Müzik, insanın ruhunu yücelterek ya da alçaltarak değil, sinirini bozarak etkiler. Size nasıl anlatayım? Müzik kendimi, gerçek durumumu unutturur bana, beni başka, benim olmayan bir duruma taşır: Müziğin etkisiyle hissetmediğim bir şeyi hissedebilirmişim, anlamadığım bir şeyi anlayabilirmişim, yapamadığım bir şeyi yapabilirmişim gibi gelir bana. Bu durumu müziğin esneme gibi, gülme gibi bir etki yapmasıyla açıklıyorum: Uyumak istemiyorum, ama esneyen birine bakınca esniyorum, ortada gülecek bir şey yok ama birinin güldüğünü duyunca gülüyorum.
Varlığını korumak, Spinoza'ya göre, yetenekli olduğu şey haline gelebilmektir. "Eğer bir at bir insana dönüştürülürse bir böceğe dönüştürüldüğü zamanki ölçüde yok edilmiş olacaktır."
Bir keresinde Susia, Tanrıya yakardı: " Tanrım, seni pek çok seviyorum, ama senden yeterince korkmuyorum. Bırak ben de tıpkı korku dolu adın içlerini işlediği için korkan meleklerinden biri gibi karşında titreyerek durayım."
Tanrı onun duasını işitti ve korku dolu adı Susia' nın yüreğine tıpkı meleklerinkine olduğu gibi işledi. Ama o zaman Susia, küçük bir köpek gibi yatağın altına süründü. Hayvansal bir korkuyla tir tir titriyordu. Sonunda haykırdı: "Tanrım izin ver seni yine Susia gibi seveyim."
Ve Tanrı onu bu kez de işitti.