bir şarkı yakabilmek isterdim. Öyle güzel ki beyim! Latif! Beyaz çiçek açmış ulu bir ağaç gibi, bazen kır bir fulyacık gibi, minik ve narin sanki. Elmas kadar sert, mehtap kadar yumuşak. Güneşin ışıkları kadar sıcak, yıldızlardaki buz kadar soğuk. Karlı bir dağ kadar mağrur ve ırak, baharda saçlarında papatyalarla gördüğüm genç kızlar kadar neşeli. Ama bütün bunların hiçbir manası yok.”
Sayfa 330 - Samwise Gamgee, FaramirKitabı okuyor
Reklam
Faramir ve Frodo
“Hoşça kal!” dedi Frodo yerlere kadar eğilerek. “Ne istersen onu düşün ama ben Tek Düşman’ın bütün düşmanlarının dostuyum. Eğer biz buçuklukların sizin kadar yiğit ve güçlü adamlara bir yardımımızın dokunabileceğini düşünseydim ve görevim müsaade etseydi biz de sizinle gelirdik. Güneş kılıçlarınızın üzerinde parlasın!” “Buçukluklar kibar bir halkmış, her şey bir yana,” dedi Faramir. “Hoşça kalın!”
Sayfa 305 - Metis yayınlarıKitabı okuyor
Legolas ile Gimli dostluğu
Aniden Legolas'a ve Gimli'ye soğuk bir nazarla baktı. "Siz neden konuşmazsınız, sessizler?" diye sordu. Gimli ayağa kalkarak ayaklarını ayırıp sıkı sıkı yere bastı: Eli baltasının sapını kavradı, kara gözlerinde şimşekler çakıyordu. "Bana adını ver at efendisi, o zaman ben de sana benimkini veririm, başka bilgiler de veririm istersen," dedi. "O konuya gelince," dedi Süvari, cüceye yakından bakarak, "önce eller söyler kim olduklarını. Yine de benim adım Éomund oğlu Éomer; Atçanyurt'un Üçüncü Başkumandanı derler." "O halde Éomund oğlu Éomer, Atçanyurt'un Üçüncü Başkumandanı, müsaadenle cüce Glóin oğlu Gimli seni ahmakça sözlere karşı uyarsın. Aklının eremeyeceği kadar zarif olan şeyler hakkında kötü konuşuyorsun; seni ancak aklının kıt olması affettirebilir." Éomer'in gözleri alevlendi, Rohan'lılar hiddetle mırıldanarak ve mızraklarını uzatarak halkayı daralttılar. "Sakalınla, makalınla kelleni uçururdum Cüce Efendi, eğer yerden biraz daha yüksekte olsaydın," dedi Éomer. "O tek başına değil," dedi Legolas gözden hızlı hareket eden ellerle yayına bir ok yerleştirip gererek. "Eliniz daha inmeden düşer kalırdınız."
Sayfa 34 - Aragorn, Legolas, Gimli, ÉomerKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kardeşliğin Bozulması
“Sefil düzenbaz!” diye haykırıyordu. “Dur hele seni bir elime geçireyim! Şimdi anlıyorum içyüzünü. Yüzük’ü Sauron’a götürüp hepimizi satacaksın. Bizi en güç anımızda terk etmek için bekliyordun sırf. Sana da bütün buçukluklara da lanet olsun, ölümün karasına düşesiniz.” Sonra ayağı bir taşa takılarak yüzükoyun yere serildi. Bir süre sanki kendi laneti kendine işlemiş gibi yerde kıpırdamadan yattı; sonra birden bire ağlamaya başladı. Ayağa kalktı, gözlerini oğuşturup gözyaşlarını sildi. “Neler dedim ben?” diye bağırdı. “Ne yaptım? Frodo, Frodo!” diye seslendi. “Geri gel! Bir cinnete düşmüştüm, ama artık geçti. Geri gel!”
Sayfa 478 - BoromirKitabı okudu
Aragorn
Altın olan her şey parlamaz, Her gezgin yitirmemiştir yolunu, Gücü olan yaşlı kolay kolay solmaz, Derindeki kök atlatır donu. Küllerden bir ateş dirilecek, Bir ışık fırlayacak gölgelerden, Kırılan kılıç yenilenecek, Şimdi taçsız olan, kral olacak yeniden. “Pek güzel değil belki, ama tam konuya parmak basıyor - Elrond’un sözlerinden ötesine ihtiyacın varsa tabii. Madem bunu duymak için yüz on günlük yol gelmişsin, bari kulak ver.” Burnundan soluyarak yerine oturdu.
Sayfa 301 - Elrond’un Divanı, Bilbo ile BoromirKitabı okudu
Reklam
"Ayrıkvadi'ye çok gittin mi?" dedi Frodo. "Gittim," dedi Yolgezer. "Bir zamanlar orada yaşardım, şimdi de fırsat buldukça giderim. Gönlüm orada; fakat Elrond'un güzel evinde bile olsa, huzur içinde oturmak yazılmamış benim yazgıma."
Sayfa 248 - Frodo ile YolgezerKitabı okuyacak
“Gandalf’a danışmalısın. Neden kaçtığını bilmiyorum, o yüzden peşindekilerin hangi vasıtalarla üzerine saldıracaklarını da bilemem. Bunları Gandalf’ın bilmesi icap eder. Herhalde Shire’dan ayrılmadan önce onu göreceksiniz, değil mi?” “Umarım. Beni huzursuz eden şeylerden biri de bu ama. Kaç gündür Gandalf’ı bekliyordum. En geç iki gün önce Hobitköy’e gelmiş olacaktı; fakat görünmedi bile. Şimdi ben de ne oldu diye merak içindeyim. Onu beklesem mi?” Gildor bir an için sessiz kaldı. “Bu haberi beğenmedim,” dedi sonunda. “Gandalf’ın geç kalması iyiye alamet değil. Fakat ne derler; ‘Büyücülerin işine karışma; ince iş yapar, çabuk kızarlar.’ Tercih senin. Ya gideceksin, ya bekleyeceksin.” “Aynı zamanda şöyle de derler,” diye cevapladı Frodo: “Akıl danışmaya elflere gitme; hem evet, hem hayır derler.”
Sayfa 112 - Gildor İnglorion, Frodo BagginsKitabı okudu
Bir Bay Bilbo Baggins klasiği
“İçinizden en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum; ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum.”
Sayfa 46 - Metis YayınlarıKitabı okudu
“Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.”
Bilbo and Smaug
“Eh, hırsız efendi! Kokunu alıyor ve havanı hissediyorum. Nefesinin sesini duyuyorum. Gel yanıma! Yine bir şeyler al, burada fazla fazla var’” Ama Bilbo ejderha irfanı bakımından o kadar da cahil değildi ve Smaug onu yanına bu kadar kolay çekebileceğini sanıyorsa, bu onu hayal kırıklığına uğratırdı. “Teşekkür ederim, almayayım, Ey Heybetli Smaug!”
Sayfa 217 - Bay Bilbo Baggins, SmaugKitabı okudu
Reklam
Durin Gününün Son Işığı
“Ardıçkuşu kapıyı çaldığında, gri taşın yanında durun ve güneş batarken Durin Günü’nün son ışığı anahtar deliğinde parlayacak.”
“Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir, ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur.”
Sayfa 102 - Kemal’in Babası MümtazKitabı okudu
#1000K
“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.”
Sayfa 11 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendin Yarat Dertleri Kendin Üzül
Fırçam ve renk renk boyalarım var. Alev alev dolanıyor içimi çizme isteği. Has olan çizmek değil, özlem. Bir yol çiziyorum, giderek daralan, perspektif bildiğimden değil, gözlem. Yollar uzakta daralıyorlar. Bunu uzun otobüs yolculuklarından biliyorum. Bir kız çiziyorum yolun başına, eline bir çanta veriyorum, okula gitsin, okusun hasbam. Uzun uzun saçlar çiziyorum, işi ne, tarasın yosmam. Sonra resme bakıp basıyorum şarabı bardağın gözüne, bardağın gözünün tam neresi olduğunu çok iyi bilemeyerek. Seviyoruz ya içmek gerekli. Kız çıkıp gidiyor resim kağıdından. Fırçalarımı kırıyorum, boyalarımı atıyorum galyan kuyularına. İçimdeki çizme isteği beni bir ressama curo edip basıyorum bardağı şarabın gözüne. Bardağın gözü olmaz, çekmece mi bu. Çekmecenin gözünün de bir şey gördüğü söylenemez. Kendin yarat dertleri, kendin üzül. Delikanlı bir felsefe.
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.