Kıvrılıp giden dalgın bir yol,
yolda eski bir taş,
Limanda bağlı bir tekne,
Yosunlu bir halat gibi durdum.
Uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti.
Ben kıyıda ıssız bir ev,
İnce boğazda gıcırdayan tahta iskele,
iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra,
İçimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum.
Uyumsuzluk duygusu, her sokağın dönemecinde, her adamın yüzüne çarpabilir. O durumuyla, acıklı çıplaklığı, parıltısız ışığı içinde, kavranılmaz bir şeydir.
Varoluşum konusunda vardığım bu kesinlikle, bu güven vermeye çalıştığım öz arasındaki çukur hiçbir zaman dolmayacak. Kendi kendime yabancı kalacağım hep.
Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından
bir yuva inşa etmektir aşk da,
varla yok arasından
Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir,
değil dışardan.
Beyhude insanın yuva arayışı
ama yine de yuva arar insan.
Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından
bir yuva inşa etmektir aşk da,
varla yok arasından
Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir,
değil dışardan.
Beyhude insanın yuva arayışı
ama yine de yuva arar insan.