***Spoiler içerir.
"Ertesi gün hiç kimse ölmedi."
Aynı cümle ile başlayıp biten kitaptaki akıcılık ve José Saramago'nun bilindik yazı biçimi, dahası fantastik düzeydeki konusu bu kitabı çekici kılıyor. Okurken çeşitli fikirler ve farklı bakış açılarıyla karşılaşıyoruz.
Konusuna gelecek olursak; ölüm, hüküm sürdüğü bölgedeki işini bir süreliğine bırakıyor ve bunu insanlara bir ders vermek maksatlı yaptığını açıklayan bir mektup yollayarak, işine eflâtun renkli mektuplar yollamak, insanların kendini ölüme hazırlaması için zaman tanımak maksadıyla tekrar dönüyor. Tabii işine döndüğü an birikmiş ölüm listesindeki altmış iki bin küsür insan bir anda ölüyor. Ölümsüzlük sürecinde devletin yaptıkları ve fırsatçıların da nasıl bir düzenlemeye gittikleri de anlatılıyor. Mesela "maphia" adlı bir grup ölüm döşeğinde bir türlü ölemeyen insanları, vasilerinin ödediği ücretler karşılığında, kendi ülke sınırlarından diğer ülkelerin topraklarına geçirerek ölmelerini sağlıyorlar. Çünkü ölüm diğer ülkelerde hüküm sürmeye devam ediyor. Bu fikirse ölüm döşeğinde olan bir köylünün ailesine bu yönde bir talepte bulunmasından ve onların bunu yerine getirerek sonucun umulduğu gibi çıkmasından kaynaklanıyor ilkin... Eflâtun mektuplarla tekrar işine dönen ölüm ise bir süre sonra farklı bir durumla karşılaşıyor, bir mektup üç kez geri dönüyor. Ve sonrasında ölümün kaderi onu umulmadık bir yöne çekiyor.
İlginizi çekebilecek fantastik bir roman... Kesninlikle tavsiye ediyorum, bayıldım. Keyifli okumalar diliyorum, her ne okuyorsanız...