Gökhan AYSO
@Ays_0
Mihi canto et musis.
İstanbul Teknik Üniversitesi
Alanya
Alanya, 17 Nisan
40 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
199 syf.
·
Puan vermedi
Kelime, Bir Kıymet Hükmü
Kelimeler bütün bir devri aydınlatan ateş böcekleri. Suikast: İstibdada her ayaklanışın Osmanlıca'da karşılığı. Saraya karşı her kıpırdanış fesatçıların marifeti. İhtilal: Bozuluş... Her kelime bir devrin billurlaşmış kıymet hükmü, bir devrin bir cemiyetin, bir sınıfın. Sermayedara " işveren" payesini tevcih eden bir cemiyet elbette ki liberalizmi takdis etmektedir. İşveren, bir alay baldırı çıplağa, işsize, aça...." İşveren", devlet gibi, Tanrı gibi bir velinimet. Ya iş vermezse? Feodal çağın " ağa" sı da öyle bir velinimetti. Hâlâ geniş halk tabakaları bu "ağa"nın sayesinde yaşadığına inanır. İşveren, ağa'nın şehirlisi. Garibi şurada ki bu tâbir sol cenah tarafından da benimsenmiş.
Sayfa 143 - İletişimKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Cümle ve İnsan
Düşüncemize istikamet veren: Ayak takımı. Diplomalı ayıların emr-i yevmiyeleriyle akl-ı selimin suratına tükürmekte yarış ediyoruz. Dili mahvettik, cümleyi mahvettik. Unutuyoruz ki cümle, bir düşüncenin, doğan, büyüyen bir düşüncenin, dalbudak salan bir düşüncenin fotğrafı. Tohum bu, patlayacak, filizleşecek, ağaç olacak, dal verecek, yapraklaşacak, yaprak dökecek, çiçek verecek, meyveleşecek. Balzac'a bakın, Sartre'a bakın, Proust'a bakın...
Cümle bazen bir çığlıktır, bir şimşek pırıltısıdır, yanar döner. Ama her fikir bir şimşek değildir ki, bocalayışları, arayışları, kendi kendini düzeltişleri, çeşitli tecrübeleri ile bütün bir arayış... Sonra kendi dillerinden bile habersiz bir alay hödük, bir alay gogmagog cümleyi yok etmekte, dili, bir papağanın, namuslu bir papağanın dahi ,tekrarlamaya tenezzül etmeyeceği garip ve müteneffir bir gıcırtıya, testere gıcırtısına, diş gıcırıtsına benzeyen bir düzine sese... irtca etmektedir.
Sayfa 66 - #CemilMeriç #BuÜlkeKitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
Sabah sabah sinirlerimi bozdum :) Puanlama...
Güneş balçıkla sıvanmıyor.
Şuan Külliyatı ile meşgul iken Cemil Meriçin kitabına düşük puan verenlerin yazdıklarını okuma talihsizliğine düştük.. Allah affetsin. Üstad her düşünceye saygı diyordu. Ben hazret kadar ihtimamlı davranamayacağım.Demişler ki dili çok ağır. Bir diğeri keşke biraz daha Türkçe olsaydı demiş. Komik olan da var mesela nesnellikten uzakmış vs.
Ne güzel demişti bir yorumcu, "Türkçe Bu Ülke ile haysiyet mücadelesi vermiştir. Türkçenin namusunu kurtaran kitap ! "
Sokakta konuştuğu 150-200 tilcikle Türkçe konuştuğunu sanan,kelimelerin evveline inmeden üstadın yaratıcı üslubunu ihata edeceklerini sanan ahmakların zihinlerini "Bu Ülke" temizleyemediyse,nihayetinde bir tecessüs oluşturamadıysa diyorum ki bir iki slogan bulur koyun gibi güderiz bunları. Ben kim oluyorum ki bu esere puanlama yapıyorum derken bu durumu itizal gören de var demek ki. Budala...
Heyhat o cehaletinizden gelen buram buram kokan aşağılık kompleksi sidik kokusu kadar farkedilir durumda. Takılacaksanız bari entel entel takılın da entelijansiya sizi adam sansın. Böyle makyajlarla eksikliğinizi kapatamazsınız. Malumatınız olmadığı yerlerde ahkam kesmeyin. Bu kadar mı muhakeme yeteneğinden uzaksınız ? Hangi üstadlar ve değerli insanlar bu kitap hakkında neler demiş hiç mi bakmazsınız ? Cemil Meriç okuyucusu uyanıktır. Kendinizi rezil ettiğinizle kalırsınız. Eziklenirsiniz. Yapmayın.
Bu Ülke
Bir insanı büyük tarifiyle görün.
Sayfa 197 - Bölüm: Ayhan SongarKitabı okudu
Muvazene...
Batı'nın bütün dünyaya gerek kültür elementleri ile gerek medeni vasıtalarla yayılması bir yerde bazı düşünürlere göre, Avrupa'nın Asya'ya meydan okumasıdır. Bu asrın başından beri bu medeniyetin dayanaklarının çökmekte olduğunu görüyoruz. Bugün Avrupa'dan Asya'ya doğru bir akım varken, Asya'dan Avrupa'ya doğru mistik bir akım görülüyor. Bu maddeden manaya, manadan maddeye doğru gelen karşılıklı akım bir noktada buluşacaktır.
Amerika'daki ikinci sanayi ihtilalinde buna dair emareler var, çünkü bu ihtilalin hedefi maddeye hakim olmak değil, sosyal ilimleri geliştirmektir; ideal bir cemiyetin nasıl kurulabileceğini araştırmaktır. 3.dünyada, Asya'da madde gelişecek, Avrupa da mistik dünyaya dönecektir. Bunun bir dengesini aramaya çalışacağız.
Sayfa 181 - Bölüm : Erol GüngörKitabı okudu
Çevremdekiler düşmanlarım; suratımda bile kusur buluyor, küçümsüyorlardı beni. Sonunda ben de kendimi küçük görmeye başladım. Aptal olduğumu söylediler, aptallığıma inandım. Sizin gelişinizle karanlık hayatım, ruhum, kalbim aydınlığa kavuştu. Ruh huzuruna kavuşarak, başkalarından aşağı olmadığıma inandım. Göze çarpan bir halim, tavırlarımda kibarlık, kısacası cilam yoksa da, yine insanım; kalben, kafaca insanım. Oysa şimdi, kaderin, benim ezilmekten, hor görülmekten, kurtulmama olanak vermeyeceğini anlayınca, ben de onurumu ayaklar altına aldım. Kendimi başıma üşüşen belaların ağırlığına bırakarak metanetimi kaybettim. İşte şimdi sorunu iyice öğrendiğiniz için gözyaşları dökerek yalvarıyorum; bir daha bu konuya dönmeyin, çünkü içim parçalanıyor, dayanılmaz bir acı duyuyorum.
İnsancıklar